Bilişim Suçları


Resmî Gazete
Sayı : 26530

Kanun No. 5651 Kabul Tarihi : 4/5/2007


Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Kanunun amaç ve kapsamı; içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usûlleri düzenlemektir.

Tanımlar
MADDE 2 – (1) Bu Kanunun uygulamasında;
a) Bakanlık: Ulaştırma Bakanlığını,
b) Başkanlık: Kurum bünyesinde bulunan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığını,
c) Başkan: Telekomünikasyon İletişim Başkanını,
ç) Bilgi: Verilerin anlam kazanmış biçimini,
d) Erişim: Bir internet ortamına bağlanarak kullanım olanağı kazanılmasını,
e) Erişim sağlayıcı: Kullanıcılarına internet ortamına erişim olanağı sağlayan her türlü gerçek veya tüzel kişileri,
f) İçerik sağlayıcı: İnternet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişileri,
g) İnternet ortamı: Haberleşme ile kişisel veya kurumsal bilgisayar sistemleri dışında kalan ve kamuya açık olan internet üzerinde oluşturulan ortamı,
ğ) İnternet ortamında yapılan yayın: İnternet ortamında yer alan ve içeriğine belirsiz sayıda kişilerin ulaşabileceği verileri,
h) İzleme: İnternet ortamındaki verilere etki etmeksizin bilgi ve verilerin takip edilmesini,
ı) Kurum: Telekomünikasyon Kurumunu,
i) Toplu kullanım sağlayıcı: Kişilere belli bir yerde ve belli bir süre internet ortamı kullanım olanağı sağlayanı,
j) Trafik bilgisi: İnternet ortamında gerçekleştirilen her türlü erişime ilişkin olarak taraflar, zaman, süre, yararlanılan hizmetin türü, aktarılan veri miktarı ve bağlantı noktaları gibi değerleri,
k) Veri: Bilgisayar tarafından üzerinde işlem yapılabilen her türlü değeri,
l) Yayın: İnternet ortamında yapılan yayını,
m) Yer sağlayıcı: Hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişileri,
ifade eder.

Bilgilendirme yükümlülüğü
MADDE 3 – (1) İçerik, yer ve erişim sağlayıcıları, yönetmelikle belirlenen esas ve usûller çerçevesinde tanıtıcı bilgilerini kendilerine ait internet ortamında kullanıcıların ulaşabileceği şekilde ve güncel olarak bulundurmakla yükümlüdür.
(2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen yükümlülüğü yerine getirmeyen içerik, yer veya erişim sağlayıcısına Başkanlık tarafından ikibin Yeni Türk Lirasından onbin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.

İçerik sağlayıcının sorumluluğu
MADDE 4 – (1) İçerik sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur.
(2) İçerik sağlayıcı, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir. Ancak, sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise genel hükümlere göre sorumludur.

Yer sağlayıcının yükümlülükleri
MADDE 5 – (1) Yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir.
(2) Yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.

Erişim sağlayıcının yükümlülükleri
MADDE 6 – (1) Erişim sağlayıcı;
a) Herhangi bir kullanıcısının yayınladığı hukuka aykırı içerikten, bu Kanun hükümlerine uygun olarak haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak engelleme imkânı bulunduğu ölçüde erişimi engellemekle,
b) Sağladığı hizmetlere ilişkin, yönetmelikte belirtilen trafik bilgilerini altı aydan az ve iki yıldan fazla olmamak üzere yönetmelikte belirlenecek süre kadar saklamakla ve bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini sağlamakla,
c) Faaliyetine son vereceği tarihten en az üç ay önce durumu Kuruma, içerik sağlayıcılarına ve müşterilerine bildirmek ve trafik bilgilerine ilişkin kayıtları yönetmelikte belirtilen esas ve usûllere uygun olarak Kuruma teslim etmekle,
yükümlüdür.
(2) Erişim sağlayıcı, kendisi aracılığıyla erişilen bilgilerin içeriklerinin hukuka aykırı olup olmadıklarını ve sorumluluğu gerektirip gerektirmediğini kontrol etmekle yükümlü değildir.
(3) Birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerinde yer alan yükümlülüklerden birini yerine getirmeyen erişim sağlayıcısına Başkanlık tarafından onbin Yeni Türk Lirasından ellibin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.

Toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülükleri
MADDE 7 – (1) Ticarî amaçla toplu kullanım sağlayıcılar, mahallî mülkî amirden izin belgesi almakla yükümlüdür. İzne ilişkin bilgiler otuz gün içinde mahallî mülkî amir tarafından Kuruma bildirilir. Bunların denetimi mahallî mülkî amirler tarafından yapılır. İzin belgesinin verilmesine ve denetime ilişkin esas ve usûller, yönetmelikle düzenlenir.
(2) Ticarî amaçla olup olmadığına bakılmaksızın bütün toplu kullanım sağlayıcılar, konusu suç oluşturan içeriklere erişimi önleyici tedbirleri almakla yükümlüdür.
(3) Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüğe aykırı hareket eden kişiye mahallî mülkî amir tarafından üçbin Yeni Türk Lirasından onbeşbin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.

Erişimin engellenmesi kararı ve yerine getirilmesi
MADDE 8 – (1) İnternet ortamında yapılan ve içeriği aşağıdaki suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak erişimin engellenmesine karar verilir:
a) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
1) İntihara yönlendirme (madde 84),
2) Çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra),
3) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190),
4) Sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194),
5) Müstehcenlik (madde 226),
6) Fuhuş (madde 227),
7) Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228),
suçları.
b) 25/7/1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlar.
(2) Erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde hâkim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verilir. Soruşturma evresinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından da erişimin engellenmesine karar verilebilir. Bu durumda Cumhuriyet savcısı kararını yirmidört saat içinde hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Bu süre içinde kararın onaylanmaması halinde tedbir, Cumhuriyet savcısı tarafından derhal kaldırılır. Koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesine ilişkin karara 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilir.
(3) Hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından verilen erişimin engellenmesi kararının birer örneği, gereği yapılmak üzere Başkanlığa gönderilir.
(4) İçeriği birinci fıkrada belirtilen suçları oluşturan yayınların içerik veya yer sağlayıcısının yurt dışında bulunması halinde veya içerik veya yer sağlayıcısı yurt içinde bulunsa bile, içeriği birinci fıkranın (a) bendinin (2) ve (5) numaralı alt bentlerinde yazılı suçları oluşturan yayınlara ilişkin olarak erişimin engellenmesi kararı re’sen Başkanlık tarafından verilir. Bu karar, erişim sağlayıcısına bildirilerek gereğinin yerine getirilmesi istenir.
(5) Erişimin engellenmesi kararının gereği, derhal ve en geç kararın bildirilmesi anından itibaren yirmidört saat içinde yerine getirilir.
(6) Başkanlık tarafından verilen erişimin engellenmesi kararının konusunu oluşturan yayını yapanların kimliklerinin belirlenmesi halinde, Başkanlık tarafından, Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur.
(7) Soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi halinde, erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda Cumhuriyet savcısı, kovuşturmaya yer olmadığı kararının bir örneğini Başkanlığa gönderir.
(8) Kovuşturma evresinde beraat kararı verilmesi halinde, erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda mahkemece beraat kararının bir örneği Başkanlığa gönderilir.
(9) Konusu birinci fıkrada sayılan suçları oluşturan içeriğin yayından çıkarılması halinde; erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından kaldırılır.
(10) Koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesi kararının gereğini yerine getirmeyen yer veya erişim sağlayıcılarının sorumluları, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(11) İdarî tedbir olarak verilen erişimin engellenmesi kararının yerine getirilmemesi halinde, Başkanlık tarafından erişim sağlayıcısına, onbin Yeni Türk Lirasından yüzbin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezasının verildiği andan itibaren yirmidört saat içinde kararın yerine getirilmemesi halinde ise Başkanlığın talebi üzerine Kurum tarafından yetkilendirmenin iptaline karar verilebilir.
(12) Bu Kanunda tanımlanan kabahatler dolayısıyla Başkanlık veya Kurum tarafından verilen idarî para cezalarına ilişkin kararlara karşı, 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulabilir.

