|
Necla Develi Şiiri
Çare/sizsiniz
Kameri güneştir uzun gecenin
Şafağı bükerken çare sizsiniz
Her kelamı biçti kalem hecenin
Sözyaşı dökerken çaresizsiniz
Panzerler mi güçlü yoksa zincir mi
Aydınlığı s/atan onlar tacir mi
Ocağa dikilen arsız incir mi
Denizi yakarken çare sizsiniz
Şöyle üç beş çocuk ve mavi düşler
Öyle fiyakalı uçurtma düşler
Böyle düzensizlik tünen berduşlar
Yukarı çıkarken çaresizsiniz
Ömrü ne uzundur(!) gelen baharın
Telgrafçiçeğidir solan ezharın
Canana hazandır düşen o harın
Duvarı yıkarken çare sizsiniz
Uzun bir yol mudur ömür dediğin
Dipsiz bir göl müdür ömür dediğin
Arsız bir yel midir ömür dediğin
Yaşlanıp çökerken çaresizsiniz
Necla Develi
·
·
Afet Kırat Çare/sizsiniz"
Kameri güneştir uzun gecenin
Şafağı bükerken çare sizsiniz
Her kelamı biçti kalem hecenin
Sözyaşı dökerken çaresizsiniz
Ayı güneştir uzun gecenin, ay gecenin güneşi demek daha mantıklıydı
sanırım.
Güneşi kamerdir uzun gecenin
Sözyaşı yanlış yazılmış bir kelime mi diye düşündüm önce, sözlükte olmasa
da kelam kalem ve heceyle birleştirince özellikle seçilmiş olduğunu fark ettim.
Panzerler mi güçlü yoksa zincir mi
Aydınlığı s/atan onlar tacir mi
Ocağa dikilen arsız incir mi
Denizi yakarken çare sizsiniz
Aydınlığı s/atan onlar tacir mi
öncelikle söylemek istediğim şey tercihi şair okuyucuya bırakmamalıdır,
kendince en iyisini bulup sadece o şekilde kullanmalıdır. Atan mı okumalıyız
satan mı? Tacir dendiğine göre satan daha uygundu.
Aydınlığı satan onlardı, onlar tacir mi şeklinde düşündüyse durak hatası
oluyor okurken.
Aydınlığı satan onlar, tacir mi?
Onlar tacir mi demek istiyorsa aydınlığı satan havada kalmış bir ifade,
aydınlığı sattılar gibi bir şey olmalıydı tabi ki heceyi de tutturmak şartıyla.
Ocağa incir dikmek deyimini hatırlattığı için güzel bir dize ve acılardan
denizin bile yandığını ifade etmek de güzeldi.
Şöyle üç beş çocuk ve mavi düşler
Öyle fiyakalı uçurtma düşler
Böyle düzensizlik tünen berduşlar
Yukarı çıkarken çaresizsiniz
Düşler ayrı iki anlamda kullanılmış, basit cinas deniliyordu sanırım. İlki
rüyalar anlamında ikincisi hayal kurar anlamında. Berduşlar çoğu kimse kafiye
dese de ses olarak itici buldum, bu şiire uyar mıydı bilmem ama gülüşler
görüşler gibi ü harfiyle bitmesini tercih ederdim.
Böyle düzensizlik tünen berduşlar
Böyle düzensizlik askıda kalmış gibi başka bir seçenek denemeliydi.
Ömrü ne uzundur(!) gelen baharın
Telgrafçiçeğidir solan ezharın
Canana hazandır düşen o harın
Duvarı yıkarken çare sizsiniz
Uzun bir yol mudur ömür dediğin
Dipsiz bir göl müdür ömür dediğin
Arsız bir yel midir ömür dediğin
Yaşlanıp çökerken çaresizsiniz
Şiiri okuduğumda panzerlere taş atan çocuklar, elleri zincirlenmiş uçurtma
simgesinde özgürlük düşleyenler gelmişti gözümün önüne, şiirin sonuna
geldiğimde o tablo tamamen yıkıldı. Sonunda ömür ve çaresizlik anlatılmış. Bana
tutarsızlık var gibi geldi, belki de şiiri okurken çizilen tablo beni hayal
kırıklığına uğratmış olabilir.
Çaresizsiniz ve çare sizsiniz üzerine kurulmuş bir şiirdi. Son dörtlük
kafiye açısında çok zayıf geldi redifler uzun olsa da. Daha önce söylediğim
kalın sesli ince sesli konusundan.
