Afet Kırat Şiiri
Parmaklarım uyuştu kırıldı kurşun kalem
Hüzün çölüne düştüm her gün gülse de âlem
Umutluyken yarından söndü hayat meşalem
Dağlardan tepelerden yükselen höyüklerden
Bıktım usandım artık üstümdeki yüklerden.
Ezilmeden altında tutun kaldırın biraz
Kılıçları kuşanıp benle saldırın biraz
Taş bağlayıp sırtına suya daldırın biraz
Kurtulayım hepsinden ayva çiçek açmadan
Kalan bir parça umut, o da benden kaçmadan.
Dokunun ayağıma yarına varmak için
Yaralanan kalbimi biraz onarmak için
Çektiğim çileleri toprağa karmak için
Uzattım ellerimi inayete muhtacım
Yere düşecek artık zümrüt kakmalı tacım
Hangi rüzgâr sürükler dökülen saçlarımı
Dalları koparılmış bodur ağaçlarımı
Nereye götürecek bitmez amaçlarımı
Tek başıma kalmaktan korkuyorum inanın
Altında ezilirim bu çetin imtihanın.
Afet Kırat
·
·
Salih Erdem Uzattım ellerimi inayete muhtacım
Yere düşecek artık zümrüt kakmalı tacım / Yoksa yere düşecek...
Sonraki dizeye kurulan anlam köprüsünü sağlamlaştırmak için bu mısradaki
"artık" kelimesini çıkarıp "Yoksa yere düşecek zümrüt kakmalı
tacım" denebilir.
·
Mehmet Emin
Türkyılmaz Şahsen, bir şiiri görüş ve
önerilerle tanzim etmeye çok sıcak bakmayıp, yazdığım şiire gelen öneri ve
eleştirilerden aklıma yatanları bir sonraki şiirde değerlendirmeyi uygun görsem
de Afet Hanımın çalışması için bir iki şey söylemek isterim.
Öncelikle şiirin konusu, mesajı nedir ve ne anlatılmak istenmiştir diye
şiirlere bakmak sanırım çok yanlış olmaz. Sonra bu anlatılmak istenenin nasıl
ifade edildiği; iyi edilip edilmediği / edilemediği, teknik anlamda sorun olup
olmadığı, hece şiiri kıstaslarına uyulup uyulmadığı, gerek bu şiirde gerek
şairin diğer şiirlerinde kendini tekrar edip etmediği, sıradanlıktan ve çok
bilinenlerden farklı bir söylem geliştirip geliştirilmediği, vurgusu ,
silkelemesi olup olmadığı, şiirin sesi, sürükleyiciliği, devamlılığı ( bütünlüğü),
hangi kelimenin nerede nasıl kullanıldığı, kafiye ya da hece kıskacının
kelimeleri ya da mısraları basitleştirip basitleştirmedi ve anlamı yüzeysel
bırakıp bırakmadığı gibi özellikleri ihmal etmemek gerekir incelerken galiba.
Bu bağlamda bu çalışmaya baktığımda;
“ Parmaklarım uyuştu kırıldı kurşun kalem “
Neden “ kurşun kalem “ ? Neden tükenmez ya da mürekkepli değil. Onlar da
parmağı uyuşturabilir. Onlar da yazabilir. Burada kurşun kalem tercihinin özel
bir anlamı var mı?
“ Dağlardan tepelerden yükselen höyüklerden “
“ Dağ ” belki biraz daha net anlam ifade edebilir ama, tepe ve höyük
genellikle aynı anlamda kullanılır. ( höyük yığma, sonradan yapılma anlamında
zaman zaman kullanılsa da ) Ve “ dağ tepe höyük “ yan yana gelip aynı şikâyetin
yapılacağı ortak nokta olmamalı bana göre. ( ayrı özelliği olanları sıralamak
daha anlamlı olurdu ) Kafiye için Höyük seçilmişse diğerleri başka tercihler
olmalıydı sanki.
“Umutluyken yarından söndü hayat meşalem” dedikten sonra artık umudun
kalmadığı sonucu çıkar. Hayat meşalesinin sönmesi bitmek anlamına da gelebilir.
Bunu söyledikten sonra “Kalan bir parça umut, o da benden kaçmadan. “demek çok
doğru mu acaba? Ya hayat meşalesini söndürmeyecek sadece azaltacağız ya da
umudun bir parça da olsa kaldığını söylemeyeceğiz bence.
Bu anlamda yardımı gelen ya da gelecek ve kaldıracak olanların “ kılıç
kuşanması “ değil de başka bir şey kuşanması sanki daha uygun olurdu. Ve
düşmanın “ sırtına taş bağlayıp suya daldırması “ da sanki bu mücadelenin
formatında değilmiş gibi görünüyor. İşte sıradanlık dediğimiz şeyler bunlar
gibi herkesin ilk önce aklına gelenler olmaması gerekir diye düşünüyorum.