İçeriğin yayından çıkarılması ve cevap hakkı
MADDE 9 – (1) İçerik nedeniyle hakları ihlâl edildiğini iddia eden kişi, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabı bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasını isteyebilir. İçerik veya yer sağlayıcı kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde, talebi yerine getirir. Bu süre zarfında talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılır.
(2) Talebin reddedilmiş sayılması halinde, kişi onbeş gün içinde yerleşim yeri sulh ceza mahkemesine başvurarak, içeriğin yayından çıkarılmasına ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Sulh ceza hâkiminin kararına karşı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir.
(3) Sulh ceza hâkiminin kesinleşen kararının, birinci fıkraya göre yapılan başvuruyu yerine getirmeyen içerik veya yer sağlayıcısına tebliğinden itibaren iki gün içinde içerik yayından çıkarılarak hazırlanan cevabın yayımlanmasına başlanır.
(4) Sulh ceza hâkiminin kararını bu maddede belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen sorumlu kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İçerik veya yer sağlayıcının tüzel kişi olması halinde, bu fıkra hükmü yayın sorumlusu hakkında uygulanır.

İdarî yapı ve görevler
MADDE 10 – (1) Kanunla verilen görevler, Kurum bünyesinde bulunan Başkanlıkça yerine getirilir.
(2) Bu Kanunla ekli listedeki kadrolar ihdas edilerek Başkanlığın hizmetlerinde kullanılmak üzere 5/4/1983 tarihli ve 2813 sayılı Telsiz Kanununa ekli (II) sayılı listeye eklenmiştir. Başkanlık bünyesindeki iletişim uzmanlarına, Kurumda çalışan Telekomünikasyon Uzmanlarına uygulanan malî, sosyal hak ve yardımlara ilişkin hükümler uygulanır. İletişim Uzmanı olarak Başkanlığa atanan personelin hakları saklı kalmak kaydıyla, kariyer sistemi, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
(3) Başkanlığa Kanunla verilen görevlere ilişkin olarak yapılacak her türlü mal veya hizmet alımları, ceza ve ihalelerden yasaklama işleri hariç, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ile 5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu hükümlerine tâbi olmaksızın Kurum bütçesinden karşılanır.
(4) Kanunlarla verilen diğer yetki ve görevleri saklı kalmak kaydıyla, Başkanlığın bu Kanun kapsamındaki görev ve yetkileri şunlardır:
a) Bakanlık, kolluk kuvvetleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile içerik, yer ve erişim sağlayıcılar ve ilgili sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyon oluşturarak internet ortamında yapılan ve bu Kanun kapsamına giren suçları oluşturan içeriğe sahip faaliyet ve yayınları önlemeye yönelik çalışmalar yapmak, bu amaçla, gerektiğinde, her türlü giderleri yönetmelikle belirlenecek esas ve usûller dahilinde Kurumca karşılanacak çalışma kurulları oluşturmak.
b) İnternet ortamında yapılan yayınların içeriklerini izleyerek, bu Kanun kapsamına giren suçların işlendiğinin tespiti halinde, bu yayınlara erişimin engellenmesine yönelik olarak bu Kanunda öngörülen gerekli tedbirleri almak.
c) İnternet ortamında yapılan yayınların içeriklerinin izlenmesinin hangi seviye, zaman ve şekilde yapılacağını belirlemek.
ç) Kurum tarafından işletmecilerin yetkilendirilmeleri ile mülkî idare amirlerince ticarî amaçlı toplu kullanım sağlayıcılara verilecek izin belgelerinde filtreleme ve bloke etmede kullanılacak sistemlere ve yapılacak düzenlemelere yönelik esas ve usûlleri belirlemek.
d) İnternet ortamındaki yayınların izlenmesi suretiyle bu Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında sayılan suçların işlenmesini önlemek için izleme ve bilgi ihbar merkezi dahil, gerekli her türlü teknik altyapıyı kurmak veya kurdurmak, bu altyapıyı işletmek veya işletilmesini sağlamak.
e) İnternet ortamında herkese açık çeşitli servislerde yapılacak filtreleme, perdeleme ve izleme esaslarına göre donanım üretilmesi veya yazılım yapılmasına ilişkin asgari kriterleri belirlemek.
f) Bilişim ve internet alanındaki uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği ve koordinasyonu sağlamak.
g) Bu Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında sayılan suçların, internet ortamında işlenmesini konu alan her türlü temsili görüntü, yazı veya sesleri içeren ürünlerin tanıtımı, ülkeye sokulması, bulundurulması, kiraya verilmesi veya satışının önlenmesini teminen yetkili ve görevli kolluk kuvvetleri ile soruşturma mercilerine, teknik imkânları dahilinde gereken her türlü yardımda bulunmak ve koordinasyonu sağlamak.
(5) Başkanlık; Bakanlık tarafından 3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun ek 1 inci maddesi uyarınca, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, çocuk, kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanlığı ile Kurum ve ihtiyaç duyulan diğer bakanlık, kamu kurum ve kuruluşları ile internet servis sağlayıcıları ve ilgili sivil toplum kuruluşları arasından seçilecek bir temsilcinin katılımı suretiyle teşkil edilecek İnternet Kurulu ile gerekli işbirliği ve koordinasyonu sağlar; bu Kurulca izleme, filtreleme ve engelleme yapılacak içeriği haiz yayınların tespiti ve benzeri konularda yapılacak öneriler ile ilgili gerekli her türlü tedbir veya kararları alır.

Yönetmelikler
MADDE 11 – (1) Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin esas ve usûller, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanlıklarının görüşleri alınarak Başbakanlık tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir. Bu yönetmelikler, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde çıkarılır.
(2) Yer veya erişim sağlayıcı olarak faaliyet icra etmek isteyen kişilere, telekomünikasyon yoluyla iletişim konusunda yetkilendirme belgesi olup olmadığına bakılmaksızın, yer veya erişim sağlayıcı olarak faaliyet icra etmesi amacıyla yetkilendirme belgesi verilmesine ilişkin esas ve usûller, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Bu yönetmelik, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş ay içinde çıkarılır.

