Oflu Şiirleri / Amcam Abdulhalim Türkyılmaz'a


Güle Güle Öğretmenim!




                                          Neden bu kadar hızlı attın en son adımı?
                                         Ah be amcam! Bu gidiş çok erken olmadı mı?

 
Hüznünü mürekkep yap, kalem ol, yaz yüreğim!
Ağustosu  yeniden vurdu ayaz, yüreğim;
Kuruyan çeşmelerden akan âdeta yaştı,
Bir bayram ertesinde kabanlar dolup taştı,
Azrail, aramızda bir kez daha dolaştı.
Çocukluk ve gençliğin anıldığı bahardan,
Mâzimi aydınlatan o yıldız yoktu artık.
Sırtımı yasladığım muhkem iki hisardan,
Birisi çatırdadı, birisi çöktü artık.
Göçtü ilk öğretmenim, göçtü vakarlı hocam,
Göçtü, elli yılıma damgayı vuran amcam!
 
On yılda bu dördüncü vedaydı kabanlara
Ve dördüncü tufandı geride kalanlara;
Demek ki göç başladı bekaya adım adım
“ Sıra kimde “sözüne ne çok cevap aradım
Hani gençlerin göçü yalnız “arasıra “ydı?
Selim’den sonra senin acın nasıl yaraydı?
Babam ilk duyduğunda duydun mu feryadını?
Ağlayarak haykırdı : “ - Ben koymuştum adını “
Azametli boyunlar birer birer büküldü
Kucağına düştüğün ağabeyin yıkıldı
Halam, amcalarıma sanki kurşun sıkıldı!
 
Hayrettin amcam için gidişin çok farklıydı
Dalgın bakışlarında ne anılar saklıydı;
“ - Ben burada, sen orda! Bu nasıl olur ? “ Diyor
Bakışları doluyor, dalıp dalıp gidiyor
Öyle ya yarım asır hiç ayrılmamıştınız
Her engeli birlikte aşmış, yılmamıştınız
Kâh abi - kardeştiniz, kâh sırdaş, kâh arkadaş
Rahmetli dedem için iki sağlam demirbaş
Herkesi yaktın ama onu bir başka yaktın
Sırt sırta yaslı iken elinden kayıp aktın
Ah amcam! Kardeşini çok çaresiz bıraktın!
 
Biliyorum bu gidiş dâvete icabettir
Biliyorum yakınmak inanana gaflettir
Ama canım yanıyor, ruhum acıyor amca!
Mâzim beni terk etti, benden kaçıyor amca!
Sanki görünmez bir el tüm geçmişimi çaldı
Çocukluğum babasız, gençliğim öksüz kaldı!
Her baktığım tarafta inan senin  yüzün var
Her bastığım toprakta vallahi bir izin var!
Göz kapaklarım düşse tebessüm eder sîman
Tek kare yok ömrümde olmasın bir hâtıran
İtiraz değil hâşâ; ama erkendi sıran!
 
Demek ki yoksun artık! Alışın mı diyorsun?
Yirmi yedi yeğenin sussun mu istiyorsun?
Ya yengem, evlatların…Mustafa kime yetsin?
Arif, İsmail, Feyza nasıl tahammül etsin?
Ölüm emr-i  Hakk ama basit bir olay değil
Sensizliğe alışmak hiç mi hiç kolay değil
Hatimli teravihler yol arkadaşın olsun!
Teheccüdler, işraklar mizanda seni bulsun!
İnşallah Rabbim razı, sen memnunsun yerinden
Ne var ki çok sarsıldık, etkilendik derinden
Öpebilseydim keşke son bir kez ellerinden!
 
Öptüm soğuk alnından, öptüm yanaklarından!
Çok bekledim bir kelâm çıksın dudaklarından
Çıkmadı, çok sessizdin…Dönüp bakmadın bile
Anladım ki bekleyiş beyhude ve nâfile
Ah amcam! Yangınımı nasıl dökeyim dile?
Ne olur bundan sonra dünya dönmüş, dönmemiş
Gök kubbe dediğimiz varsın çökerse çöksün
Anladım, bu hayata boşa fâni denmemiş
Tek gerçek; bundan sonra aramızda sen yoksun!
………………………………………………………………………….
………………………………………………………………………….
 
 
Firdevs bahçesi kabrin nur ile dolsun amcam
En müstesna mevkiler ayağına serilsin
Enbiya, evliyalar  yoldaşın olsun amcam
Cennet ve Cemâlullah sana müjde verilsin...
 
Enbiya, evliyalar  yoldaşın olsun amcam
Cennet ve Cemâlullah sana müjde verilsin...
 
 


Oflu / Mehmet Emin Türkyılmaz
İstanbul - 05 Eylül 2013


( Not: Her sitede adımın ve şiirlerimin olmasını istemediğim için; yazılı izin alınmaksızın şiirlerimin tek tek ya da blok olarak kendi kayıt ettiğim sitelerin dışında yayımlanmasına izin vermiyorum.)
 
 
 
 
 
 







Yorumlar
Henüz yapılmış yorum yok




Yorum Yapın

Ad Soyad: Yorumunuz:
E-posta:
Tarih:
23.11.2024 09:18:24
 


 
 

 
 

 
 
 
 
 
 




Bu site Kişisel Yazar Web Tasarım projesi ile oluşturulmuştur.