|
Yavuz Doğan Şiiri
Kayıp Kentin Günceleri… / I
- Kırın hükme kırılacak kalemi geç olmadan
Ve intihar süsü verin, şiir öksüz kalmasın… -
Ne bir kızılca kıyamet kopacak tan yerinde
Ne bir giden geri dönüp “pişman oldum” diyecek.
Ne de “can” deyip yandığın, gönlünün üzerinde
Hançeri saklı dururken “düşman oldum” diyecek.
Ne geceler her yıldızı güneş sayacak artık
Ne yıldızlar sabah için terk edecek kameri.
Ne dilekler bir yıldıza kanıp kayacak artık
Ne de ölmüş bir ay için ağlayacak tan yeri.
Belki başka bir pencere ellerimin açtığı
Kırdığım her yelkovanda bir çağ var sanıyorum.
Oysa bir çölken yandığım; - güllerimin açtığı -
Her pınarın arkasında bir dağ var sanıyorum.
Belki benim gördüklerim, baktığınızdan öte
Üzerini örttüğünüz hayallere dairdir.
Belki benim yazdıklarım, bir yardan ite ite
Öldürdüğüm düşlerimdir, gerisi "vesair"dir…
Yavuz Doğan
...
·
·
Alpdoğan Akyüz Tüm dostlara günaydın...
Oysa bir çölken yandığım; - güllerimin açtığı -
Her pınarın arkasında bir dağ var sanıyorum.
Bu iki dize hatalı bağlanmış kanımca...
"Oysa" kelimesi kendisinden önce gelen bir yargıya karşıt anlam
katan bir yargı için kullanılır.
Bu iki dizeyi düz cümle haline getirirsek anlatım bozukluğu daha net hale
gelir:
Oysa yandığım, güllerimin açtığı bir çölken her pınarın arkasında bir dağ
var sanıyorum...
·
Kenan
Yavuzarslan Şiiri okurken zorlandım biraz. İlk
8 in kendi arasın 4+4 olduğu mısralar daha rahat okunurken "Ne bir kızılca
kıyamet" - "Ne de “can” deyip yandığın" - "Oysa bir çölken
yandığım;" ile başlayan mısralar durakları aksattığı için okurken (bana)
zor geldi. 4+4 olmasına dikkat edilseydi (en azından okurken) daha
lezzetli bir şiir olurmuş.
Yavuz Doğan şiiri
olarak bir 14 lü hece seçilseymiş keşke, dedim. Ama eleştiri için daha uygun
bir şiir olmuş.
·
Alpdoğan Akyüz "Ne bir kızılca kıyamet kopacak tan yerinde" Bence sıradan
bir söylem olmuş şiirin geneline göre... Daha sanatsal bir ifade olabilir
miydi? Diye sormadan edemedim...
·
Alpdoğan Akyüz Ne geceler her yıldızı güneş sayacak artık
Ne yıldızlar sabah için terk edecek kameri.
Ne dilekler bir yıldıza kanıp kayacak artık
Ne de ölmüş bir ay için ağlayacak tan yeri.
Oysa bu kıta ne kadar güzel... Hayranlıkla okudum...
·
Alpdoğan Akyüz "Kırdığım her yelkovanda bir çağ var sanıyorum." Şiirin
bercestesi bu dize kanımca... Çok beğendim.
·
Betül Algün
Yüksel Bir Yavuz Doğan klasiği. Düz yazı
yazsam sağlayamam bu kompozisyonu, kaldı ki şiirde...'ne'lerle bağlanan iki
kıta. 'Mısra başı redif mi' deniyordu Abi buna :) Şairsin vesselam...
·
Bayram Mecit Yavuz Doğan kaleminde kusur bulmak imkansız gibidir..Bu şiir 16 lı
olduğu için beni zorladı sadece..onun haricinde buram buram Yavuz Doğan kokan (
gerçi bundan bin kat öte şiirleri var) bir şiirdi...Tebrik ediyorum sevgili
üstadımı ve dostumu..
