|
Sanal Bahanesi
İnternet ortamında çok
kullandığımız ve duyduğumuz, canımızı sıkan her hangi bir tartışmada “ ..dert
etme, sanalda olur bunlar, ..sanalı çok dert ediyorsun ” diyerek teselli
verdiğimiz ve aldığımız, ama hayatımızın bir bölümünü, bazen çoğunu oluşturan
bu yaşam gerçekten sanal midir ? Sanalsa eğer, oluşan bu ilişkiler ne anlama
gelmektedir ? Değilse bu bahaneye sığınmak nedendir?
Günümüzde, bir Net Cafe’de oturup, Chat yapan
insanların kendi kimliklerini gizleyip, olduğundan farklı göstererek,
olmadıklarını oluğu gibi anlatarak karşısındaki insanlara kendilerini takdim
etmesi sanallık değil bir yalanken, tanışma ve karşılaşma başlangıçları
internet olan insanların, zamanla bir araya gelerek yemek yiyip bir şeyler
içerek konuşup muhabbet etmeleri, birbirleri ile tokalaşmaları ve hatta
birbirlerine telefon numaralarını vererek çeşitli zamanlarda uzun uzun
konuşmalarının ardından bu oluşan diyaloga sanal adını vermeleri ne derece
samimidir ve gerçeğe uygundur?
- Messenger’da
web cam açarak bir birlerinin yüzlerini gören, tanıyan ve mikrofonla sesli
konuşma yapan insanların zamanla bir araya gelmese bile bu muhabbetlerine sanal
muhabbet denilebilir mi?
- İnternetteki
muhtelif sitelere üye olmuş, o sitenin amacı doğrultusunda aktivitelere
katılmış, edebiyat, kültür ve sanat, şiir, radyo gibi başlıklarda birbirleri
ile tanışmış ve yakın olmuş kişilerin bütün bu olup bitenlere sanal adını
vermesi ne derece samimidir ?
………………………………………………………………………
Eğer sanal: “ Gerçekte yeri olmayıp, zihinde tasarlanan, mefhum, farazi ve tahmini ”
( kaynak TDK ) tarifi ile açıklanacaksa, bu saydıklarımızın hiçbir sanal olamaz
ve sanal bahanesi yapılan yanlışların hiçbiri için bir mazeret, kılıf olmamalı
!
İşin hukuki, psikolojik ve sosyolojik boyutu bir
uzmanlık alanının işi olsa da, yaşanılanların bir tarifini yapmak ve ahlaki
boyutu hakkında bazı şeyleri söylemek ve bir özeleştiri yapmak hepimizin
vazifesidir.
Sosyal yaşantılarında kendilerini ispat ve ifade
edemeyen, toplumda kendilerine bir yer bulamayan, hep bir şeylerin eksikliği ve
ezikliği ile yaşamış, muhtelif toplumsal ve ahlaki nedenlerle duyguları
bastırılmış insanların bu ortamı daha rahat ve kontrol edilemez görmelerinin ( sanmalarının
) rahatlığı ile iç dünyalarını ve gerçek yüzlerini dökmeleri, kendileri ile
aynı durumda olan diğer insanlarla bir araya gelmeleri ve aynı şekilde davranış
bulmaları kesinlikle sanal adı ile izah edilmemelidir. Kişilik sorunu yaşayan,
şahsiyeti henüz gelişmemiş kişilerin bu tür davranışları kesinlikle bir
psikologun uzmanlık alanına giren ve tedavi edilmesi gereken bir
rahatsızlıktır.
- Hayatında
hiç yalan söylemediğini ifade eden bir kişinin “ sanal ortam ” diyerek yalanına
kılıf araması ve meşru görmesi bir büyük yalan değil midir?
- Hayatında
hiç eşini aldatmadığını, çok sadık ve namuslu olduğunu ifade eden bir kişinin,
ekran karşısında yaşadığı görsel ve yazılı erotik muhabbetleri kendisini
yalanlamakta, yaşamış olduğu toplumda (günah, ayıp ve ahlaki) baskılar nedeni
ile kendisini frenlemekte olup, fırsat bulduğunda yapmayı düşündükleri ve
yapacakları değil midir?
- Aldatma
olgusu sadece bedende olup, dil, beyin ve kalpteki aldatmayı ve sadakatsizliği
aldatma dışında bırakabilir miyiz?
Aslında sanal ortam diye adlandırdığımız bu
alemin bu kadar genişlemesi ve itibar görmesi, buraya harcanan zamanın gerçek
hayatta yapmamız gerekenlerin önüne geçmesi, içimizdeki eksiklikten ve bir
arayıştan doğan, bazen dertlerimizi unutmamız, bazen kafamızı dağıtmamız, bazen
isteyip yapamadıklarımız, arayıp bulamadıklarımız değil midir?
Neden samimi olmayı denemiyoruz?
Kirli yer ve zemin yoktur. Kirletilmiş yer
vardır. Bir yeri önce kirletmek sonra bu kirlilikten şikayet etmek ne derece
mantıklı ve samimi davranıştır? İnternet ortamındaki ilişkiler oturduğumuz
apartman ve yaşadığımız mahalleden farklı mıdır? Hangimiz üst kattaki
komşumuzun geçmişini ve uğraştığı işi tam olarak biliyoruz? Hangimiz her gün
markette selamlaştığımız bir komşumuzun psikolojik ve ahlaki durumunu biliyoruz
?
Muhtelif toplantılarda bir araya gelmiş, oturup
muhabbet etmiş, karşılıklı yemek yemiş çay içmiş, birbirlerine telefon
numaralarını vermiş ve konuşmakta olan kişilerin bu ilişkiye sanal muhabbet ve
dostluk demesi benim asla doğru bulmadığım bir davranıştır. Adımın, sanal ……..
olarak anılmasını asla kabul edemediğim gibi bu ortamda tanıdığım hiç kimseyi
de o şekilde adlandırıp, doğru ve yanlış yaptıklarını da “ sanal ” kılıfına
yerleştirmeyi kesinlikle doğru bulmuyorum..
Var olmayan bir kişiden ne selam alırım ne selam
veririm !
Karşımdakilerin de aynı davranışı sergilemesini
beklemek en doğal hakkımdır.
Oflu / Mehmet Emin Türkyılmaz
Yorumlar
Henüz yapılmış yorum yok
|
|