|
Provasız Mırıldanmalar / Nilgün Marmara’ya / Mehtap Altan
Provasız Mırıldanmalar Şiirin Hikayesi Nilgün Marmara 13 Ekim
1987'de henüz 29 yaşındayken "yaşama karşı ölüm" dedi ve intihar
etti... Rahmetle anıyor şiirimi
ona ithaf ediyorum... Nilgün Marmara’ya /boncuklarını asıyordu
atlasın darağacına kuğularının beyazını
giyinen kadın!/ dilinin ucuna lapa lapa
yağarken soluk benizli
kırlangıçlar vazgeçişin şehadetinde şiirini şeddeledi ağlak
süvariler! derme çatma gülüşünün
çatısına şems gölgeli ağrıları
sürüp örttü bakışlarını
yaşama Marmara! çaresizliğin çehresinde
devinirken fısıltılar menevişler küsüyordu
yarına oysa gamzelerindeydi
ömrü! oysa… âh harlı üşümelerin kaneviçe işlemeli
miladı! tutsaydın ipek dokumalı
mavi ufuklardan yaşam ıslaktı yaşam çaylaktı ama!... /ölümün çıplak
dudağındaydı karıncalar manolya kokulu düşünde
kanarken kadın!/ Mehtap Altan Ekim2011 Şiirin hikâyesine: Elbette, intihar edenin
son anındaki ruh hâlini bilmek, iradesinin elinde olup olmadığını anlamak, aklî
melekelerinin vereceği hesaba etki edip etmeyeceğini tahmin etmek çok zordur
ama yaptığı işin doğru olduğunu savunmak, onu mâzur göstermek ve kahraman
yapmak da son derece tehlikeli, âdeta, bir isyanı meşrulaştırmak gibidir. Bugün, din ile çok
haşır - neşir olmayan ve son derece insani bir bakış açısı ile yaklaşılan
çaresiz hastalara ötenazi uygulaması bile kendine bir zemin bulamışken, kendine
göre hangi haklı gerekçe ile olursa olsun toplumun ve aklın hiç de mâkul
görmediği ve görmeyeceği bir nedenden dolayı intihar etmeyi nerede ise “ şirin
” göstermek ve intihar edenleri “ kahramanlaştırmak “ toplumumuzda artık tatmin
olayının çok zorlaştığı hatta bitme noktasına geldiği bir zamanda ne kadar
doğrudur? Kadın olduğu için mi? Yaşı genç olduğu için
mi? Bu ayrımcılığın iyice
çığırından çıktığını, dengelerin alt - üst edildiğini hepimiz biliyoruz
elbette. Konu kadınsa o zaman: Bosna’da Sırpların
programlı tecavüzlerine uğrayan ve onlardan hamile kalan kadınların intihar
etmek için değil, karınlarındaki gayrimeşru çocukları kürtajla aldırmak için
din âlimlerinden fetva istemeleri bizi daha çok etkilemiyor mu? Onların da çok genç
olanları vardı ve intihar etmeleri çok daha haklı ve kolaydı! Anne olmak, baba olmak,
büyük olmak mesuliyet ister! Lâf ile örnek olmayı artık çok çok akıllı olan
çocuklarımıza ve gençlerimize yutturamıyoruz. Uygulamamız gerekiyor! Hepimizin biraz daha
duyarlı olması gerekmiyor mu? Bu ithafı ve aynı
parelellikteki forum konusunu yadırgadığımı söylemeliyim.
Yorumlar
Henüz yapılmış yorum yok
|
|