·
Alpdoğan Akyüz 8+7 ritmik ögelerden çok felsefik anlatımların ağırlık kazandığı bir
ölçü birimi... Hece şiirinde duygunun yanısıra bir düşünceyi de aktarabilmek
ayrı bir hüner. Bundan dolayı böyle şiirler bana daha çok hitap ediyor... Bu
şiir de onlardan biriydi... Bundan dolayı da Yavuz Doğan'ı
reklam yaparak tebrik etmek istiyorum... :)
·
·
Hilmi Yazgi Yavuz Doğan'ın bu güzel şiirine ilk bakışta; çok değer verdiği
sekizlik bir mısrayı değiştirmemek için şiirin tamamını 8+7 ile yazmış gibime
geldi. Çünkü bu şiirin her mısrası, anlamını hiç yitirmeden ve üzerinde çok az
oynama ile 7+7 ye çevrilmeye öyle müsait ki...
Beste, güfte pek anlamam ama, bana rahatlıkla TSM olacak bir eser izlenimi
bıraktı.
Zevkle okudum. Hayırlı sabahlar...
·
Hilmi Yazgi ayrıca; ön vurgulardaki tekrarların şık durduğunu ama
şiirde "bir"lerin biraz fazla kullanıldığını da
söylemden geçemeyeceğim.
·
Kenan Baran Daha önce de belirttiğim üzere 14 (7+7) heceden fazlası bana pek
sıcak gelmiyor. Okurken rahatsız oluyorum. Artık pek okumadığımdan bana özel
bir durum mu yoksa başkaları da bu görüşte mi ?
Kenan Hocama da 4+4 iç durakla yazılmış mısraların daha rahat okunduğu
hususunda tamamen katılıyorum.
Onun dışında pek de diyecek bir şeyim yok. Yavuz Doğan Hocama teşekkür
ederim.
Selam ve saygılarımla.
·
Afet Kırat Yavuz doğan şiirlerini okumaktan büyük haz alıyorum, bu şiirinin hece
sayısı haricinde eleştirecek bir yanı yok gibi geldi,Kenan beyin düşüncesiyle
aynı yönde beğenilerim. 7+7 Yazdığım için sanırım öyle şiirleri seviyorum. Ve
bana armağan edilen Yavuz Doğan'ın kitabını aldığımdan beri yanımdan ayırmadım,
içinde defalarca okuduklarım bile var. kendisini tebrik ediyorum.
·
Şengül Cennet Başlangıçta şiirin başlığı biraz asortik geldi bana … bir hece
ziyafeti sofrasına yakışmamış sanki ilk görüntü …
- Kırın hükme kırılacak kalemi geç olmadan … burada ‘’ Kırın ‘’dan sonra
mutlaka virgül konmalıydı bence … düz okununca vurgu ve anlambozuluyor …
Ve intihar süsü verin, şiir öksüz kalmasın…… intihar süsü vermekle şiirin
öksüz kalıp kalmaması arasındaki bağı kuramadım…
Ne bir kızılca kıyamet kopacak tan yerinde … tan yerinde kızılca kıyametin
kopması … muhteşem bir söyleyiş
Ne de “can” deyip yandığın, gönlünün üzerinde … sevdiklerimiz gönlümüzün
üzerinde mi olur yoksa içinde mi ?
Hançeri saklı dururken “düşman oldum” diyecek. … hem hançeri saklı hem de
düşmanlık itirafı … çelişki var sanki
Ne de ölmüş bir ay için ağlayacak tan yeri…. Bu dörtlük dudak uçuklatacak
kadar güzel !..
Oysa bir çölken yandığım; - güllerimin açtığı - … burada ‘’Oysa’’ yanlış
kullanılmış … yukarıdaki dizeyle bağlantısı olmalıydı … bu dize başlı başına
çelişkili bence … hem kendi içerisinde hem de önceki ve sonraki dizelerle …
Öldürdüğüm düşlerimdir, gerisi "vesair"dir… …. Bu dizenin de
söyleyiş bozukluğu var … Oysa finâl dizesi çok daha kusursuz ve vurucu olmalı …
aynı dizede iki tane –dir eki, akcılığı, mana etkisini ve söyleyişi bozmuş …
Genel anlamda çok güzel ve kaliteli bir şiirdi … çoğunluğunu hayranlıkla
okudum …
·
Ayşe Kadıoğlu
Yıldız Herhalde şiirin ismine bakmadan
kime ait olduğu anlaşılan tek şairdir.Evet Yavuz Doğan şiirlerinde farklı bir
lezzet var sadece kendi kalemine has.Okuru yazdığı yere zamana götürebilen
yazdığı anki duyguyu yaşatabilen ender kalemlerden..Kısacası
bütün zamanların en iyi şairlerinden biri diyorum..Onun şiirlerini okurken
acaba günün birinde ben de böyle şiir yazabilecek miyim diye geçer aklımdan
hep.Şiiri sever herkes ister onun gibi şiir yazmak.Bulduğum kadarıyla
şiirlerini büyük bir keyifle okurum.(gerçi bu şiirde zorlandım)Allah şiir seven
herkesin şiir yolunu açık etsin. herkese selamlar..