İlgili kanunlarda yapılan değişiklikler
MADDE 12 – (1) 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun 2 nci maddesinin (f) bendine aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Bu idarî para cezalarına ilişkin kararlara karşı, 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulabilir."
(2) 4/7/1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun ek 7 nci maddesinin onuncu fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "belirtilen" ibaresinden sonra gelmek üzere "telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişime ilişkin" ibaresi eklenmiş, ikinci cümlesi "Oluşturulan bu Başkanlık bir başkan ile daire başkanlıklarından oluşur." şeklinde değiştirilmiştir.
(3) 5/4/1983 tarihli ve 2813 sayılı Telsiz Kanununun 5 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Kurulca belirlenecek esas ve usûller çerçevesinde, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 22 nci maddesinde belirtilen doğrudan temin usûlüyle serbest avukatlar veya avukatlık ortaklıklarıyla avukat sözleşmeleri akdedilebilir."
(4) 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi "4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 135 inci maddesinin altıncı fıkrasının (a) bendinin (14) numaralı alt bendi kapsamında yapılacak dinlemeler de bu merkez üzerinden yapılır." şeklinde değiştirilmiş; dördüncü fıkrasında yer alan "Ancak" ibaresinden sonra gelmek üzere "casusluk faaliyetlerinin tespiti ve" ibaresi eklenmiş; altıncı fıkrasının üçüncü cümlesinde geçen "Bu madde" ibaresi "Bu fıkra" olarak değiştirilmiştir.

GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Başkanlığın kuruluştaki hizmet binasının yapımı, ceza ve ihalelerden yasaklama işleri hariç, Kamu İhale Kanunu ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu hükümlerine tâbi olmaksızın Kurum bütçesinden karşılanır.
(2) Halen faaliyet icra eden ticarî amaçla toplu kullanım sağlayıcılar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde 7 nci maddeye göre alınması gereken izin belgesini temin etmekle yükümlüdürler.
(3) Halen yer veya erişim sağlayıcı olarak faaliyet icra eden kişilere, Kurum tarafından, telekomünikasyon yoluyla iletişim konusunda yetkilendirme belgesi olup olmadığına bakılmaksızın, yer veya erişim sağlayıcı olarak faaliyet icra etmesi amacıyla bir yetkilendirme belgesi düzenlenir.

Yürürlük
MADDE 13 – (1) Bu Kanunun;
a) 3 üncü ve 8 inci maddeleri, yayımı tarihinden altı ay sonra,
b) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.

Yürütme
MADDE 14 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
22/5/2007
 

BİLİŞİM SUÇLARININ DELİLLENDİRİLMESİNDE AMERİKAN UYGULAMASI VE ÜLKEMİZDEKİ DURUM

Giris
Bilgi teknolojisinin (IT) hızlı ilerleyişi hukuk dalında çalışma yapanları ilerleyen yıllarda nasıl etkileyecektir? Sistemimiz ve onu isletenler bu duruma uyum sağlama için neler yapabilir, sorunsalına uygun yaklaşımların geliştirilmesinin gerekliliği ortadadır.
Internet elektronik bir dünya olarak, fiziksel dünya ile paralel gitmektedir. Internet yapısı önceden tasarlanmış bir Networks (ağ) yapısından çok, hızlı ilerleyen birçok bilgisayarın dahil olduğu Networks (ağ) yapılarının büyük bir Networks (ağ) havuzunda birleşiminden oluşmaktadır. Bugün artık entegre bir yapıya sahip olan Internet, bilgilerin sunulduğu, tartışıldığı, yenilerinin yaratıldığı, depolandığı, işlem gördüğü ve iletişim için kullanıldığı dünya çapında bir çevreyi oluşturmaktadır.
Internet ile bilgi, fiziksel dünyadan elektronik dünyaya doğru bir göç yasamaktadır (Buna bilişim dünyası, Siber Dünya da denilmektedir.) Bu durum ilk olarak 2. Dünya Savası sonrası süreçte gelişmiştir. Her ne kadar da kişisel bilgisayarlar 1970’li yıllarda kullanılmaya başladı ise de, bu geçim çok yavaş ve birbirinden kopuk olmuştur. 1980 ve 90’li yıllarda artık bir çok bilgi elektronik formatta ye da kağıttan, elektronik ortama aktarım süreci yasamıştır. Internetçin ilk olarak orta ölçekte iletişimde kullanımı ile, bu süreç hızlanmış ve “ kağıtsız büro” kavramı ortaya çıkmıştır.

1. Bilgi Teknolojisi ve Elektronik Uygulama Zorunluluğunun Etkisi
Teknolojideki hızlı değişim ile ilgili su ilginç olay bize değişimin hızını göstermektedir. Aya il ayama basan insan olan Armstrong’un hocası bir konferansında; “Benim babam uçağı görmedi, görse de çelik yığınının havada uçabileceğine inanmazdı. Bense, uçağın icadına ve sesten hızlı gidenine şahit oldum. Sonunda benim bir öğrencim, bir uzay aracı vasıtası ile aya inmeyi basardı. Bütün bu gelişmelerin mazisi üç nesil yani yetmiş beş yılı kapsar” demiştir. Değişimin bu yüzü tabi ki bilgisayar alanında bu hızdan daha büyük hızla ilerlemektedir. Yüzyılımızdaki üç süreç bize hukuk uygulamaların elektronik değişimi ile ilgili zorunluluğu açıklamaktadır. Bunlar; maddi yapıdan çıkarım (dematerialisation), her yerde her zaman hazır sunum (omnipresence) ve her düzenlemeye uygunluktur (malleability).
Çalışma alanındaki bilgilerin içeriğinin fiziksel formattan, elektronik formata dönüşümü yani bunların maddi yapıdan çıkarım (dematerialise) sürecinde olması konusuna eğilmek gerekmektedir. Bu süreç tabi ki her yerde bankalarda, okullarda, alışveriş merkezlerinde, kütüphanelerde, mahkemelerde, devlet kurumlarında, kontrollü veya kontrolsüz olarak oluşmaktadır. Çok sağlam bürokratik yapıya giren yeni kavram eskinin yerine kesinlikle olmaz, böyle bir şey mümkün değil, sistemi engeller, gibi bir yaklaşım her zaman var olacaktır. Ayrıca yüz yüze iletişim üzerine kurulu fiziksel ortam yerine, elektronik etkiletişim ile ilgili giderek daha çok artan kullanım baskısı bizim bu konudaki girişimlerimizin daha hızlı olmasını gerekmektedir.
Her yerde her zaman hazır sunum (omnipresence) kavramı; maddi yapıdan çıkarım (dematerialisation), bilgi yaklaşımının bir sonucu olarak ortaya çıkan kavramlar olabilir. Dokömünlür ile insan ve mekanın durumları arasında bulunan fiziksel mesafe engel oluşturabilecektir. Elektronik mesafe kavramı ise, coğrafik durumunuza bakılmaksızın sanki ayni odadaymışsınız gibi, bilgi ve kurumların içine girilebilir gibi erişilebilir duruma getirmektedir. Ayrıca bilgi ve kurumlar sadece bir yerde olmaz böylelikle her yerde bulunabilirler. Ve sadece her yerde olmak ile kalınmayacak ve her yerde varlığını hissettirecektir. Her yerde her zaman hazır sunum kavramı elektronik dünyanın dikkate değer özelliklerinden bir olan ayni zamanda bir çok yerde mevcut olma durumunu ifade etmektedir (Widdison, 1997:143 – 163). Nitekim bu kavram ülkemizde Bilişim Şurasında “e-Devlet yapısına özgü düzenlemelerin gerçekleştirilmesi”(bilişim şurası.org.tr, 2002:293) gerekliliği ortaya konarak ulusal yapıdaki vatandasın her yerden her zaman hazır olarak kurumlara elektronik ulaşımı hedeflenmektedir.
Her düzenlemeye uygunluk (malleability); yukarıdaki iki kavramı birleştiren bir kavramdır. İlk olarak uygunluğa intibak kabiliyetini gösterir. Bilgisayarlar diğer şeylere oranla insan yapısına uyum sağlayabilen dünyadaki çok az şeyden biridir. Daktilo devamlı daktilodur, fotokopi makinesi fotokopi makinesidir, telefon bir telefondur. Bir bilgisayar her ne kadar da yazı yazsa, fotokopi çekse, telefon, fak aleti olarak kullanılabilse de günlük olarak, grafik çizme aracı olarak, kütüphane olarak, kütüphaneci olarak ve sayılamayacak kadar çok şeyi yapabilmektedir. Böylelikle bilgi teknolojisini (İT) her nerede kullanmak istiyor isek orada kullanabiliriz. Var olan formları yenilikçi uygulamalar adına istediğimiz şekilde bilgi teknolojisi ile sınıflandırıp sunabiliriz. Elektronik formdaki bilgi her bir bireysel kullanıcı tarafından düzenlemeye, sınıflamaya, seçilmeye ve sunulmaya hazır bilgi anlamına gelmektedir.