Necla hanımın çok daha iyi şiirleri vardı gibi geldi şimdi.
·
Salih Erdem Necla Hanım
duygu ve düşüncelerini her tür şiirde ifade edebilen yetenekli bir kalem.
Gerek olaylara bakış açısı, ele alış ve anlatım şekli; gerekse yeni
sözcükler -Bu şiirde “sözyaşı” kelimesi- türetme çabalarıyla zaman zaman beni
şaşırtmış, zaman zaman da şiir adına umutlandırmıştır.
Bazen de kelimelerin bilinen ve kabul gören şeklini değiştirmesini
yadırgamışımdır.
Örneğin bu şiirde;
Telgrafçiçeğidir solan ezharın / Telgraf çiçeği…
Telgraf çiçeği: Bir çeneklilerden, boğumlu sarkık dallı, yaprakları etli,
uçları sivri, bazı türlerinde yaprakların alt ve üst yüzü mor ve gümüşi yollu,
beyaz, mavi veya pembe çiçekli bir süs bitkisidir.
“Telgraf çiçeği” ayrı yazılmalıdır. Bitişik yazmanın kelimeye getirdiği
yeni bir anlam veya şiire kattığı bir zenginlik var mıdır diye düşünüyorum?
Belki vardır, ben bilmiyor veya bulamıyorum. Necla Hanım buna bir açıklık
getirecektir.
Ezhar
Toplumsal hafızamızdan silinmiş bir kelimedir “Ezhar” Bu şiirde yer
verilmesi, yer aldığı mısraı anlamca doldurması şair ve yazarların
görevlerinden biri olan “kelime diriltme” çabasına güzel bir örnek.
Hecenin 6 + 5 = 11’li kalıbında durak ve kafiyeler yerli yerinde.
Bu kalıpta yazılmış belki binlerce şiir var. Bu şiiri onlardan ayıracak en
bariz fark; konusu ve bu doğrultuda şairin kelimelere atacağı mana örgüsü
olacaktır. Değilse onların arasında kaybolup gidecektir.
Şiire bakıldığında hangi durumlarda ÇARENİN BİZ, hangi durumlarda ise
ÇARESİZ olduğumuz şiirsel bir dille anlatılmaya ve okuyucuya bir mesaj
verilmeye çalışılmış.
Bunda başarılı olunmuş mu? Tartışılır.
İşleyişe çok müdahale etmemek düşüncesini savunmakla birlikte;
“Kameri güneştir uzun gecenin”
Yerine
“Güneşi umuttur uzun gecenin / Umudu güneştir uzun gecenin
Şafağı bükerken çare sizsiniz”
Şeklinde bir giriş olsaymış demeden edemedim.
Sonuç olarak; “Çaresizseniz ÇARE SİZSİNİZ” çokça bilinen bir söz üzerine
inşa edilen ve vurguların bu söze yapıldığı, elle tutulur bir şiir değildi.
Selamlar.
·
Şengül Cennet takdirlerimi sayfasına pek bırakmasam da severim Necla Develi
şiirlerini ... o da kalıpları zorlayanlardan ... ama bu şiirinde kaleminde de
bir zorlama gördüm ... anlama pek takılmam ben ... okurken ufkumu geniş tutarım
ve şairin/yazarın ne anlatmak istediğinden çok benim ne anlamak istediğime
bakarım ...
daha çok kelimelerde takılırım ... ''tünen'' gibi ... '''telgraf'' gibi ...
çift sessizle başlayan heceli kelimeleri ne kadar elzem olursa olsun asla
kullanmam hece şiirinde ... ya hece sayısını bozar ya da söyleyişi ...
‘’Aydınlığı s/atan onlar tacir mi ‘’ burada ‘’onlar’’ kelimesini dizeye
yakıştırmadım …
bir de şiirin genelinde kafiye kaygısı hakim … mısralarda bütünlük yok …
sanki önce kafiyeler oluşturulmuş, mısralar ona göre zorla şekillendirilmiş
gibi …
sonuçta ufak tefek nazar boncuklarını saymazsak, manâ olarak ben alacağımı
aldım … ve çok beğendim … akıcılık ve çekicilik de cabası …
·
Mehmet Ziya şiire hava
katayım diye değişik imgeler kullanıp, anlamını aksatmak yerine sıradan
kelimeler kullanmak daha evladır diye düşünüyorum..Necla hanım bir şiir
emekçisi ve serbestilerinde kullandığı imgeleri heceye uygulama aşamasında
biraz daha zamana ihtiyacı var diye geçiyor aklımdan..Hece şiiri mısrayı aniden
frenleten söylemleri kabul etmez hemen sırıtır. ustalar gereken eleştirleri
yapmışlar.. saygılarımla
·
Melahat Demir Kameri güneştir uzun gecenin (uzun gece:şeb-i yeldâdır.Türkçesini
alarak kullanması çok güzel.''Uzun gecenin ayı güneştir''cümlesinde,ümitvari
bir durum söz konusudur.