·
Salih Erdem “Altında isim olmasa da, şiiri okuyunca derdim ki, bu bir Yavuz Doğan
şiiridir.”
Birçoğumuz bunu söyleyebiliyorsa, şairin kendine özgü anlatım tarzının
oluştuğunun ve tanındığının göstergesidir.
–Bu anlamda her kalem ehli “kendi tarzını oluşturmalı” diye düşünüyorum.-
Bu şiir uzun soluklu bir şiirin birinci kısmı, hâliyle şiirin bir kısmına
bakarak şiirin konusu hakkında genel bir yargıya varmak ne mümkün ne de doğru
olacaktır.
Ama şu bir gerçek ki Yavuz Bey ele aldığı konuları etkileyici ve rahat bir
anlatımla ifade ediyor. -Şiirin devamı da güzel olacaktır.-
Bazen ucu açık, muğlak ifadelerle anlatıyor meramını, bu da zihinlerde
farklı çağrışımlar yapıyor. Zaman zaman anlatılanlar ile bizim anladığımız
anlam birebir örtüşmese de; -bu şiirde olduğu gibi- şiirin başlığı dâhil, şiir
içinde geçen bazı ifadeleri, -ustalığın nişanesi- bir gösteri olarak algılıyor
ve bu şekilde değerlendiriyorum.
Örneğin;
“Kırın hükme kırılacak kalemi geç olmadan
Ve intihar süsü verin, şiir öksüz kalmasın”
Girişindeki “ ve intihar süsü verin...” ibaresi, anlamca havada kalıp,
şiiri okurken zihnimizde bir soru işareti bırakıyor. Bu soru işareti belki
şiirin diğer kısımlarında bir cevap bulacak, belki de okuyucunun anlayışına,
hayal dünyasına terk edilecektir.
Şiirin yazıldığı tarihe bakarsak -30.08.2012- şairin olgunluk dönemine ait
şiirlerinden biri diyebiliriz.
Bu açıdan bakarsak;
Şiirde noktalama işaretleri,
“Kırın, hükme kırılacak kalemi geç olmadan”
“Ne, geceler her yıldızı güneş sayacak artık
Ne, yıldızlar sabah için terk edecek kameri.
Ne, dilekler bir yıldıza kanıp kayacak artık
Ne de ölmüş bir ay için ağlayacak tan yeri.”
8+7=15 ‘li kalıpta yer yer okuyuşu aksatan yerler,
Şiirde, dokuz ayrı yerde kullanılan “bir” kelimesi,
göze batan kısımlardı.
Selamlar.
·
Yavuz Doğan 1.)
Masaya yatma vakti geldiyse eğer, boynumuz kıldan incedir elbet.
Eyvallah Mehmet Emin hocam.
Ve eyvallah değerli dostlar.
Sonuna kadar bekleyip tüm görüşleri almak grubun en güzel gereğidir.
Bekledim, eğer başka görüş yoksa ufaktan başlayayım istiyorum.
Öncelikle, şiir; “Kayıp Kentin Günceleri” isimli beş şiirlik serinin giriş
kısmıdır. Şiirdeki arayışımın süreğenliği sebebiyle farklı tarz arayışımın
yansımasının örneklerinden biridir. İlk kısım Sisyphos'u konu edinmiş ve
yayınladığım sitelerde "Kısım I - Sisyphos'un Güncesi" alt başlığıyla
yayınlanmıştır. O alt başlık burada yer almadığı için şiirin ne anlatmak
istediği tam olarak anlaşılamadı diye düşünüyorum. Sisyphos'u ayrıca anlatarak
yer ve zaman kaybına sebep olmak istemiyorum. Sevgili dostumuz Google bu konuda
yardımcı olacaktır sanırım.
Sonrasında değerli dostların değerli yorumları ve bu yorumlardan aklıma
takılan ve aydınlatmam gerektiğini düşündüğüm kısmıyla devam edeyim istiyorum.
İlk yorum Alpdoğan Akyüz'den gelmiş;
"Oysa bir çölken yandığım; - güllerimin açtığı -
Her pınarın arkasında bir dağ var sanıyorum.
