Oflu Şiirleri / Mâveraî Serzeniş



Mâveraî Serzeniş

 
 
                                    Hem biz aşkı tanırız, hem de o bizi tanır
                                    Dertleşsek, değil yaşam; kabristanlar utanır!
 
 
Sanki biraz kinaye yüklüydü önsözünde
Kim bilir, belki haklı belki çok alıngandın.
Bir tembih ve temenni içeren son sözünde
“ Duygusuzlar “ bahsinde kalktın, bizi de andın.
 
Anlat ki anlayalım, say ki hiç tanımadık
Yaşayıp şükrettiğin hamd ü senâyı anlat.
Anlat ki anlayalım, doğsun şu fecr-i sâdık
İç âleme hükmeden derin mânayı anlat.
 
Elbette sizler gibi gece ve sabahında
Ayrı ayrı lezzetler tadıp, yaşayamadık.
Elbette sizler gibi gönül karargâhında
Günlük nikâhlar kıyıp, günlük boşayamadık.
 
Haklısın! Sizin gibi o müstesna duyguyu
Züleyhâ mektebinde okumadık, suçluyuz!
Haklısın! Tek mâşuka hırka olan örgüyü
İfrit kirpikleriyle dokumadık, suçluyuz!
 
Yıkıldık! Ki cânanın bakışının neminde
Bebek gibi sürünüp bebek gibi yıkıldık.
Yakıldık! Ki Yunus’un hem olgunluk deminde
Hem Şems’in Mevlânâ’ya nazarında yakıldık!
 
Sanma biz, gömlekleri arkadan yırtanlara
Zindan küflüdür deyip tereddütsüz râm olduk!
Sanma biz, et peşinde dolaşan sırtlanlara
Gecenin kuytusunda teslim ve ikram olduk!
 
Sonra biz, üfleyerek Nemrud’ un ateşine
Dumanı İbrahim’e değdirenden olmadık.
Sonra biz, takılıp da sahte Leylâ peşine
Leylâ’ların boynunu eğdirenden olmadık.
 
Hatta biz, Tac Mahal’in büyüsüne kanıp da
Gönül kıblegâhını duvara döndürmedik.
Hatta biz, tacın tahtın sihrine aldanıp da
Muma secde ederek güneşi söndürmedik.
 
Asla biz, ne elestte ne yârin huzurunda
Yaptığı akidlerden cayanları sevmedik.
Asla biz, kaybolup da benliğin gururunda
Rüzgârla cilveleşip kayanları sevmedik.
 
Elbet biz, elif gibi dikleşip melânete
İhlâsın öz sihrine ömür boyu vav olduk.
Elbet biz, teslim olup en ulvî asâlete
Ecri bekâda saklı her müjdeye tav olduk.
 
Doğrusu, aşk dilini inkılâba uğratıp
Harflerin mahrecini bozanlar biz değiliz.
Kalplaştırıp kalpleri sonra taklalar atıp
Anlık zevkler peşinde tozanlar biz değiliz.
 
Hulâsa, sızlanmadık; düşmedik dilden dile
Ne kırıttık zamana, ne zamanı anladık.
Hatta kor ateşlere döşeği sersek bile
Bize bizi ağlatıp, bizi bizle ağladık.
 
Say ki biz, ehl-i Kehf’iz; en âsi çocuklarız
Bu yüzden ne kutsadık, ne diz çöküp el aldık
Say ki biz, asrınıza ucûbe konuklarız
Hulâsa, biraz ilkel biraz çağdışı kaldık!..
 
 
 

Oflu / Mehmet Emin Türkyılmaz
İstanbul –Temmuz 2012

 

( Not: Her sitede adımın ve şiirlerimin olmasını istemediğim için; yazılı izin alınmaksızın şiirlerimin tek tek ya da blok olarak kendi kayıt ettiğim sitelerin dışında yayımlanmasına izin vermiyorum.)











Yorumlar
Henüz yapılmış yorum yok




Yorum Yapın

Ad Soyad: Yorumunuz:
E-posta:
Tarih:
23.11.2024 09:36:20
 


 
 

 
 

 
 
 
 
 
 




Bu site Kişisel Yazar Web Tasarım projesi ile oluşturulmuştur.