İnsanın içinde ufak bir ümidin daha yeni umutlar doğuracağına işaret
ediyor.'Ay'kadar bir güzellik istersen 'güneş'kadar bir güzelliğe sahip
olursun.
Her kelamı biçti kalem hecenin(Devrik bir cümledir.Düz cümleye
çevirelim:Kalem hecenin her kelamı biçti,mana sağlandı mı?Hayır.Şöyle
olabilirdi;Her harfini biçti kalem hecenin.
Sözyaşı dökerken çaresizsiniz (mubalağa sanatına ve teşhis sanatına
örnektir.Kelimeler ağlarken,bu duruma bir çare bulmak da sizin elinizde ya da
çaresiz içinde seyretmek de.....
Döner ayak olarak kullanılan aynı zamanda cinâs olan çâresizsiniz ve çâre
sizsiniz kelimeleriyle iki ayrı düşünceye sevk edilmiş.
Şaire hanım,okura seçenek sunmuştur.Ben her iki seçeneği de mısranın sonunda
düşündüm.
Burada güçlü Üstadlarımız varken benden sadece bu kadar.Şairemizi tebrik
ederim.
·
·
Afet Kırat sizin görüşünüzü
merakla bekliyorum mehmet bey , burası okul gibi oldu bana, hocanın da
bilgisine ihtiyacım var
·
Şengül Cennet evet ... sağ olun Afet Hanım ... ben de bunu bekliyodum ...
söyleyemedim :)
·
Mehmet Emin Türkyılmaz Ben bu şiire ve şiirin şairesine belki arkadaşlarımızın beklediği
gibi değil de bir başka yönden bakmayı daha uygun gördüm.
Tarih boyunca ” gelenekçi “ anlayışla açılıma müsait anlayış ( ki buna
“değişim isteyen, daha modern, daha ılımlı “ diye isimler verebiliriz ) hep bir
tartışma içinde olmuştur. Hatta medresede ehli gelenekçiler diğerlerine zaman
zaman tekfir de etmişlerdir. Bunu bir çok alanda olduğu gibi şiirde de görmek
mümkün. Kasıtlı bozma ve sulandırma çabalarını istisna tutarak, arayış içinde olanların
önünün kesilmemesi gerektiğine inanlardanım. Çünkü arayış ve açılım olmazsa
taassup ehli elindeki hiçbir konuda gelişme de çok zor olur diye düşünmek çok
haksız sayılmaz kanaatimce.
Hece şiirinin binlerce yıllık kafiye ve tabirlerinin nerede ise birebir
kullanılması ancak kendi kendine tatmin etmektir bana göre. Eğer üstüne az da
olsa bir şey koyamamışsak katkı sağladığımızı çok iddia edemeyiz. Bundan hiç
kimse “ eskiyi reddetme “ ya da “ küçük görme “ sonucunu da çıkarmalı!
Bu bağlamda, özellikle serbest çalışan arkadaşların heceye olan heves ve
denemelerini heyecanla tâkip ediyorum. Eğer serbestteki rahatlıklarını aynı
ciddiyetle ama hecenin dokusunu bozmadan heceye yansıtabilirlerse ortaya güzel
şeyler çıkabileceğini düşünmek çok hayalperestlik olur mu?
Olmaz bence!
Ne var ki, bir erkeğe çocuğa daha renkli hatta işlemeli elbiseler
giydirilmesine müsamahakâr olmak ile etek giydirilmesine verilen sert tepki
arasında bir tutarsızlık olduğu düşünülmemeli.
Bir çok hece denemesini Defter’den tâkip etsem de Necla Hanımın serbest
tarz çalışmaları olan bir arkadaşımız olduğunu biliyorum. İlk hece denemesinden
bu yana aldığı mesafe memnun edici ama hedefe giden yolu da oldukça uzun. Hem
bu durumu hem de eleştiri ve fikirlere her zaman açık ve değer veren bir yapısı
olduğunu düşündüğüm için buraya dâvet ettim.