Bu iki dize hatalı bağlanmış kanımca...
"Oysa" kelimesi kendisinden önce gelen bir yargıya karşıt anlam
katan bir yargı için kullanılır.
Bu iki dizeyi düz cümle haline getirirsek anlatım bozukluğu daha net hale
gelir:
Oysa yandığım, güllerimin açtığı bir çölken her pınarın arkasında bir dağ
var sanıyorum..."
demiş.
Eyvallah.
Ancak dörtlük halinde yazdığım kısmı neden beyit olarak düşünüp sadece iki
mısra arasındaki bağlantıyı incelemiş anlayamadım.
Tam cümle ve bahsettiğiniz doğru bağlamayı, "oysa"nın
gerekliliğini ve sonrasında tamamını sizin yaptığınız gibi düz cümle haline
getirme işini bir de ben yapayım isterseniz.
“Belki başka bir pencere ellerimin açtığı
Kırdığım her yelkovanda bir çağ var sanıyorum.
Oysa bir çölken yandığım; - güllerimin açtığı -
Her pınarın arkasında bir dağ var sanıyorum.”
Dörtlük, dikkat edilirse “belki ile başlıyor. “Belki başka bir pencere
ellerimin açtığı / Kırdığım her yelkovanda bir çağ var sanıyorum.”
Yanılsadığımı düşünüp “oysa” ile devam ediyorum. “Oysa bir çölken yandığım -
güllerimin açtığı - / Her pınarın arkasında bir dağ var sanıyorum.” diyerek
bitiriyorum. Cümleyi sizin yaptığınız gibi düz cümle haline getirirsem: “ Belki
ellerim bir başka pencere açıyor, her yelkovanda bir çağ kaybediyorum. Oysa
yandığım bir çölken, her pınarın arkasında bir dağın olduğunu hayal
ediyorum.”
Şahsım adına, bu kadar kolay anlatım bozukluğu yapacağıma ihtimal
vermiyorum. Hata da yapabilirim, eyvallah ama burada hatalı bir durum
olmadığını iddia ediyorum. Ayrıca “pınar” ve “dağ” bu şiirde Sisyphos için neye
karşılık gelir, tekrar okunsun isterim.
·
Yavuz Doğan 2.)
Kenan Yavuzarslan;
“Şiiri okurken zorlandım biraz. İlk 8 in kendi arasın 4+4 olduğu mısralar
daha rahat okunurken "Ne bir kızılca kıyamet" - "Ne de “can”
deyip yandığın" - "Oysa bir çölken yandığım;" ile başlayan
mısralar durakları aksattığı için okurken (bana) zor geldi. 4+4 olmasına
dikkat edilseydi (en azından okurken) daha lezzetli bir şiir olurmuş.” demiş.
Eyvallah.
Zorlanmış olmanıza üzüldüm. Çünkü olabildiğince akıcı yazmaya gayret ederim
şiirlerimi. Demek ki yapamamışım. Ama ben, özellikle uzun vezin ölçülü
şiirlerde - ve aslında genelde - konuşur gibi yazarım. Okuyanın es vermesi
gerekecek yerler bırakmamaya gayret ederim. Bu şiir de hece ölçüsü itibariyle,
aruz vezninin “failatun - failatun - failatun failun” kalıbına çok benzediği
için duraklatacak ve o kalıbı anımsatacak fikre mahal vermek istemedim. Yoksa
ilk sekiz heceleri 4+4 yapmak çok da zor değildi. Teşekkür ederim değerli
yorumu için.
Yine Alpdoğan Akyüz;
"Ne bir kızılca kıyamet kopacak tan yerinde" Bence sıradan bir
söylem olmuş şiirin geneline göre... Daha sanatsal bir ifade olabilir miydi?
Diye sormadan edemedim.” demiş.
Eyvallah.
Şiirde şairin kullandığı imgelerin ve betimlemelerin görece olduğunu savunurum
ben de. Ve eğer bir okur “sıradan” bulduysa becerememişim demektir. Aslında
sevmem yapıtı oluşturanın “şurada şunu anlattım” demesini ama tan yerinde
kızılca kıyametin kopmasının sabah olması anlamında kullanıldığını, gecenin
güne teslim olmamak adına ve sabahın geceyi teslim almak adına bir savaş
verdiklerini ve tan yerini kızıla boyadıklarını anlatmaya çalıştım. Ve bunu
yine Sisyphos'u referans alarak yapmaya çalıştım. Daha edebi ifade edebilir
miydim? Belki.