Her düzenlemeye uygunluk kavramı her ne kadarda bilgi teknolojisi tabanlı çalışma araçlarının karakteristik anahtar özelliği değilse de, sosyal alanı ilgilendiren özellikle isin nasıl, ne zaman ve nerede yapıldığı ile ilgilidir. 1970’lerde bireyler arasında kullanıma başlıyan bilgisayarın demokratik ortamda kolayca dünyaya yayılan gücünün artık politik bir anahtar ve sosyal bir nesne olması nedeni ile, kişisel bilgisayar kullanıcıların ilk öncüleri devletlerin ve diğer tabu haline getirilmiş değerlerin önünde bilgi teknolojisini özgür bırakmıştır. Ve böylelikle dünyada yapılan is yeniden şekillenmiştir. Çalışanların is merkezli çalışmalarından esnek ev temelli ve kişi temelli çalışmaya dönük bir yol ortaya çıkmıştır (widdison, 1997:143 – 163). Maddi yapıdan çıkarım (dematerialisation), her yerde her zaman hazır sunum (omnipresence) ve her düzenlemeye uygunluk (malleability) kavramları alışkanlıkları ve çalışma yapılarını derinden etkileyebilecek kavramlar olarak sistemleri zorlamaktadır. Bu etki ile yeniden yapılanan bilgi sistemi beraberinde belli sıkıntıları da meydana getirmiştir. Tabi ki bu süreçte bu bilgi ile ilgili art niyetli ve bilginin suç aracı kullanımı gibi bir durum ortaya çıkmıştır.

2. Elektronik Ortamda Suç ve Suçun Tespiti
Bilişim suçları ile ilgili birçok hukuki boyutta bilişim suçunu hazırlayanlar ve isleyenler ile ilgili makaleler yazılmaktadır± örneğin; bilgisayarla veya bilgisayar vasıtası ile islenen suçlar ile ilgili. Bu makalelerden çoğu bazı sosyal varsayımlara dayanarak yazılmakta ve her şeyi bilişim suçuymuşçasına adlandırılmaktadır.. Nitekim bizim ceza konucumuzda bilişim alanındaki suçlar, TCK’nin 525/a, 525/b, 525/c ve 525/d maddeleri olmak üzere toplam 4 maddeden oluşmaktadır. 525/a ve b ve c maddelerinde beş değişik suç söz konusudur. 525/d maddesinde de yeni bir suç tipi yaratılmamış feri cezalar öngörülmüştür. Tüm bu suçlar TCK’n una 3756 şayili yasa ile 1991 yılında eklenerek 11. Baçta düzenlenmiştir.
Bilişim suçlarının alanına hangi faaliyetlerin girdiğinin tespiti uygulamanın ve yargılamanın baslıca sorunudur.
Bu soruna genel hatları ile değerlendirildiğinde ortaya su sonuç çıkmaktadır. Faaliyet bilgisayar sistemi ile mi teyellendirilmektedir, yoksa bilgisayar o faaliyetin gerçekleşmesinde yardımcı bir unsur olarak mi kullanılmaktadır. Bankaların A.T.M. uygulaması bilgisayar temelli olduğu için bilişim faaliyetidir. Çünkü bu sistem çöktüğünde bu faaliyet asla icra edilemez. Ancak Radyo ve Televizyon Yayıncılığı bilgisayar sistemlerini faaliyetlerinin çeşitli aşamalarında kullanmakta ise de, bunların faaliyeti bilişim temelli değil, iletişim temellidir. Yararlanma, bu yayınları bilgisayar temelli hale getirmez.
Bu suçların yargılaması da Asliye Ceza Mahkemelerinde yapılır ve takibi şikayete bağlı suçlar olmadığından, kovuşturmaları da re’sin yapılmaktadır. Ayrıca bilişim suçları içinde en önemli alanlardan biri olan Internet suçları ile ilgili 4756 şayili kanun ile² yeni bir düzenleme getirilmiş ve artık Internet kaynaklı konularda basın kanunu altına alınmıştır. Ayrıca bu alanda bir de, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundan yararlanılarak eser sayılan metalar ile ilgili gerekli hükümler uygulanır.
Bilişim suçları diğer geleneksel suçlardan farklı olarak yeni kanunlar ve yeni araştırma teknikleri gerektiren bir alandır (Brenler: 2001: 3.Prag.). Ayrıca siber alan ileride de ele alınacağı üzere yeni çalışma teknik ve yöntemleri gerektiren bir konudur.
Suçlar sözde geleneksel anlamı ile gerçek yasam alanı olarak adlandırılan ve fiziksel gerçeklerin paylaşıldığı alan içinde kalmaktadırlar. Bu nedenle bilişim suçları özel hayata müdahale, kamu haklarını ihlal gibi alanlarda değerlendirilmektedir. Modern ceza hukuku hala esas varsayım olarak diş alandan yani fiziksel alandan ilişki kurulabilecek davranışların –konu ile ilgili eylem ye da eylemsizliğin hukuk ile ilgili alanın oluşmasını bekleyerek- beklenilmesini iddia etmektedir. Ayrıca bu iddiasında sorumluluk olarak başkaca bir şey yüklenilmesini istemez (Brenler: 2001: 10.Prag.).