Eleştiri yapan her arkadaşın sözlerini ciddiye alacağını ve onlardan
mutlaka bir şeyler çıkaracağını biliyorum.
Defterde bu şiire:
" Sözyaşı dökerken çaresizsiniz " ..
" sözyaşı "
Ocağa dikilen arsız incir mi.. "
arsız incir "
Telgrafçiçeğidir solan ezharın...
" telgrafçiçeği "
:))
Özellikle hece şiirinde çok hoş durdu bu tâbirler.
Heceye hanım eli değdiğinde bir fark olacağını hep düşünmüş ve
söylemişimdir.
Mori Kız bu hoş açılımı yapacaklardan biri gibi görünüyor...
" Şafağı bükerken çare sizsiniz
Sözyaşı dökerken çaresizsiniz "
Cinas da şık durmuş ayrıca...
Eyvallah Necla “ demiştim. Elbette mısra tekniği ve tekniğin anlamla
kaynaşması adına çok müdahale edilecek yerleri var. Ama özellikle ayaklardaki
cinas kullanmak adına arayışları ve kullandığı bazı tâbirler hoşuma gitti.
Yan gelip yatmıyor, kendini ve kalıpları zorluyor vesselâm.
Gözüm hep üstünde olacak!
·
Necla Develi kıymetli
eleştirileriniz için çok teşekkürler... ne güzel nakış nakış
analiz...sevgilerimle...hep takipte olacağım...
·
Erol Uraz "Panzerler
mi güçlü yoksa zincir mi" dizesine takıldım ben. Panzerler mi güçlü yoksa
taşlarmı... gibi bir ifade beklenirdi
·
Şengül Cennet Panzerle zincir burada zıt kavramlar olarak düşünülmüş bence ...
panzer düşmana/kötülüğe karşı savunma, zincirse boyun eğip özgürlükten vazgeçme
!
·
Erol Uraz Peki panzer
kimde, zincir kimde...?
·
Yorumlar
11.10.2012 02:35:38
Öncelikle bu değerli olduğu kadar özgür iradenin buluşma noktası diyebileceğim eleştiri-analiz ve yol gösterici çabalarınıza duyduğum derin saygı ve takdir duygularımı ifade etmek isterim.
“Hece Hece” yapılanması içerisinde yapıcı, özendirici ve tamamlayıcı katkılarıyla şiirin önünü açarak ilerlemesine dayanak olan; bu bağlamda emek ve sabırla katkılarını esirgemeyen Saygıdeğer Mehmet Emin Bey ve şair dostlara teşekkür etmek istiyorum!
Sadece şiire katkıyla sınırlı kalmayıp, şairi de ileriye taşıyan; şiirle şairi, şairle şairi kaynaştıran bu soylu çabaların altında imzası bulunan ve bu eleştirilerin izinden giderek kendilerini geliştirmekle birlikte, yapılan eleştiri ve önerilere olgunlukla yaklaşan bütün değerli şiir dostlarına, ustalarımıza özümden en derin saygı ve dostluk selamlarımla teşekkür ediyorum!
Böylesine bir sorumluluğu üstlenmek ancak derin ve onurlu kalemlerin hissiyatıyla mümkündür. Bu bağlamda, saygın ve üretken değerlerimiz olarak; silinmez imzalarınızla şiirin geleceğiyle ardınızdan gelecek genç kalemlere nasıl bir kolaylık, ne büyük katkı sağladığınızın farkındasınızdır, umarım!
Ayrıca;
Değerli usta Sayın Mehmet Emin Bey’ in, Sayın Necla Develi Hanımefendi’ nin şiirine getirdiği eleştiri - yorum yaklaşımıyla, şiire ne kadar geniş ve tarafsız bir pencereden baktığını;
İçeriksiz, sığ, kalıpçı yaklaşımlardan uzak; - şiirin ve şairin gelişimine katkı amaçlı - edebî ve onurlu bir kalem ustasının bakış açısını kendisine bayrak yaptığını da gördüm!
Ve bir kez daha gurur duydum kendileriyle, üslubuyla, yaklaşımıyla, toparlayıcı ve kaynaştırıcı dost yanıyla ve elbette ki –hiçbir şey ve koşulda değişmeyen, aşınmayan- özüyle, yenilikten yana insancıl değer anlayışıyla!
İyi ki varsınız dostlar ve iyi ki şiir kavşağında kesişti yollarımız!
Engin Saygı ve Dostluk Selamlarımla, başarılarınızın daim olmasını dilerim…
Refika Doğan
|
|