|
Deşifre!
( Bu yazı bir bilgilendirme yazısıdır. Hiç kimseye
etki etmek, yönlendirmek, ya da taraf olmasını arzu etmek adına değil sadece ve
sadece ilk ağızdan bazı gerçekleri paylaşmak amaçlanmıştır.)
Bazı işleri yapmak meşru, hukuki ve ahlâki olsa da insana çok sevimli gelmiyor
maalesef!
İnsanların hatalarını bulup çıkarmayı, onları mahcup etmeyi sevmesem de bazen
bu bir zorunluluk oluyor. Günümüzde değişen değer yargıları ve bozulmuşluk öyle
bir hâl aldı ki, hırsızlık suç olmaktan çıktı ama hırsıza: “- Çalma, yaptığın
yanlış! “ Ya da “ hırsız! “ demek kabahat oldu âdeta. “ Bana dokunmayan yılan
bin yaşasın “ felsefesi artık yılanların çok rahatlıkla herkese dokunur hâle
gelmesine, üstelik bu dokunmayı meşrulaştırmasına neden oluyor.
Elbette bu rahatsız edici!
Birkaç ay önce, “ vuslat05 ” mahlası ile adını duyduğumuz ve birçok şiiri
hakkında özelden eleştiri ve düzeltme yaptığım Esra Derel ( Sahavet Solak ) adıyla bilinen bir
hanımefendi yıllar önce yazdığım bir şiirdeki “ beyin yürek cengi “ imgesini
kullanınca kendisini özelden uyarmak, ya tırnak içine almasını ya da kaynak
göstermesinin etik olacağını bildirmek için mesaj attığımda beni yasakladığını
anladım. Aslında aldığı imge benim için çok da önemli değildi ama alışkanlık
olmaması adına yönetime bildirdim ve yönetim ne yaptıysa bu sorunu çözdüremedi.
Hanımefendi ne kabul etti, ne inadından vazgeçti. Hatta, o şiiri hiç
okumadığını iddia etti. Ben de direttim. Bu konularda duyarlı davranmayı, “
emeğe saygı “ prensibine kayıtsız kalmamayı amaçlayan yönetim çok haklı olarak
o şiiri silmek zorunda kaldı. İşte bundan sonra ne olduysa oldu kıyamet koptu!
Hanımefendi, muhtelif edebiyat sitelerinde ve muhtelif mesaj ve sözlerle “
kendisine haksızlık yapıldığını, emeğine saygı gösterilmediğini, sitenin
taraflı davrandığını ve kendisini kaybettiğini “ defalarca ifade ederek kamuoyu
oluşturmaya çalıştı ve hâlâ bu konuda yoğun bir uğraş içerisinde. Öyle ki,
benimle hiç sorunu olmayan, hiçbir tartışma yaşamadığım bazı üyelerin gerek
şiir gerekse yorumlarla bazı dokundurmalar içinde olduğunu hissediyorum.
Elbette her söze, her saldırıya ve hakarete gerek edebî gerek anlayacakları
dilde verecek en uygun cevaba sâhibim. Lâkin, söz ile sözün sâhibi arasındaki
Mevlânâ bakış açısı hep aklımın bir köşesinde durur.
Bir ara vicdani olarak kendimi sorguladım; “ değer miydi ” diye! Acaba hiç ses
çıkarmasa mı idim?
Mesleğim gereği suç bilimcileri ile bir hayli haşır - neşir olan biri
olduğumdan onların şu sözü hep aklımın bir köşesinde durur: “- Eğer suçlu bir
suçu ilk defa işlemiş ise yakalandığında mahcup olur. Eğer pişkin ise, yüzü
kızarmıyorsa, mâzeretler ortaya koyup haklılığını iddia ediyor ve
arsızlaşıyorsa mutlaka öncesinde aynı suçu işlemiştir! “
Ve, hanımefendinin Edebiyat Defterindeki şiirlerine şöyle göz ucu ile bir
baktım. Doğrusu, gördüklerim beni oldukça şaşırttı! Okuduklarım içinde ( ki
ancak bir bölümüne bakabildim) alıntısız ve çalıntısız, imge araklaması
olmayan, orijinal olarak ona ait çok az şiiri var. Demek ki hanımefendide bu
artık alışkanlık hâline gelmiş.