Siber alan; etki alanı ile var olan, fiziksel dünyadan ayrı bir alandır. “Sanal dünya” deyimi ile kavramsal olarak gerçekliği paylaştığı kadar, fiziksel gerçeklik ile paylaşımda bulunmaz. Fiziksel alan olmadığından dolayı, Eza Hukukunun şimdiki ilkelerinin tartışılması ve kolaycı yol ile suçlara kolaylıkla siber alemin avantajlarını belki de sömürerek çeşitli yorumlamalarda bulunabiliriz. Bu kabul edilen yetersizlik, siber suçlar ve suç arasındaki maddi farklılıklardan kaynaklanmaz, bu kusurların ve zararın her ikisinin de birlikteliğinden meydana gelir (Brenler: 2001: 11.Prag). Bu tür suçlar ile adli ve idari mücadelenin zorluğu da bu nedenden kaynaklanmaktadır. Bu noktada bilgisayar suçlarında delillendirme sürecini belirtilen zorluklar içinde incelemeye çalışacağız.

3. Bilgisayar Delillendirme Süreci
Bilgisayar delillendirme süreci ilginç ve dikkat gerektiren bir süreçtir. Beş farklı seviyede hard disk sürücüleri, zıp diskleri, disketler, CD’ler, DVD’ler ile bilgisayar yedeklemesi yapılabilir. İlk iki yedekleme bilgisayar kullanıcılarına anlamlı gelmeyebilir. Bu iki delillendirme çalışması hassas çalışmayı gerektirir, bilgisayarda yapılan normal çalışmalarda çalışma aygıtında kolaylık ile bozulmalara neden olabilir. Elektro mıknatıs etki, zarar verici trojan(truva) ati ve virüs, programları ve diğer belirsiz nedenler ile birkaç saniyede bilgisayar delilleri yok olabilir. Bu konu ile ilgili başka benzer delillendirme süreçlerinde bu kadar araştırmacıya potansiyel problem ve zorluk çıkaran başka bir alan bilinmemektedir. Önceleri Amerikan Adli Sisteminde avukatlar ve savcılar delillendirme süreci ile ilgili çok şey bilmiyorlardı. Bu nedenle savunma konuları çok karmaşık bir durumda idi. Zamanla durumlar değişti ve kanun adamları hukuk alanında elektronik dokümanları kesif ederek kitaplarda yazmayan uygulamalar içinde kendilerini buldular.
Bilgisayar delillendirme araştırmacıları sadece bilgisayarın asil sahibi tarafından oluşturulan yıkıcı süreçler ve aygıtlardan endişelenmek ile yetinmemeli ayrıca, bilgisayar çalışma sistemi ve aygıtlardan endişelenmelidir. Deliller tipik bellek içinde, tablolara programlarında, veri tabanı ve kelime işlem dosyalarında bulunabilir. Ayrıca potansiyel deliller herhangi bir yerde, silinmiş dosyalarda ve Windows’un geçici dosyalarında bulunabilir. Bu gibi deliller Windows’un bilgi parçalarında ve kolaylıkla üzerilerine bilgisayarın yeniden başlatılması ile ve veya Microsoft Windows’un çalışması ile yazılabilecek durumda bulunur. Windows başladığı zaman potansiyel olarak yeni dolaylar oluşturur ve normal bir süreç olarak var olan dosyayı açar. Bu durum silinmiş dosyaların üzerine yeniden yazılmayı ve Windows’un geçici dosyalarının değişmesine ye da bozulmasına sebep olur. Ayarıca Windows normal işletim sürecinde dizin girişlerini günceller, bu noktada tabi ki dosya zaman ve tarihleri delillendirme sürecinde çok önemlidir.
Bilgisayar araştırmacıları için bir diğer sıkıntı, delillendirmeyse konu olan bilgisayardaki bir diğer programın çalışmış olmasıdır. Suçlular işletim sisteminde standart sistem komutları ile delilleri yok edebileceklerdir. Nitekim bu konuda uygulamalı yapılan eğitimlerde delil olarak düzenlenmiş düzeneğin “DIR” komutu ile yok edildiği gösterilmiştir. Yüksek teknolojik bilgilere sahip olan suçlularca (Bugün artık bilgisayar okur yazarlığına sahip suçlularca) standart program isimleri ve Windows program ikonaları fonksiyonları değiştirilip yıkıcı ve ortadan kaldırıcı etkilere sahip hale getirilebilmektedir.
Bilişim polislerin kelime işlemcilerden Microsoft Word ve Word Perfect gibi programlara bile güvenmesi kendi adlarına bir tehlike yaratabilir. Bu programların çalışma anlayışı; kelime işlemci dosyalar açıldığı ve göründüğü zaman, geçici dosyalar kelime işlemci tarafından oluşturulmaktadır. Bu dosyalar geçimi dosyalar üzerine daha önceden potansiyel delil olarak kullanılabilecek bölümlerin üzerine yazar, bu durumda delilin ortadan kalkmasına neden olabilir. Bilgisayar delillendirme süreci potansiyel riskler taşıyan bir istir. Bilgisayar araştırmacılarının omuzlarında bazı kritik materyallerin kayıp olması ye da önem arz eden isin devri gibi bir yük yükler. Birçok içsel problem bilgisayar delillerinin üzerinde çalışma sürecinde kayıp olması gibi bir sonuç vermektedir.
Bilgisayar delillendirme de bilgisayarı güvene aldıktan sonra ilk yapılacak şey, bilgisayarın bütün bilgilerinin bitlerini içeren yedeklemesinin (bit stream back up) üzerinde çalışmadan ve tekrar gözden geçirmeden yapılmasıdır. Bilgisayar çalıştırılmadan önce bu işlem normal olarak yapılmalıdır. Bütün suç ile ilgili işlemlerde delillerin sunulması öncelikli istir, bundan bilgisayar delillendirme işlemini soyutlayamayız. Delillendirmenin bu temel kuralı değişmez. Bütün acemilerde bilir ki bedeli ne olursa olsun deliller adalete sunulmalıdır. Yukarıda da belirtildiği gibi deliller çok yönlü düzeylerde ve farklı bellek konumları içinde bulunabilir. Bu düzeyler tahsis edilmiş dosyalar, silinebilir ye da silinmeye uygun dosyaları ifade eder. Hard diskin standart kopyalanmasında bu yeterli olmayabilir. Eğer böyle standart bir yedekleme yapılır ise bilgilerin dosya alanında silinmesi ye da bozulması mümkün olabilecektir. Bir alanda delillerin yedeklenmeden üzerinde çalışmak bunları bozabilecek veya üzerinde değişikliklere neden olabilecektir. Standart yedeklerdense bitlerini içeren yedekleme çok daha fazla özenli yedeklemedir. Bit stream yedeklemesi bilgi saklama aracı üzerindeki her bir biti birebir yedekler ve genelde bu isle uğraşanlar orijinal hard diskin iki kopyasını yapmaktadırlar. Hangi süreç denenmek isteniyor ise yedeklenen kopya üzerinde bu işlem yapılabilir. Daha önceden sıkıntı oluşturabilecek delillendirme süreci artık “kolay bir süreç” haline gelir.
Unutulmamalıdır ki; bilgisayar delillendirme sürecinde kullanılabilecek sadece bir tek hak vardır, bunu iyi kullanabilmek ancak kullanılan araçlar üzerinde tam hakimiyet ile olabilir (Anderson, 2002).