“Ayva çiçek açmadan “ zaman ve teşbih anlamında güzel ve yerinde olsa da
yüzlerce kez kullanılması bakımından çok tercih edilmemeliydi.
“Yere düşecek artık zümrüt kakmalı tacım”
Bir insanın bu kadar olumsuzluğu anlattıktan sonra “ zümrüt kakmalı taç ”
ın başında olduğunu ima etmesi çok yerinde mi? Ya da başında öyle bir taç olan
bu kadar olumsuzluğu yaşar mı?
“ Mermer üzerine cevahir kakmış “ dese de Âşık Bağdadî, kullanılış biçimi
ve iklimi olarak buranın çok uygun olmadığını düşünüyorum.
İkinci ve üçüncü kıt’alardaki +2 lerdeki kafiyelerin aynı ses olmamasını da
tercih ederdim elbette.
Belki ben çok âşina olduğumdandır, bilemiyorum ama sanki önceki şiirlerinin
tekrar eden bir Afet Kırat şiiri gibi dursa da, “ hangi konuda şiir yazmadı ”
sözü de çok haksız sayılmamalı bence.
·
Afet Kırat “ Parmaklarım uyuştu kırıldı kurşun kalem “
Neden “ kurşun kalem “ ? Neden tükenmez ya da mürekkepli değil. Onlar da
parmağı uyuşturabilir. Onlar da yazabilir. Burada kurşun kalem tercihinin özel
bir anlamı var mı?
( Kurşunu mermideki olduğunu düşünürsek neden o kelimeyi seçtiğimi
anlarsınız. Artık güçlü bir şiir yazamadığımı anlatıyorum.)
“ Dağlardan tepelerden yükselen höyüklerden “
“ Dağ ” belki biraz daha net anlam ifade edebilir ama, tepe ve höyük
genellikle aynı anlamda kullanılır. ( höyük yığma, sonradan yapılma anlamında
zaman zaman kullanılsa da ) Ve “ dağ tepe höyük “ yan yana gelip aynı şikâyetin
yapılacağı ortak nokta olmamalı bana göre. ( ayrı özelliği olanları sıralamak
daha anlamlı olurdu ) Kafiye için Höyük seçilmişse diğerleri başka tercihler
olmalıydı sanki.
( dağ, tepe höyük sırtıma yüklenen yüklerdir. Bazılarının altında gerçekten
ezilmek üzereydim. Höyük kelimesini başkalarının sebep olduğu sorumluluk olarak
düşündüm. Kafiye kaygım hiç olmadı)
“Umutluyken yarından söndü hayat meşalem” dedikten sonra artık umudun
kalmadığı sonucu çıkar. Hayat meşalesinin sönmesi bitmek anlamına da gelebilir.
Bunu söyledikten sonra “Kalan bir parça umut, o da benden kaçmadan. “demek çok
doğru mu acaba? Ya hayat meşalesini söndürmeyecek sadece azaltacağız ya da
umudun bir parça da olsa kaldığını söylemeyeceğiz bence.
( burada belki sönmek üzere olduğunu anlatmam daha doğru olur galiba)
Bu anlamda yardımı gelen ya da gelecek ve kaldıracak olanların “ kılıç
kuşanması “ değil de başka bir şey kuşanması sanki daha uygun olurdu. Ve
düşmanın “ sırtına taş bağlayıp suya daldırması “ da sanki bu mücadelenin
formatında değilmiş gibi görünüyor. İşte sıradanlık dediğimiz şeyler bunlar
gibi herkesin ilk önce aklına gelenler olmaması gerekir diye düşünüyorum.
( bir savaş içindeysem yardıma geleceklerin de benim gibi silah kuşanması
gerekir, nostalji olsun diye kılıç kelimesini kullanmıştım, hem de daha çok can
yaktığı için)
“Ayva çiçek açmadan “ zaman ve teşbih anlamında güzel ve yerinde olsa da
yüzlerce kez kullanılması bakımından çok tercih edilmemeliydi.
( sonbahardayız yaza kadar mühlet vermiştim üstümdeki yüklerden kurtulmak
için, belki başka bir seçenek olabilir)
“Yere düşecek artık zümrüt kakmalı tacım”
Bir insanın bu kadar olumsuzluğu anlattıktan sonra “ zümrüt kakmalı taç ”
ın başında olduğunu ima etmesi çok yerinde mi? Ya da başında öyle bir taç olan
bu kadar olumsuzluğu yaşar mı?
