|
Her imge bir tufan yaratmalıdır / Louis Aragon
Şair, sazını eline al... Evet ama, sabah
gazeteni okuduktan sonra, saçmalıkları ve bağışlanmayacak pislikleri
gördüğünde hiçbir şey söylemeden, alabildiğine konuşmak; şairlere özgü olan
buysa eğer, kötü, Bu hiçbir şeyi, şair olmayanların bir şeyiyle karşı karşıya
koymak gerekiyor çünkü. Tözde iddialı olmak, yine töz adına bunu zorunlu kılar.
Hiçbir zaman şiir olarak adlandırmadığım gerçek şiirsel anlatımla, diğer
anlatımlar arasında, düşünceden gevezeliğe kadar varan bir uzaklık
bulunur. Bu arada, şiirsel hiçlik, öylesine evrensel bir kavram haline gelmiş
ki, şairlerin dilinden düşürmedikleri, süsleyip püsledikleri bir şey olmuştur.
Sonra da bu serabın oyuncağı olmuşlar ve burunları havada, hiçbir şey söylememe
hakkına sığınmışlar. Fakat daha fazlasının olanaksızlığı nedeniyle, bu durum,
sessizliklerinin de anlamlı olmaya başlamasına dek sürdü. Bir de, gariptir, her
zaman, bu optik yanılsamanın kurbanlarından birisi çıkar da, türleri
karıştırarak yüreğindekileri söylemeye kalkınca ötekilerin ifrit olduğu görülür.
Bir kadının, hayatındaki erkeğe aşk dışında her konuda üstün geldiği gün, eğer
bu erkek şairse, tutkusunun nasıl da hemen, tek varlığını açığa vuran sözlerle
onu başka birine dönüştürdüğünü; ve bu nedenle çağdaşları arasında arılık
payesinden dem vuranların gözünde birdenbire nasıl şüpheyle karşılanan biri
durumuna düştüğünü tahmin edebilirsiniz. Türlerin karışmasına
gelince... Tanrı aşkına, siz hiç yangın görmediniz mi? Gecenin ortasında
gecelikli kanlar, herifler sıvışırken, ve alevlerle kalaslar yaygaracı bebelerin
odalarının üzerine çökerken, entellektüellerin tüm ipekten kağıtları tutuşurken
ve pencerelerden altın saatler fırlatılır, mücevher çekmecelerini kivilerin
basar ve pelüş kanepeleri kızıl kurtarıcıların suyu ıslatırken, bu yangın,
türleri karıştırmanın en iyi örneğini vermiş olmaz mı? İnsanın, içinden
geçenleri anlatmak istemesinden doğal ne var! Günün endişeler içinde çırpınan
utanç anlayışı, elinde tuttuklarının uygulama için .yetmediği inancındadır.
Durum böyleyken, aşk yerine, —bu inançtakilerin kitabına göre— gittikçe yükselen
bir sesle politika işitilmeye başlanırsa, işte o zaman kıyamet kopar. Çünkü,
kurtçuklar ayağımın başparmağını ezerken, ne pahasına olursa olsun, susmam
gerekir. Şair, sazını eline al... Evet ama, sabah gazeteni okuduktan sonra,
saçmalıkları ve bağışlanmayacak pislikleri gördüğünde ve yalnızca askerlik
süresine ve Fas savaşına karşı çıkıp, sözde, ihtiyatları itiatsizliğe iten
kişiler, bilinmeyen yerlerde otuz yıl, on yıl hapislere çarptırıldığında, bütün
bunlara duygulanmak gibi olağanüstü bir yüzsüzlük göstermek yerine, çeneni
kapa! ... Şiir yericilerin çok kullandıkları bir formüle göre, kullanım
sırasında eşdeğerlilik kazanan ‘şiirsel çözümler’ ya da ‘mizahi çözümler’, hiç
de gülünç olmayan anlamsızlıklardır: yeteneksiz kimselerin küçük taklalarına
benzerler ve terimlerde çelişki yaratmaktan başka bir. şeye yaramazlar.
Yenilerde, kaçış vb. kavramlardan yana olanlar ise, üçüncü sınıf öğretmenlerinin
kelime hazinesinden topladıkları bu bayağı aptallıkları, lirik olduğunu
sandıklan bir biçimde kullanarak eski etkinliklerine kavuştular. Gezgin
satıcılar, biraz, şu matematik anahtarlarını andıran diziyle, tabldottaki beyni
sulanmışlıklarla, gezgin satıcılıklar ve sahte şiirlerle tükenmiş bir gençlik,
ve boyuna, yinelemenin soslarıyla lekelenmiş bir sistemin peçetesinin
düğümlenmesi... Gülmecenin şiir için olumsuz bir koşul olarak kabul edilmesi,
açıklıktan uzak bir deyiştir; fakat bu, şiirin olabilmesi için, mizahın, önce
karşı şiir soyutlamasını gerektirdiği anlamına gelmektedir. Birden, bir makara
iplik, mizahın içinde yaşama kavuşur, eğer şairseniz onu, ansızın güzel bir
kadın ya da şarkı söyleyen mercanlar içinde dalgaların fısıltısı haline
getirirsiniz; gülmecenin şiirin şartı olmasında dolaylı olarak söylemek
istediğim işte buydu. Lautrea-mont’u saymazsak, büyük şairlerde ne büyük bir
mizah vardır! Özü fırtına olan şiirde, her imge bir tufan
yaratmalıdır. Eğer gerçeküstücü yöntem uyarınca kederli budalalıklar
yazıyorsanız, ortaya çıkacak olan yalnızca kederli budalalıklardır.
Louis Aragon Çeviri:
Erdoğan Alkan
Yorumlar
İçerik yoruma kapalıdır.
|
|