A. Bilişim Suçlarının Delillendirilmesinde Program Kullanımı
Amerika’da Federal kanuach da Federal kanuf1 eğitim seminerindekiler tarafından 1989’da ilk olarak bilgisayar kriminal bilimi kursunda bitleri içeren yedekleme konusu ihtiyacı belirtilmiştir. Paul Mac diye bir şirkette çalışan Micheal White tarafindan geliştirilen ilk yedekleme işlem programı “IMDUMP” olarak isimlendirilmişti. Bu program 1991 yılına kadar şirketin programı başka bir şirkete satılmasına kadar delillendirme sürecinde Amerika’da kullanılmaya devam edilmiştir. Daha sonra Sydex İnç. İsimli firma bu faaliyete devam etmiştir. Bu şirkette elektronik suç alanı sunumunda devrim yapan “Safeback” bu süreçte birçok devlet gizli servislerinde, askeri servislerde ve kanun adamlarının tüm dünyada yapılan çalışmalarında kullanılmıştır. Normal yedekleme programlarından farklı olarak “Safeback” hard disk üzerinde bulunan bütün bilgileri kopya etmekte ve sunmaktadır. Bu işlem kötü sektörlerdeki (baç sectors) gizli bilgileri ve IRC (Computer Recycling Center) bilgisayar geri dönüşüm kutusundaki tüm bilgileri yedekler. “Safeback” isimli programın üreticisi olan Sydex isimli (sydex.com. 2002) Amerikan şirketi kendi Internet sitesi üzerinden, yönlendirme yapmakta³ burada bahse konu New Technologies İnç. NT (Yeni Teknolojiler Şirketi) isimli şirket sayfalarında Amerika’daki askeri ve hukuk ile alakalı kamu kurum, kuruluşları ile Fortune 500’deki büyük şirketlere bilgisayar delilleri bulma, bilgisayar bilgi sızmalarına karsı hizmet verdiğini bildirmektedir. Bu sitenin içerisinde programlar bölümü altında (forensicsintl.com, 2002) “Safeback” ile ilgili iletisime geçinebilecek adresler verilmekte ayrıca delillendirme ve polisin bu süreçte kullanacağı diğer programlar baslık altında ortaya konmaktadır.4 Bu suçun delillendirme sürecindeki yeni yaklaşım olan metotlar ile ilgili ciddi bir eğitim süreci gerektiği ortadadır, zaten konu ile ilgili programın satıcısı şirket eğitimlerin verilmesi ile ilgili yönlendirmeleri yapmaktadır.
Bu gibi konularda kanun adamlarına bu kadar yardim edebilecek başka bir program ise yine kanun adamlarınca kolay kullanımından dolayı tercih edilen “Snapback” isimli programdır. Bu program ne yazık ki “Safeback” isimli programdan daha pahalı ve orijinal programı delillendirme süreci için tasarlanmamıştır (Anderson, 2002). Özellikle Windows NT ve Novell Netware server ile ilgili yedekleme yapan program Internet sitesinde (snapback.com, 2002) “Gerçek imaj, bütün sistem dosyalarını, registry, açık dosyalar, bilgi bölgelerini kısa zamanda yedekleme yapmaktadır” seklinde tanıtımını yapmaktadır.
Delillendirme de her aşamada ortaya çıkan yanlış yedeklemede programın bir diğer olumsuz yönüdür. Gerçekte bu program sistem yöneticilerince ağ (Networks) ortamında yapılacak yedeklemeler için tasarlanmıştır.
Hard disklerde yapılacak bit stream yedeklemesi ve disketlerde yapılacak standart Döş Diskcopy işlemi olmadan yapılacak delillendirme isi ateş ile oynamak gibidir. Ayrıca bu delillendirme ile ilgili ileride yapılacak talimatlarda bu konunun kesinlikle göz önüne alınması gereklidir. Disket yedeklemelerinde Döş Diskcopy kullanıldığı zaman, DOS’un 6.22 versiyonu kullanılmalı ve /V (Bilgi Doğrulama – Data Verification) parametresi ana dizinde kullanılmalıdır.
Bilgisayarda bulunan verilerin delillendirmesi işleminde kullanılacak program ve dikkat edilecek konular tabi ki bu kadar değildir. Bu konuda ileri teknik eğitim ve araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

B. Delillendirmeyse Karsı Yapılan Programlar
Amerika’daki serbest piyasa ortamında devletin yaptığı kanuni çalışmalara karsı özel sektörde özel kişi veya kurumlara yönelik özde delillendirmeydi önleyecek makinenin hard diskindeki verilerin, bulunamayacak şekilde, istenilen zamanda ve/veya her makine açılıp kapandığında ortadan kaldıran programları piyasaya sürmüştürler. Bu yapılan çalışmada programlardan Kanıt Kaldırıcı “Evidence Eliminator” ve Siber Silici “CyberScrub” isimli iki program ortaya konmaya çalışılacaktır.
Bunlardan ilk olarak Kanıt Kaldırıcı isimli Siber Silicimden biraz daha profesyonel olan programdan bahsedeceğiz. “Biliyor musunuz devlet ve polis ISP’ler (Internet servis sağlayıcılar) aracılığı ile sizin internetten indirdiğiniz konuşsuz dosyaları kayıt ediyor ve sizin internette yaptığınız gezinti ve dosya indirimleri kanıt için toplanıyor” baslığı ile programını sunan şirket,5 devamında Internet geçici belleği ve tarihi silmenin sizi koruyamayacağı bilgisayarınızın hala bir delillendirme aracı olabileceğine dikkat çekilerek, bilgisayarınıza format bile çekseniz yıllar sonra bile istenilen bütün bilgilere ulaşılabileceği belirtilerek, tüm bu tehlikelere karsı Internet erişiminizi yeni bir bilgisayarmışçasına güdenli ve hızlı yapın sloganı ile Kanıt Kaldırıcı isimli programının sunumunu yapmaktadır. Ayrıca ilerleyen sunumda Amerika’da bütün şirketlerin %73.5’inin personelin tüm kayıtlarını tuttuğu ortaya konmakta, bu nedenle internetteki dolaşılan yerler ile ilgili kanıt bırakmama için programın kullanımı tavsiye edilmektedir.6 Ayrıca programı “The Washington Times”dan “RocketDowload.com”a kadar birçok kurum ve kişi önerileri Internet sayfasında ortaya konmaktadır. Fiyatı oldukça pahalı olan program özellikle üst gelir seviyesindeki kullanıcılara yönelik hizmet verdiği düşünülmektedir.
Bir diğer program olan Siber Silici isimli program Kanıt Kaldırıcı programına göre kullanımı biraz daha ev kullanıcısına uygun bulunan amatör bir programdır. “Hassas bilgileri bilgisayarınızdan bir tuşa basarak uzaklaştırabilirsiniz” sloganı ile reklamını yapan program, internete bağlandığınızda bilgisayarda bulunan bütün hareketlerin kaldırıldığı ve arkanızda hiçbir delil bırakmadığınızı belirterek, özellikle rakibi olan Kanıt Kaldırıcı isimli programdan farklı olarak yari fiyatına ayni hizmetleri verdiğini vurgulamaktadır (cyberscrub.info, 2002).