Gerçekten çok üzüldüm. Her insan duyarlı olmak zorundadır elbette ama özellikle
bir hanımın daha duyarlı olmasını beklerdim.
Birkaç tanesini paylaşmak istedim ki, hanımefendinin mesajlarına ya da birebir
sözlerine şâhit olanlar konuyu daha sağlıklı düşünebilsinler…
1)
(
http://www.edebiyatdefteri.com/siir/214057/---sakliyorum-sevdani-gozbebegimde----.html
)
...SAKLIYORUM SEVDANI GÖZBEBEĞİMDE..../ Esra Derel
Şimdi uzaklarda çok, muhakkak uyuyorsun;
O şehrin geceleri kabusca üzerinde.
Gördüğün düşlerin en güzeli olmalı,
Ölüm sessizliği var güzelim gözlerinde..
....Günün nasıl geçmiştir yalnızlıklar içinde,
Gece gözlerin nasıl koyulaşır hüzünden.
Duvarlar üzerine yıkılmıştır eminim;
Ben gibi sevin sende,gitti bir gün ömründen..
....Kolay değil avunmak yalnızken anlasana
Kapanmış yaraları sızlatır hep geceler
Şiirlerde her gece hasret kokar baksana,
Sancı sancı yürekte can çekişir sevgiler..
.....’Artık çok şey değişti’diyorsun anlıyorum,
Senelerdir içime otağ kurdu acılar.
Bak sensiz hayatımda değişen hiç bir şey yok;
Gelip geçti yel gibi,nice çok yabancılar..
.......Bağrını nasıl yakar,hasret denen o azap;
Nasıl yalnızlık dolu bilirim gecelerin.
Binbir türlü derdini anlarım çeker gibi;
Ne çok şeyler anlatır,bilemezsin gözlerin..
........Şimdi çook uzaklarda uyuyor olmalısın;
Yalnızlık geceleri kabus gibi üstünde.
Gördüğün düşlerin en güzeli bunu bil;
Saklıyorum sevdanı,gözümün bebeğinde..
Yarınlarda / Ümit Yaşar Oğuzcan
Şimdi uzaklarda evinde uyuyor olmalısın
Gördüğün, düşlerin en güzelidir yavrum
Saçların dağılmıştır yastığın üzerine
Göğsün hafifçe açılmıştır, biliyorum
Kimbilir nasıl geçmiştir akşam saatleri, gece
Gözlerin nasıl da koyulaşmıştır hüzünden
Duvarlar üzerine yıkılmıştır birer birer
Bensiz bir gün daha eksilmiştir ömründen
Kitaplar, plaklar, şunlar, bunlar hepsi boş
Severken kolay değil avunmak, baksana
Yine kör karanlığında bir gecenin
Oturmuş özlem şiirleri yazıyorum sana
Dudaklarını anımsıyorum ekmekten sudan aziz
Ellerini anımsıyorum saçlarımda sevecen
Sonra gözlerin, dupduru, yalansız, kuytu
Seni andıkça bir imbat esiyor Ege’den
Yaşanacak yıllarımız olmalı diyorum seninle
Uyuyacaksan kollarımda uyumalısın
Vaktin olursa sevişmekten deli gibi
Başını omuzlarıma koymalısın
En güzel sözcüklerle, öpüşlerle, şiirlerle
Sana sevgimi anlatmalıyım uzun uzun
Pencereden gökyüzü görünmeli, yıldızlar
Tek tanığı olmalı mutluluğumuzun
Uyanmalısın doğan günle birlikte
Yeniden sevişmeye durmalıyız, yeniden
Ve yepyeni bir dünya yaratmalıyız
Her anı aşktan, mutluluktan, sevgiden
***Dikkat çekenler:
Şimdi uzaklarda evinde uyuyor olmalısın ( Ümit Yaşar)
Şimdi uzaklarda çok, muhakkak uyuyorsun; ( vuslat05)
Gördüğün, düşlerin en güzelidir yavrum(Ümit Yaşar)
Gördüğün düşlerin en güzeli olmalı,(vuslat05)
Gözlerin nasıl da koyulaşmıştır hüzünden( Ümit Yaşar)
Gece gözlerin nasıl koyulaşır hüzünden.( vuslat05)
Duvarlar üzerine yıkılmıştır birer birer( Ümit Yaşar)
Duvarlar üzerine yıkılmıştır eminim;( vuslat05)
Bensiz bir gün daha eksilmiştir ömründen( Ümit Yaşar)
Ben gibi sevin sende,gitti bir gün ömründen.. ( vuslat05)
Severken kolay değil avunmak, baksana( Ümit Yaşar)
....Kolay değil avunmak yalnızken anlasana( vuslat05)
- - - - -
2)
(http://www.edebiyatdefteri.com/siir/262794/--------c-e-v-a-p--------.html )
........C E V A P ......./ Esra Derel
Ölümle beraber düşündüm demin;
Varlığıma her zaman, KEDER gibisin...
