|
HAKTAN GELEN AŞIKLAR / Halit Yıldırım
HAKTAN GELEN AŞIKLAR Hak’tan gelen âşıklar
Hak’ka yürür Sultanım Sineleri bir acı hasret
bürür Sultanım Akarken coşkun sular
kıvrım kıvrım ummana Alınan her nefeste
zaman erir Sultanım Dünyaya meyledenler
kanar onun süsüne Hakka ram olan gözler
neler görür Sultanım Maksudunu bilmeyen,
matlubunu ne bilsin Pusulasız yolcular nere
varır Sultanım İnsanı kâmil olan anlar
insan halini Zalimlerin elinde
güller kurur Sultanım Kapına yüz sürenler
gördü sendeki sırrı Geç kalanlar başını
taşa vurur Sultanım Aşkı senden öğrendik,
edep erkânı senden Muhabbetin kalplerde
her dem durur Sultanım Yetim çocuklar gibi
kaldık âlemde sensiz Teselliye muhtacız
kimler verir Sultanım Âşıklar göçüp gider adı
kalır geride Aşkı tatmayan sine
elbet çürür Sultanım Sen erersin vuslata
hicranın kalır bize Aşıka vuslat devlet,
neş’e, sürur Sultanım Halit Yıldırım Hecenin ustaları konuştuktan sonra söz söylemek haddimiz
olmasa da, birbirine çok yakın olan Divan Şiiri’nin iki tarzını ( gazel ve
kaside) birbirinden ayıran iki temel özellik; şiirin uzunluğu ve konusudur.
İlla Divan ile kıyaslamak gerekirse bu şiir gazelden çok kaside özelliği
taşımakla beraber şairin kafasında böyle bir saplantı olmadığını, içindeki
derûnî duyguları ve sevginin vefa ile bütünleşmesini şiirleştirirken beyit
tarzını tercih etmesidir kanaatimce. Kafiye örgüsünü böyle seçmesi gazel ve kaside kurallarından
çok, ifade etme rahatlığı yanında daha serbest ve kıskaçsız bir anlayışı tercih
etmesinden kaynaklanması da olabilir ve haklıdır da. Aruz vezninin, özellikle Türkçe kelimelerle oluşacak bir
şiir için çok uygun olmadığını düşünüyorum. Divanın dili aruzdur diye gerek
kullanmak istemediğimizden gerekse aruzu bilmediğimizden olsun beyit tarzını
silelim mi? Aruzsuz beyit tarzı denemeleri hangi usta şairimiz yapmadı? ( En
yakın örneği Nurullah Genç) Şehirli heceye uzak kalanlar; Halk Şiiri ve Divan Şiiri’ni
ortak noktada buluşturacak çalışmalara uzak kalanlar, körü körüne geleneğe
bağlı kalmayı ve onu geliştirmeyi düşünmeyenler varsın dedelerimiz hacca deve
ile ya da yürüyerek gidiyordu diye aynı şekilde gitsinler. Uçak diye bir şey
icat edildi. İcat etmeyi bilmeyebiliriz ve bu suç değil elbette ama en azından
o uçağa binmeyi öğrenmez ve alışmazsak sanırım kendimizi yaşadığımız toplumdan biraz
soyutlarız. Halk Şiiri’nde çok çok kullanılan, Divan’da da örneklerini
oldukça fazla gördüğümüz yarım kafiye düşmanlığını ne hikmetse bir türlü
anlayamıyorum. Birileri “ çeyrek kafiye “ diye bir anlayışı bile kafiye içine
sokmayı hemen hemen başarmış iken mis gibi yarım kafiyenin nesi var Allah
aşkına? Divan’da mı yok? Buyrun Nedim’in meşhur İstanbul kasidesine: “ Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır Bir kân-ı niamdır ki anın gevheri ikbâl Bir bağ-ı iremdir ki gülü izz ü alâdır Altında mı üstünde midir cennet-i a’lâ El-hak bu ne halet bu ne hoş âb u hevâdır Her bağçesi bir çemenistân-ı letâfet Her kûşesi bir meclis-i pür-feyz ü safâdır İnsaf değildir ânı dünyaya değişmek Gülzarların cennete teşbih hatadır Herkes irişür anda muradına ânınçün Dergahları melce-i erbab-ı recâdır Kala-yı meârif satılır sûklarında Bazâr-ı hüner ma’den-i ilm ü ulemâdır Camilerinin her biri bir kûh-i tecellî Ebrû-yi melek andaki mihrâb-ı duâdır Mescidlerinin her biri bir lücce-i envâr Kandilleri meh gibi lebrîz-i ziyâdır Ser-çeşmeleri olmada insana revân-bahş Germ-âbeleri câna safâ cisme şifâdır Hep halkının etvarı pesendîde-i makbul Derler ki biraz dilleri bî-mihr ü vefâdır Şimdi yapılan âlem-i nev-resm ü safânın Evsafı hele başka kitâb olsa sezâdır Nâmı gibi olmuşdur o hem sa’d hem âbâd İstanbul’a sermâye-i fahr olsa revâdır Kûh-sarları bağları kasrları hep Güya ki bütün şevk ü tarab zevk u safâdır İstanbul’un evsafını mümkün mi beyân hiç Maksûd heman sadr-ı kerem-kâra senâdır ..........” Özellikle, iç mûsıkîsi ve ahengi ile beğendiğim bir şiirdi.
Duygusal yönü kelime / mısralara taşkınlık yapmadan ve arabeske dönmeden gayet
güzel yansımış. Okuyucu ( en azından ben) okuduğundan lezzet alarak son mısraa
kadar gidebiliyor. Teşekkür ve tebriklerimle Halit Bey, Eyvallah!
Yorumlar
8.2.2015 14:47:56
Değerli Mehmet bey üstadım kıymetli kaleminizle kıymetli kardeşimizin şiirini tahliliniz halit beyi olduğu gibi şahsımıda gerçekten bahtiyar etmiştir, siz ve değerli dostum halit beyi tebrik ediyorum selam ve dua ile
Nuh Comba
8.2.2015 10:01:24
Şiirime yapmış olduğunuz bu değerlendirme yazısı benim için çok büyük bir sürpriz oldu üstadım. Çok teşekkür ediyorum. Çorum'dan selm ve hürmetlerimi arz ediyorum.
Halit Yıldırım
|
|