Eyvallah…
Ve yine değerli Alpdoğan Akyüz beğendiği yerleri de yazmış. Onurdur benim
için. Teşekkür ederim…
Sevgili Bayram ve Betül onore etmişler beni. Eksik olmasınlar.
Çok değerlidir onlar da benim için. Ve lâkin ( Bayram’ın sonradan fark
ettiği üzere ) şiir 15 hecelidir ve özellikle öyle yazmak istediğim için öyle
yazılmıştır.
Bu noktada, Hilmi Yazgı ağabeyim. Ana fikrim 15 heceydi ve değiştirmek
istemedim. Özellikle 15 hece yazmak istedim ve bu seri, tamamı 15 heceli
şiirlerden oluşur. Bu kısım ilk kısmıdır ve adı üzerinde “Giriş”tir.
Diğerlerine oranla daha zayıftır ve maddenin tabiatıdır bence bu durum. Çünkü
ısıtma aşamasıdır. Henüz diğerlerini paylaşmadım, çok yakın bir tarihte
paylaşmayı da düşünmüyorum.
·
Yavuz Doğan 3.)
Sevgili Kenan Baran;
“Daha önce de belirttiğim üzere 14 (7+7) heceden fazlası bana pek sıcak
gelmiyor. Okurken rahatsız oluyorum. Artık pek okumadığımdan bana özel bir
durum mu yoksa başkaları da bu görüşte mi?
Kenan Hocama da 4+4 iç durakla yazılmış mısraların daha rahat okunduğu
hususunda tamamen katılıyorum.
Onun dışında pek de diyecek bir şeyim yok. Yavuz Doğan Hocama teşekkür
ederim.
Selam ve saygılarımla.” demiş.
Sağ olsun. Beğenileri ve değerlendirmeleri baş tacıdır.
Ancak, özelde şiir; genelde Türk Şiiri bir deryadır. Belirli ölçüler
arasında sıkıştırırsanız kısır döngü içerisinde kalan şiirden “akmak - yakmak -
çakmak” türü kafiyeli şiir çıkarmak dışına çıkamazsınız. Çok sayıda şiirim ( ve
hatta % 60’ı diyebilirim ) 14 heceli şiirden oluşur ve kalan kısmı, aruzdan
serbeste, 11 heceden 16 heceye kadar değişen yelpaze içerisinde yer alır. Bence
çok renklilik güzeldir. İlk kısmın 4+4 olması konusunu ise yukarıda
değerlendirdim. Teşekkür ederim değerli ziyaret ve yorumunuz için…
Afet hanım. Çok teşekkür ederim. Şiir yazıp bunu kitaplaştıran şairlerin en
büyük beklentisidir dostları tarafından okunmak ve anlaşılabilmek. Eksik
olmayın. Büyük onur verdiniz.
Sayın Ayşe Kadıoğlu Yıldız. Yazan ve ürettiğini paylaşan herkes bu cümleyi
duymak ister: “İsmine bakmadan kim olduğu anlaşılan…” Onur verdiniz. Teşekkür
ederim.
Ve Sayın Salih Erdem. Teşekkür ederim. Güzel ve yerinde saptamalardı. Evet,
serinin ilk şiiridir ve sonrası için doneler bırakmak gibi alışkanlıklarım var.
Devamını da paylaştığımda tekrar konuşmak isterim üzerinde. Hilmi abi de
dillendirmişti, bir kez daha gördüğümde dönüp baktım ki hakikatten “bir”
kelimesini biraz fazla kullanmışım. Dikkatsizliğime verilsin lütfen. Okuyuşun
zor olmasıyla ilgili birden fazla yorum okudum ve dönüp tekrar okudum. Ben
zorlanmadım açıkçası. 14 hece şiir alışkanlığımız buna sebep olabilir mi birkaç
dostun dediği gibi? Ya da hakikatten ben mi beceremedim, tekrar inceleyeceğim..
Masaya yatırılıp en az hırpalanan ve en az yorumlanan adam olarak bu grubun
tarihine geçeceğim sanki :)
Herkese şiire ve sanata olan inancım ve saygımla teşekkürlerimi sunuyorum.
Bir katkım olabildiyse ne mutlu bana.
Ve değerli Mehmet Emin hocam..
Benden bu kadar şimdilik…
Saygıyla.
