Oflu Şiirleri / Şüheda Rüyası



Şüheda Rüyası


Onca âfetler görmüş tarihe başkent şehir!
İçimdeki coşkuyu hissedip duyar mısın?
Yazıldıkça çoğalan, sonu gelmeyen şiir!
Hâlâ bu evlâdına ana gibi yâr mısın?
Nice gözyaşlarıyla tenhalarda ıslandın
Nice koç yiğitleri uğurladın kefensiz
Kim bilir ne diledin, seherlerde ne andın?
Şimdi hemhâl olmamız sayılır mı nedensiz?
Sen ki; kutlu Nebî’nin sözünde kerametsin;
Sen! Karanlık çağları aydınlatan rahmetsin.

Asya’yla Avrupa’nın kesiştiği noktadan
Zamana gülümseyen üç yüz bin yıllık geçmiş!
Eski uygarlıklara tuval iki kıtadan
Sana ulaşmak için nice ordular geçmiş
Şâhittir yedi tepen, Marmara’n ve Boğaz’ın
Altın Boynuz bağrında ne hâtıralar saklar
Hem okşadı meltemin hem dondurdu ayazın
Yakandan ayrılmadı aklı sende uzaklar
Nedendi bunca çile, niçindi bunca emek?
Sanki sana hükmeden dünyaya sâhip demek.

Ne zaman ki, teşrifi âlemi nurlandıran
Adını müjdeleyip: “ - Letüftehanne! “ Dedi
Artık tüm hayâlleri sendin onurlandıran
Ne çok sultan yoluna düşüp ölmek istedi
Onlarca kuşatıldın, yüzlerce sefer gördün
Haşmetinle direnip cilveleştin talihle
Nasibin öncesine halat çektin, sur ördün
Yirmi dokuz Mayıs’ta kucaklaştın Fâtih’le
Bin dört yüz elli üçte mâzi çöktü, an düştü
Önüne şanlı hilâl, ardına hüsran düştü.

Nasıl bir sevgilisin sığmadın şiirlere
Tasvir eden mısraı sanki halsiz bıraktın
Nasıl bir sevgisin ki yön verip sihirlere
İlhamı hem taşırdın hem mecalsiz bıraktın
Tutku desem, encamı varıp sana ulaşmaz
Aşk desem, aşktan öte; sadece aşk değilsin
Vallahi! Hiçbir övgü asla haddini aşmaz
Zarafetin önünde varsın cihan eğilsin
Doğuştan âmâ olan seni kokundan tanır
Adındaki son harften tüm Leylâ’lar utanır.

Hissederim hüznünü geçmişe daldığında
Kâh Nedim’i düşünür kâh Âkif’i anarsın
Hisar’da akşamüstü güneş ufaldığında
“- Canım..! “ Diyen Fâzıl’ın kandilinde yanarsın!
“ Bahar Sarhoşluğu ” nu Tarancı’yla yaşayıp
“ Barbaros Meydanı “ nda Behçet olmak istersin
“ Bir Ana “ edâsıyla Necati’yi okşayıp
“ Hayâl Şehir “ diyene “ - merhaba Yahya “ dersin
Veli’nin efkârıyla iç çektirdin çağlarca
“ Destan Önü ” nde hâlâ dimdik durur Dağlarca.

Yürekler farklı çarpar farklı anar ismini
Konstantinopol tüter Fener’de yanan mumlar
Vatikan belirlerse hasmını ve hısmını
Bizans’a asfalt olur Heybeli’deki kumlar
Ve sessiz Ayasofya… Bilinmez neden suskun
Kim bilir bu sükûtta hangi feryat saklıdır
Sanki geçmişi ona, o geçmişine küskün
Sırlarına bürünmüş yıllardır yasaklıdır
Yönler seni gösterir, kalpler sen olur, atar
Hasretle sabahlayan yine hasretle yatar.

Manevî atmosferin sarıverir apansız
Şafak sökümü gibi hayır şerden sökülür
Tan yeri ağarırken köşen kalmaz ezansız
Günahın her türlüsü lîme lîme dökülür
Yûşâ’dan tatlı tatlı bir rüzgâr estiğinde
Çeşmelere ruh veren her damla zemzemleşir
Resûl’ün ev sâhibi yolları kestiğinde
Şaşıp Maria’laşan diz çöküp Meryem’leşir
Gecenin isyanını şefkatle yoğurursun
Her sabah yenibaştan bir umut doğurursun.

Başlayınca Fâtih’ten ezan-ı Muhammedî
Semâda Bilâllaşan bir âhenk sembolleşir
Üç bin küsur camiin bekler Sultan Ahmed’i
Yüz altmış dört adının hepsi İslâmbol’ leşir
Her minare bir direk, kubbe olur tepeler
Müezzin mahfilinde Ulubatlı oturur
Kametle doğrulur da tabiîn, sahâbeler
Eyüp Sultan ardında kalkıp kıyama durur
Gökleri kuşatırken âmindeki râyiha
Son Peygamber sesinden duyulur son fâtiha.

Bırak Mecnûn olayım; lûtfet, izin ver Leylâ!
Kolay mı sende olup özlemek seni her an
Bırak senle dolayım; ihtişam-ı mücellâ!
“- Ömrün ikindi vakti “ haykırıyorken zaman
Ne olur, rüzgârına yoldaş edip sesimi
Hayırla yâd ettirsen, hiç andırmasan şerde
Şehâdetle, koynunda verip son nefesimi
Dizlerinde uyusam ve uyansam mahşerde
Mümkün mü bu pervânen başka şehristan bulsun?
Sen şüheda rüyası; sen şehr-i İstanbul’sun!...


Oflu / Mehmet Emin Türkyılmaz
İstanbul - 28 Şubat 2011
 
 ( Not: Her sitede adımın ve şiirlerimin olmasını istemediğim için; yazılı izin alınmaksızın şiirlerimin tek tek ya da blok olarak kendi kayıt ettiğim sitelerin dışında yayımlanmasına izin vermiyorum.)











Yorumlar
30.4.2018 01:23:42
Aşkına kanarmı sandın şehr-i İstanbul'u
Niceler yoğruldu ve yoruldu her seferde
Aşkında yan içteniçe sende seherde
Ümmidin tut sûr'a üflendiğinde bittiğin yerde.


Haddim olmayarak
"Sizi Allah çok sevsin"
Mavera




Yorum Yapın

Ad Soyad: Yorumunuz:
E-posta:
Tarih:
19.4.2024 05:51:40
 


 
 

 
 

 
 
 
 
 
 




Bu site Kişisel Yazar Web Tasarım projesi ile oluşturulmuştur.