( zümrüt yeşildir, yeşil umuttur, umudumun yerlere düşeceğini anlatmak
stemiştim.)
“ Mermer üzerine cevahir kakmış “ dese de Âşık Bağdadî, kullanılış biçimi
ve iklimi olarak buranın çok uygun olmadığını düşünüyorum.
İkinci ve üçüncü kıt’alardaki +2 lerdeki kafiyelerin aynı ses olmamasını da
tercih ederdim elbette.
Belki ben çok âşina olduğumdandır, bilemiyorum ama sanki önceki şiirlerinin
tekrar eden bir Afet Kırat şiiri gibi dursa da, “ hangi konuda şiir yazmadı ”
sözü de çok haksız sayılmamalı bence.
Kendi kendine yetmeye çalışan bir annenin sırtına 33-30-20 yaşındaki üç
oğlu hala yük oluyorsa imdat istemek gibi bir hakkı vardır sanırım. ( konu da
buydu)
Evrensel değildi belki, özeldi belki, ama dün çok sinirlenmiştim yazdım
gitti. Paylaştım istedikleri gibi eleştirsinler, hatalarımı göstersinler,
yıllardır arkadaşların şiirlerine müdahele ediyorum onlar da bana etsinler
istedim. Şiir biter mi, her zaman değiştirme hakkım vardır sanırım, kitapta
yayınlamadıktan sonra.
Düşünceleriniz için teşekkür ederim Mehmet Bey, devamını beklerim.
·
Afet Kırat Salih bey sözlerinizi değerlendireceğim, teşekkürler.
·
Mehmet Emin
Türkyılmaz " Kurşunu mermideki olduğunu
düşünürsek neden o kelimeyi seçtiğimi anlarsınız "
Hayır, anlamadım Afet Hanım!
" kurşun kalem " herkesin bildiğidir.
ama kalemin kurşun olduğunu söylemek istiyorsanız bunu daha belirgin
yapmalısınız...(belki noktalama işareti ile belki önünde bir kelimeyle "
sanki bir kurşun..." )
Yani şair şunu diyemez: Efendim ben yazdım siz anlayın...Ya da - herkes
kapasitesince anlar.. Anlamak için yoracak yerde biz de elimizden geldiğince
yorulmalıyız. O zaman şu sözü ne yapacağız:
" adam ol baban gibi eşek olma "
Bu sözü söyleyenin hakaret mi tavsiye mi ettiğini anlamak için ders mi
çalışacağız?
Virgül koyarak mı düşüneceğiz yoksa virgülsüz mü?
Ne var yani araya virgülü koyup kolaylaştırsak:
" Adam ol baban gibi, eşek olma "
Sözlüklere baktığımızda, bir çok açıklama için şairler ve edebiyatçılar
kaynak gösterilir. Yani misyon ve sorumluluk ağır. Bu yüzden elimizden geleni
sonuna kadar yapmalıyız. Gelmeyenden muafız elbette.
·
Aliye Uyanık Sayın çok
değerli hocalarım zaman buldukça sayfanızdayım sizleri okuyor yaptığınız olumlu
olumsuz eleştirilerden dersler alıyorum ama ne yazık ki siz değerli ustaların
şiir bilgisi yanında fikir beyan etmede kendimde o öz güveni bulamıyorum şunu
itiraf etmeliyim ki sanki şiir öğretilen bir okula gidiyorum hevesindeyim bu
sayfayı kuran dostlara minnettarım sevgilerimle.
·
Mehmet Ziya Şiir ilk mısrada açık veriyor kanmca... neden mi? "Parmaklarım
uyuştu kırıldı kurşun kalem"" mısrası bir eylemin sonucu oluşan
rahatsızlıktır..Önce eylemin oluş şeklini anlatmalıydı şair.. yani giriş
mısrası olmamalı bu mısra..
·
Salih Erdem "Parmaklarım uyuştu kırıldı kurşun kalem" Şiirin giriş
mısrası olmasında bir sakınca göremiyorum ki 4. ve 5. mısralarda bu bir
rahatsızlıksa -ki ben öyle görmüyorum- sebebi açıklanmış.
·
Salih Erdem Roman ve öykülerde olduğu gibi şiirde de anlatmaya olayın ortasından
ya da sonundan başlayıp ilerleyen kısımlarda konu işlenebilir. Konunun nasıl
anlatılacağı ve işleneceği ile ilgili bir kurgudur. Tercih şiiri yazan
kalemindir.
Emine Uysal Aliye hanım yüreğimi okudunuz, ben de sizinle aynı fikirdeyim.
Şimdilik takipteyim ve çok şey öğreneceğime inanıyorum. grubu kuran hocamıza
minnattarım. En azından bilgi alış-verişi için buradayız.