·
Betül Algün
Yüksel Cevaptaki özen, incelik dahî Yavuz
Doğan farkıdır. Bu arada çok geçmiş olsun can Abim. Atlamışım, affola...
·
Bayram Mecit Yorumu bile okurken bir Yavuz Doğan şiiri okur gibi keyif
aldım..Eyvallah Şairim..Salih Erdem kardeşimede güzel yorumundan dolayı çok
teşekkür edrim..
·
Bayram Mecit Yavuz dostum
Şengül hanımın eleştirilerine cevap yazmamış..gözden mi kaçtı acaba..
·
Yavuz Doğan Şengül hanımın yorumunu göremiyorum. Duvarımda ( evet kendi duvarımda
ve ben orayı evim gibi görürüm ) paylaştığım bir duruma, öğrencisini azarlar gibi
yorum yazdığı ve kalbimi kırdığı için uyardım, devam ettiği için
arkadaşlığımızı bitirdim. Sanırım o da engelledi beni. Bundan sebeptir yoruma
cevap veremeyişim..
·
Ihsan Turhan Güzel şiir, güzel şiir... Gözünün üstünde kaşı var bile demem ben bu
şiire :) Yüreğine sağlık Yavuz kardeşimin... İnşallah o devamlı yazsın, biz de
devamlı okuyalım... Öpüyorum gözlerinden...
·
Bayram Mecit Şengül Cennet Başlangıçta şiirin başlığı biraz asortik geldi bana …
bir hece ziyafeti sofrasına yakışmamış sanki ilk görüntü …
- Kırın hükme kırılacak kalemi geç olmadan … burada ‘’ Kırın ‘’dan sonra
mutlaka virgül konmalıydı bence … düz okununca vurgu ve anlam bozuluyor …
Ve intihar süsü verin, şiir öksüz kalmasın…… intihar süsü vermekle şiirin
öksüz kalıp kalmaması arasındaki bağı kuramadım…
Ne bir kızılca kıyamet kopacak tan yerinde … tan yerinde kızılca kıyametin
kopması … muhteşem bir söyleyiş
Ne de “can” deyip yandığın, gönlünün üzerinde … sevdiklerimiz gönlümüzün
üzerinde mi olur yoksa içinde mi ?
Hançeri saklı dururken “düşman oldum” diyecek. … hem hançeri saklı hem de
düşmanlık itirafı … çelişki var sanki
Ne de ölmüş bir ay için ağlayacak tan yeri…. Bu dörtlük dudak uçuklatacak
kadar güzel !..
Oysa bir çölken yandığım; - güllerimin açtığı - … burada ‘’Oysa’’ yanlış
kullanılmış … yukarıdaki dizeyle bağlantısı olmalıydı … bu dize başlı başına
çelişkili bence … hem kendi içerisinde hem de önceki ve sonraki dizelerle …
Öldürdüğüm düşlerimdir, gerisi "vesair"dir… …. Bu dizenin de
söyleyiş bozukluğu var … Oysa finâl dizesi çok daha kusursuz ve vurucu olmalı …
aynı dizede iki tane –dir eki, akcılığı, mana etkisini ve söyleyişi bozmuş …
Genel anlamda çok güzel ve kaliteli bir şiirdi … çoğunluğunu hayranlıkla
okudum …
·
Yavuz Doğan Teşekkür ederim Bayram'ım.. Yorumu görmemi sağladın.. Ama ben buna
cevap verme gereği görmüyorum. Okuduğunu bu kadar anlayabilen bir okura sadece
teşekkür ederim değerli vaktini kinayeli de olsa yorum yazmak ve şiirimi okumak
için harcamasından dolayı. Teşekkür ederim Şengül hanım. 1535 arkadaşımın
arasında neden olmadığınızı kanıtladığınız için..
·
Bayram Mecit Şengül hanım eleştirlerinizi Yavuz Doğan göremediği için kopyalayıp
yapıştırdım.bu vesileyle değerli yorumunuz içinde teşekkür ediyorum..
·
Şengül Cennet Yavuz Beye özelden yazsaydınız yeterliydi Bayram Bey ... beni
engellemiş olduğu çok belli oluyor böyle :))
·
Kenan
Yavuzarslan "Yavuz Doğan 2.)