4. FBI Bilişim Suçlarını Nasıl Soruşturur?
Bu bölümde bilişim suçlarını soruştururken FBI’in kullanıldığı izlenen yöntem, politika ve kaynaklar ortaya Konya çalışılacaktır. Bilgisayar suçları ile ilgili olarak ABI birçok karmaşık teknik programın yanında gittikçe büyüyen bu alanda yeni metotlar ile mücadele etmektedir. FBI’in resmi merkezi Amerika’nin 41 Eyaletinde karmasik yöntemler kullanarak bilisim olaylarini tüm dünyada arastirmaya çalismaktadir. Amerika’da Ulusal Altyapi Koruma Merkezinde (NIPC) özel bir birim ile Amerika’daki meydana gelen bilisim suçlari koordine edilmektedir.
FBI bilgisayar kriminal uzmanlari yetiştirmeye yönelik, yaptığı çalışma ile Amerika’nin 51 FBI alanındaki memurlarına dijital kanıt elde etme ve sunabilme sertifika programı düzenlemektedir.
Amerika’da FBI’dan herhangi bir olay olduğunda istenilecek yardim ile ilgili olarak çeşitli yerlerde bilgilendirme yapılmaktadır. Ayrıca bu konu ile ilgili olarak akıla takılan olası sorularda FBI’in yerel bürolarına başvurma gibi yönlendirme yapılmaktadır.

A. Bilisim Suçlari Araştırmaları
Bilisim suçlari kendi içinde iki kategoriye ayrılır; 1- Bilgisayar yardımı ile suç, 2-Hedefi Bilgisayar olan suç.
Bilgisayar yardımı ile suç, bir suç islerken kullanılan bir alet edevat gibi bilgisayarın bir araç olarak kullanıldığı suçlardır. Bu dolandırıcılık ile bilgileri kayıt etme, hatalı kimlik tanımlama, telif haklarını ihlal ederek kopya yapmak ve dağıtmak, çocuk pornografisi ile ilgili şeyleri toplamak ve dağıtmak ve diğer suçlari yapmayı ifade eder.
Bilgisayar ile islenen suçlarda hedef diğer geleneksel suçlardaki hedeflere benzemez. Teknoloji kim, ne, nerede, ne zaman ve nasıl sorularının sorulabilmesini zor bir duruma sokmuştur. Böylece geçmişten farklı olarak teknoloji, elektronik ve dijital kanıtların toplanmasını ve yürütülmesini farklı bir şekilde ortaya koymuştur.
FBI bilgisayar suçlari ile ilgili birkaç federal kanunu kullanmaktadır. FBI kurbanların her türlü öneri ve isteklerine açık, olarak FBI ve Birleşik Devletler avukatları beklemekte, gerekirse kurbanları önemseyerek çalışmaktadırlar. Amerika’da bilgisayar suçlarında sik sik kullanılan federal yasalar;
18 U.S.C. 875 Devletler arası iletişimler; Tehdidi, adam kaçırmayı, fidye istemeyi, zorla almayı kapsayan.
18 U.S.C. 1029 Erişim Aygıtlarına Sahip Olma.
18 U.S.C. 1343 Kablo, Radyo veya Televizyon ile hile yapma
18 U.S.C. 1361 Devlet Mülkiyetine Zarar
18 U.S.C. 1362 Devlet İletişim Sistemleri
18 U.S.C. Ekonomik Casusluk Kanunu
18 U.S.C. 1832 Ticari Sırlar Kanunu
Ayrıca her bir federe devlet bilgisayar suçlari ile ilgili değişik konun ve prosedürlere sahiptir (CART Coordination Çenter, 2002).

5. Ülkemizde Bilisim Suçlarının Delillendirilmesi
Ülkemizde bilgisayar ve bilgisayar ile islenen suçlarda yaklaşım Bilisim Şurası raporundaki “Kamu kurum ve kuruluşlarında bilgi işlem birimlerinin kurulmasının ye da eğer mevcutsa bu (veya benzer) birimlerin kamuda Bilisim Teknolojisi kullanımı konusundaki çalışmalara katilim açısından yetkili ve sorumlu oldukları yönünde yasal düzenleme yapılmalıdır” (bilisimsurasi.org.tr, 2002: 300) seklinde iyi niyetli isteklerden öteye gedememekte ve yasal düzenlemenin yanında yapının yeniden ele aliminin yapilmasmasi, delillendirme de klasik yöntemler ile suç ve suçlu araştırılmaktadır. Bu noktada da ileri teknoloji bilgi ve aracına sahip olan suç ve suçlu ile mücadelede delillendirilme ne yazık ki iyi yapılamamaktadır.
Örnek olaylarda yapılan tahkikatlarda polis elde edilen suç vasıtası olan bilgisayar üzerinde görünen, silinmemiş, verileri tespit edip bunların yazılı olarak kağıttan çıktılarını adalete sunmakta ise de delillendirmede esas olacak yer, zaman, kullanıcı vb. gibi tespitlerin ileri teknoloji ürünü olan programların kullanılmaması dolayısı ile tespiti tam yapılamamakta böylelikle suç ile mücadelede suçu isleyenler duruma göre adalet karsısında güçlü duruma düşülebilmektedirler.
Özellikle silinmiş veya üzerinde işlem yapılmış verilere ulaşma ile ilgili polisin yasal ve teknik anlamda yetkisi ve bilgisi tam olarak bulunmamaktadır.
Sonuç
Çalışmamıza ortaya koyduğumuz delillendirme sistemi Amerikan uygulamasında gördüğümüz yeni bir alan olmasına rağmen 1980’li yılların sonunda başlayan bilgisayar suçlarının delillendirilmesi yol ve yöntemi ile ilgili çalışmalar, ne yazık ki bizde daha yeni gelişmekte olan bir alandır. Özellikle hukuk sistemimiz içerisindeki aktörlerin kaynak ve eğitim sıkıntıları bu süreçte karşılaşılan en önemli problemlerdir.
Yapılacak çalışmalarda yeni gelişen sistem ve tekniklere uygun esnek yapıda örgüt ve çalışma sistemlerine ihtiyaç vardır. Amerika uygulamasından da gördüğümüz kadarı ile artık bilisim sektöründe teknik ve bilgi üretenler her alandaki hakimiyeti sağlayacaklardır. Bu neden ile oluşturulacak sistemlerde eğitim, proje üretme ve uygulama iç içe olmalı Amerikan yapısına göre daha çok devletçi olan yapımızda tüm kamu kuruluşlarının ve gerekli ise bu konuda esnek olarak özel sektörün katılımının da sağlandığı birliktelikler oluşturulmalıdır. Bu konuda Amerika’da var olan ve Federal birimler ile birlikte çalışan Bilgisayar Güvenlik Enstitüsü (SI)7 gibi birimlerin yapıları ile ilgili çalışmaların bu konudaki düzenlemelere ışık tutabileceği görüsündeyiz.
Bu gün artık teknolojinin sinir tanımamazlığı ile globallesene dünyada süper teknolojilere bir tıklama ile erişilmekte, gerektiğinde istenilmeyen delil olabilecek suç unsurları bir program yardımı ile hemen ortadan kaldırılmaktadır. Böyle bir ortamda yapılacak çalışmalarında paradigmaları oluşturarak temeli sağlam bir yapı geliştirmek gerekmektedir.
Hukuk sistemimizin aktörlerinden en önemlisi olan polisin, çağın gerektirdiği her türlü teknik bilgiye erişmek zorunluluğunda, suç ve suçlunun delil yolu ile tespiti için gerekli tüm teknik hazırlığı yapması beklenir. Polisin yapacağı çalışmalardaki becerisi önümüzdeki yıllarda muhtemelen artması beklenen bilgisayar ile ilgili suç türlerindeki olayların çözümünde önemli rol oynayacaktır. Çalışmamızın bu alandaki boşluğa ışık tutmasını diliyoruz.