·
Mehmet Ziya Salih bey size aktılmakla beraber tercih meselesi diyelim..Şahsen
okumaya başladığım şiirde giriş bölümü yoksa şiiri bitirmeden sayfadan
ayrıldığım olmuştur..Roman ve öyküler ortasından başlar ama önsöz denilen bir
bölüm var ilk başta..
·
Mehmet Ziya Mehmet Hocamın "kurşun kalem" deyimine takılması konusuna
şöyle bir araya girmek isterim.. Kurşun kalem bildiğimiz gibi yaza yaza
biter..Şairin hem mermi anlamında ( ki kurşun öldürür) kullanmasını ve belkide
bilinç altında yatan "bittim yaza yaza" dan olamaz mı?
·
Afet Kırat önerileri dikkate alarak biraz daha değiştirdim, eleştirileriniz güç
veriyor sarılın kalemlere.
Afet Kırat EZİLİYORUM
Ellerimde kırıldı kurşun savuran kalem
Hüzün çölüne düştüm her gün gülse de âlem
Artık sönmek üzere titrer hayat meşalem
Dağlardan tepelerden yükselen höyüklerden
Bıktım usandım artık üstümdeki yüklerden.
Ezilmeden altında alın kaldırın biraz
Kuşanıp silahları benle saldırın biraz
Taş bağlayıp sırtına suya daldırın biraz
Kurtulayım hepsinden kışı yemeden bahar
Elimde ne kaldı ki bir parçacık umut var
Dokunun ayağıma yarına varmak için
Yaralanan kalbimi biraz onarmak için
Çektiğim çileleri toprağa karmak için
Uzattım ellerimi inayete muhtacım
Yoksa beni bitirir göklere çıkan acım.
Hangi rüzgâr sürükler savrulan saçlarımı
Dalları koparılmış yanık ağaçlarımı
Nereye götürecek bitmez amaçlarımı
Tek başıma kalmaktan korkuyorum inanın
Altında ezilirim bu çetin imtihanın.
Yorgunluk yuva kurdu alnımdaki çizgiye
İtiyorum gitmiyor bu mekân benim diye
Biraz mürekkep sunsam veda için hediye
Çıldırdı çığlığımdan koşup durur yelkovan
Yeniden kalksın diye bu yalancı pehlivan.
Kaybolmasın çok erken gölgem önümde dursun
Arkamdan güneş doğsun karanlığı durdursun
Gücüm yeter o zaman her kim vurursa vursun
Yük bana ne yapar ki dağları savururum
Ateşimle gün gelir dünyayı kavururum.
·
Salih Erdem İlk hâli "Altında ezilirim bu çetin imtihanın" mısrasıyla;
çaresizlik ve kabul edilmiş bir yenilgiyle bitiyordu. Değişiklikler ve ilave
edilen kıtalarla şiir tamamlanmış. Şiirin sonunda o "yorgun ruh" bir
öz güvenle doğrularak "ben daha ölmedim" diye adeta dünyaya kafa
tutarak ayağa kalkmış.
·
Afet Kırat o hali dünkü psikolojimle yazılmıştı , asla yenilgiyi kabul edemem,
elimden geldiğince dik durmaya çalışırım, o hali atlatıyorum. Bence de böyle
bana yakışır oldu gibi. Sizlerin öneri ve görüşleri bana yol gösterdi hepinize
sonsuz teşekkürler.
·
Mehmet Emin
Türkyılmaz Afet Hanım,
Siz şiiri bize yazdıracak ama kendi adınızla kayıt edeceksiniz. Öyle
bedavacılık yok. Bitirin şiirinizi biz de gelip bir güzel eleştirelim sizi ki
tadı çıksın.
·
Afet Kırat sadece görüş sordum, dilediğinizce eleştirin istedim, belki de Necla
hanımı kırdığımı düşündüğümden yaptım o da beni eleştirsin istedim. Şiire
yapılan desteğin nasıl olması gerektiğini anlatmak istedim, şiiri gönderip de
düzeltiver diyenler için. yine de ortak şiir diyorsanız öyle de yazarım,
sahiplenme gibi bir kaygım yok nasılsa. ve defterde önce eleştiri alıp sonra
düzeltip yayınladığımı da yazdım. Mehmet bey benden şüphe etmeyin zararıma bile
olsa doğrudan vaz geçmem o yüzde silinsem bile. Şiir defterdedir
eleştirebilirsiniz, bu kendime şiirime olan güvenimden değil daha iyiyi
yakalamak içindir. misafrim olun bekliyorum. saygılar efendim.
Yorumlar
Henüz yapılmış yorum yok
|