Kenan Yavuzarslan;
“Şiiri okurken zorlandım biraz. İlk 8 in kendi arasın 4+4 olduğu mısralar
daha rahat okunurken "Ne bir kızılca kıyamet" - "Ne de “can”
deyip yandığın" - "Oysa bir çölken yandığım;" ile başlayan
mısralar durakları aksattığı için okurken (bana) zor geldi. 4+4 olmasına dikkat
edilseydi (en azından okurken) daha lezzetli bir şiir olurmuş.” demiş.
Eyvallah.
Zorlanmış olmanıza üzüldüm. Çünkü olabildiğince akıcı yazmaya gayret ederim
şiirlerimi. Demek ki yapamamışım. Ama ben, özellikle uzun vezin ölçülü
şiirlerde - ve aslında genelde - konuşur gibi yazarım. Okuyanın es vermesi
gerekecek yerler bırakmamaya gayret ederim. Bu şiir de hece ölçüsü itibariyle,
aruz vezninin “failatun - failatun - failatun failun” kalıbına çok benzediği
için duraklatacak ve o kalıbı anımsatacak fikre mahal vermek istemedim. Yoksa
ilk sekiz heceleri 4+4 yapmak çok da zor değildi. Teşekkür ederim değerli
yorumu için."
Burada "zorlandım" derken ne kastettiğim gayet açık aslında.
Okurken lezzet almaktır kastım, yoksa düz yazıları da gayet normal şekilde
okuyabiliyorum.
İlk sekizi 4+4 yapmakta zorlanmayacağınızı hepimiz biliyoruz zaten. Ayrıca
hece ve aruz ile ilgili kurduğunuz cümleyi tam olarak anlayamadım. Aruzu
andırmasın diye 4+4 yapamadım gibi geldi..
Saygılar.
·
Bayram Mecit Ben Yavuz Doğan a özelden sordum, yorumların altına mı kopyalayım
diye ? oda öyle uygun gördü Şengül hanım..yinede bir hata yaptıysam özür
dilerim ..
·
Yavuz Doğan Şengül hanım yorumlarının tarafımdan görünmesini istemiyorsa, yorum
yazmasın isterseniz. Cevap veremeyeceğim yorumun şiirimin altında ne işi var?
·
Şengül Cennet rica ederim ... size bir sözüm yok ... estağfirullah Bayram Bey
·
Yavuz Doğan Kenan bey.
Sanırım ifade ederken eksik kaldım.. Ya da öyle okudunuz.. Ben "siz
okuyamıyorsunuz" demedim ki.. Neyse.. Aruzla ilgili kısımsa şudur.
Aşağıya kopyalayacağım şiir, şiiri yalayıp yuttuğunu düşünen bir üstad ( !
) ( ki hepiniz tanırsınız ama ismini vermeyeceğim ); "çok başarılı bir 8+7
hece şiiri" olarak değerlendirilmişti.
Konuyu orada kapatıp kalkmıştım masasından. Ve bu şiirde özellikle bu
yanılsamalara düşülsün istemedim.
Siz de okuyun isterseniz. Şiir kaç heceli ve vezin ölçüsü nedir?
Anlatmaya çalıştığım budur..
"Simsiyah Bir Terk Ediş
Yandı gönlüm yandı gör bak yandı senden sonra aşk
Yandı hüsran, yandı hasret; yandı tenden sonra aşk.
Küllerinden doğsa sevdam, yok ki aşktan gayrı ses
Yok ki benden başka Ferhat, yok ki benden sonra aşk.
Tut ki candan sonra kalmış aşkı nîgâr kılmışım
Tut ki sensiz sende kalmış ömrü ağyar kılmışım
Tut ki aşkın aşka yanmış gönlü doğmuş aşk için
Tut ki doğmuş her sabahtan ömre bin ar kılmışım.
Yordu vuslat yordu gör bak, yordu kırgın gönlü ah
Sordu hasret düşlerimden, sordu vurgun gönlü ah.
Ellerimden düşmüyorken simsiyah bir terk ediş
Vurdu eyvah vurdu gör bak, vurdu yorgun gönlü ah.
Bekliyorken beklenenden bekleyen bir "Haydi Gel"
Bekleyenden bir nefestir hüznü anmış bir gazel
Gün ki ondan sonrasından ummuyorken bir ışık
Beklenenden el sayılsın ömre doğmuş bir ecel.
Oysa sensiz her murattan sözde vuslat almamın
Oysa bensiz söylenen her sözde sessiz kalmamın
Oysa aşkın arkasından sustuğum her an için
Zerresinden bin hayır var düşten hasret çalmamın.