KAYNAKLAR
WIDDISON, Robin (1997), “Electronic Law Pratiğe: An Exercise in Legal Futurology”, Modern Law Review, N: 60, ss.143-163.
Türkiye Bilisim Şurası (2002), “Türkiye Bilisim Şurası Raporu 10-12 Mayıs 2002-Ankara, http://www.bilişimsurası.org.tr/home.php?golink=rapor, (18.08.2002), s.293-300.
BRENNER, Susan W.(2001), “Is There Such a Thing as “Virtual Crime”?”, California Criminal Law Journal, S.1.
ANDERSON, Michael R. (19.05.2002), “Computer Evidence Processing The Third Step – Preserve the Electronic Crime Scene”, http://www.forensics-intl.com/art7.html., (02.06.2002).
(http://www.evidence-eliminator.com/product.shtml, 24.08.2002)
(http://www.evidence-eliminator.com/product.shtml, 24.08.2002)
CERT Coordination Center (2002), “How the FBI Inverstigates Computer Crime”, http://www.cert.org/tech_tips/FBI_inves-tigates_crime.html., (19.05.2002).
(http://www.cyberscrub,info, 24.08.2002)
(http://www.snapback.com, 24.08.2002)
(http://www.sydex.com, 24.08.2002)
http://bilisimsuclari.iem.gov.tr/
* Komiser, Izmir Il Emniyet Müdürlüğü, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Anabilim Dali Doktora Öğrencisi
1 Özellikle bu konu daha popüler olarak Amerika ve Avrupa’da ele alınmakta ise de ülkemizde bu tip çalışmalar yeni başlamıştır.
2 Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, Basın Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, K.N. 4756, T. 15.05.2002, Bk., GR. 21.05.2002, S.24761, Md. 26(Ek Md.9). “EK MADDE 9. – Bu Kanunun yalan haber, hakaret ve benzeri fiillerden doğacak maddi ve manevi zararlarla ilgili hükümleri, bilisim teknolojileri ve Internet ortamında sayfa açılması veya elektronik gazete, elektronik bülten vb. suretiyle yayınlanan her türlü yazı, resim, işaret, sesli veya sessiz görüntü ve benzerleri hakkında da uygulanır”
3 http://www.forensics-intl.com/ isimli Internet sitesine yönlendirme yapılmaktadır.
4 CRCMD5 isimli program bir ye da iki dosyanın içeriğini göstermekte, DiskScrub isimli program hard diskten aranılan konular ile ilgili bilgileri bulmakta, Disksim isimli program hard disk imaj yedeklemesi yapmakta, Filelisi isimli program bilgisayar kullanım zamanları cetveli hazırlayan program, Filler_I isimli program aranılan bilgi ile ilgili mantıksal filtre kullanarak çalışan program, GetFree isimli program ayrılan bilgileri toplamaya yarayan program, GetSlack isimli program gelişi güzel dağılan dosyaları toplamaya yarayan program, Getrime isimli program bilgisayar sistem zamanını tespit etmeye yarayan program, Graphics Image File Extractor isimli program çocuk pornografisi ile ilgili resimleri kontrol eden program, Net Threat Analyzer isimli program internet analiz programı, Internet hesabi ile yapılan kötü kullanımları tespite yarayan program, NT-Doç isimli program kayıt edilen dosyaların tarih, zamanı, uzantılarını kayıt etmeye yarayan program, Seized isimli program delil olarak kullanılan bilgisayarın güvenliğe alimi ve kilitlenmesi ile ilgili kullanılan program, Test Search Pus verilen anahtar kelimeyi diğer ürünlerden daha hızlı bulan program gibi bilgisayar delillendirme sürecinde kullanılabilecek programlar ortaya konmuş olsa da burada konumuz dağılacağı endişesi ile bahse konu programların detayına girilmediği gibi zaten bu programlar ile ilgili detay bilgiler için bu programları satan şirket ile iletişime geçim belli bir süreci tamamladıktan sonra bilgilere erişilebilmektedir.
5 http://www.evirence-eliminator.com.
6 Konu ile ilgili Bkz. http://www.evidence–eliminator.com/product.shtml, 24.08.2002. Çalışmanın yapıldığı tarihlerde programın Amerika satış fiyatı 149.95 dolardır.
7 1974 yılında Bilisim güvenliği Profesyonelleri tarafında San Fransisko’da kurulmuş bulunan danışma birimidir. Dünya çapında binlerce üyesi olan ve değişik geniş çopli bilgi veren ve uygulamadakilere eğitim veren, kamu ve özel örgütlere bilginin korunması ile ilgili olarak yardim eden bir örgüttür. FBI’da suç olarak ekonomik Altyapi sistemlerine ve büyük bilgi sistemlerine zarar verebilecek şahıs veya gruplara yönelik olarak FBI’in merkezinde Milli Altyapi Koruma Merkezi(NIPC), Bölgesel Bilgisayar Sistemlerine Yönelik Saldırı Timi adında Amerika’nin bastan sona bölgelerinde seçilmiş memurlardan yapılanmış teşkilat oluşturmuştur. NIPC Federal Devlet Daireleri ve özel Endüstri ile birlikte Milli altyapıya yönelik saldırılar ile mücadele etmek ve devletin yönetim mekanizmasının bu alanda etkinliğini sağlama amaçlı olarak düzenlenmiştir. (Bu Altyapi Telekomünikasyon, Enerji, Ulaşım, Bankacılık ve Finans, İlkyardım Servisleri ve İşletimsel Devlet Kuruluşları). Bölgesel Bilgisayar sistemlerine saldırı timi Bilgisayar Dolandırıcılığı ve Kötüye Kullanma Kanununa göre Korsan bilgisayar yazılımı ve diğer suç vasıtaları ile halka açık Networks sistemlerine izinsiz girenlere, özel alana müdahale edenlere, büyük bilgisayar Networkslerine izinsiz girenlere, endüstriyel casusluk yapanlara yönelik soruşturmalarını yapar.




 
 

 
 

 
 
 
 
 
 




Bu site Kişisel Yazar Web Tasarım projesi ile oluşturulmuştur.