Can ki, tenden ayrı gezmiş bir hayalden kâr iken
Can ki, candan ayrı eyvah; canda can hünkâr iken
Hüsnü-zandan aşka eyvah bekliyor bak her gecem
Her günüm kör, her günüm yok; her gecem inkâr iken.
Yavuz Doğan"
·
Kenan
Yavuzarslan Bunun aruz olduğunu herkes anlar
sanırım, ama yine de beni sınar gibi yazmanız şık değil.
Şiirinize eyvallah ama tavrınız ???
·
Yavuz Doğan Sınamak?
"Sanırım ben eksik kaldım" - "Ben "siz
okuyamıyorsunuz" demedim ki.." gibi cümleler sınamak olarak
algılanıyorsa ve tevazu ile yazdığım ilk yorum "demek ki ben
yapamamışım" gibi bir cümle barındırırken ve yorumumu teşekkürle
bitirmişken, sınayan kişi mi oldum?
Peki..
Eyvallah.. Haklısınız..
·
Yavuz Doğan Ayrıca "bunun aruz şiiri olduğunu herkes anlar" ifadenize,
"nasıl anlayacak bilmeyen?" "nedir kalıbı?" gibi sorular
sorarak, zaten ukala olduğumu ifade eden bir yorumla daha fazla karşılaşmamak
adına "sus payı" veriyorum kendime..
·
Kenan
Yavuzarslan Kusura bakmayın ama burada kimseye
ukala diyebileceğimi sanmıyorum, sadece tavrı beğenmedim ve bunu ifade ettim.
Kaldı ki burada olan herkes aruzu bilir fikrimce (En azından bilmli). Özel
mesajla anlatmak istedim ama yorumlarınızı dikkate almıyorum hissi doğmasın
diye buraya yazıyorum.
·
Yavuz Doğan Ben de kimseyi sınayabileceğimi sanmıyorum ama öyle hissettiriliyor.
Tavrımda neyi beğenmediğinizi de hakikatten anlamadım. Ne dedim mesela?
Bilmediğinizi mi ifade ettim? Anlamadığınızı mı söyledim? Anlaşılmaz ve uçta
kalan bir sanatçı olduğumu mu hissettirdim? Yorumuna "asortik" diye
başlayan insanlara cevap vermeyerek büyüklük mü yaptım? Nedir benim rahatsız
edici tavrım? Her yorumu ciddiye alıp cevap vermem ve kusuru kendimde arayıp (
ki bunu samimiyetimle yapıyorum ) teşekkür etmem midir rahatsız edici tavır? En
son yorumunuza "Sanırım ben eksik kaldım" diyerek cevap verip, sizin
yorumunuz üzerinden 8+7 şiirle aruz şiir arasındaki farka işaret ettiğim için
mi rahatsız oldunuz? Eğer öyleyse özür dilerim. Zira size değil tavrım. Ama
öyle hissettiyseniz hakikatten bu Yavuz Doğan yanlış yapıyor bir şeyleri..
·
Kenan
Yavuzarslan "Eğer öyleyse özür dilerim.
Zira size değil tavrım. Ama öyle hissettiyseniz hakikatten bu Yavuz Doğan
yanlış yapıyor bir şeyleri.."
Ben de özür diliyorum ve sus payınıza ortak olmak istiyorum.
Selamlar..
·
Mehmet Emin
Türkyılmaz Doğrusu, çok kolay anlaşılır
kişilerden olmayışımız ayrıcalığımızdır!
Edebî sanatlarla olan akrabalığımız her sözün altında bir şeyler aramamıza
neden olması da…
Herkesin uykuya ve dinlenmeye ayırdığı vakitte kelimeleri birbirleri ile
dövüştürmek, harfleri hizaya getirmeye uğraşmak, bazen heykeltıraş bazen ressam
bazen ise cellat edasıyla mısraları şekle sokmak için kan ter içinde kalmak kaç
babayiğidin harcı ki? ( ya da anayiğidin)
Seviyorum seni şiir!
Seni sevenleri sevdiğim gibi…
Teşekkürler arkadaşlar…
·
Ihsan Turhan Kendi adıma ben de size teşekkür ederim üstat...Eyvallah...
·
Yavuz Doğan Eyvallah hocam.. Dövüşmekten yorgun düşmüş evlatlarının sırtını örten
bir baba tavrı içindir bu teşekkür.. Gerisine başkası etsin. Bana bu yetti..
Yorumlar
Henüz yapılmış yorum yok
|
|