Şimdi yalnız senle dolu kalbimin,
Azabını bırakıp, GİDER gibisin.....
.....
Gözbebeğim....Bozulmaz yürek yeminim;
Ne demek’unuttun beni,eminim’?
Kalbinde olmasa kalbime kinin,
Der miydin bana: ’ELLER gibisin’?
Herkes Gibisin / Nazım Hikmet
Gönlümle başbaşa düşündüm demin
Artık bir sihirsiz nefes gibisin
Şimdi ta içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen fener gibisin
Maziye karışıp sevda yeminim
Bir anda unuttum seni eminim
Kalbimden kalbine yok bile kinim
Bence artık sen de herkes gibisin...
***Mısra sayıları ve kafiyeleri aynı olan bu şiirde dikkat çeken mısralar:
Gönlümle başbaşa düşündüm demin (N.Himket)
Ölümle beraber düşündüm demin; ( Vuslat05)
Şimdi ta içinde bomboş kalbimin(N.Himket)
Şimdi yalnız senle dolu kalbimin, ( Vuslat05)
Maziye karışıp sevda yeminim(N.Himket)
Gözbebeğim....Bozulmaz yürek yeminim; ( Vuslat05)
Bir anda unuttum seni eminim(N.Himket)
Ne demek’unuttun beni,eminim’? ( Vuslat05)
Kalbimden kalbine yok bile kinim(N.Himket)
Kalbinde olmasa kalbime kinin, ( Vuslat05)
- - - - - -
3)
(http://www.edebiyatdefteri.com/siir/230907/-----s-e-n-i--c-o-k--o-z-l-u-y-o-r-u-m-----------.html
)
....S E N İ Ç O K Ö Z L Ü Y O R U M ........../ Esra Derel
İmkansız şeyler vardır bilirsiniz;
Yaşlanmamak gibi,ölmemek gibi...
İşte öyle bir şey,
Benim için annemi görebilme ihtimali...
....
Yok ki hiç bir yerde,
Yalnızca düşlerde benimle..
Aslında, canımda can benim
Onun bir parçası olmak tek tesellim...
...
Aynaya her baktığımda
Annemi görüyorum biraz kendimde..
Ve biraz O’na benzetiyorum kendimi...
Nasıl mı?
...
Yirmidört saat kesintisiz
Sürüyor hizmetim...
Ne istifam kabul ,ne var emekliliğim...
Bazen ahçıyım bazen hastabakıcı..
Ne iznim var, nede ücretim...
Yoğun olarak verici konumda biriyim
Yani sen gibiyim
ANNEYİM...
......
ANNEM;
Seni kaybettiğim kıştan bu yana;
Ne özel günler,ne bayramlar
Ne de mevsimler umrumda....
Bir insan yedisinde nasıl muhtaçsa
Yetmişinde de öyle muhtaç anasına...
Onun sıcak kucağına,
Şefkat dolu kollarına...
....
Artık gözyaşlarımı
Dünyanın en derin sevgisi ile silen
Ellerin yok ki öpeyim....
O en kutlu eller ve yanakların...
...
Anne olana dek,
Bu kadar derin bilememiştim
Şefkati,rahmeti,kahır çekmeyi...
Ta ki o kutsal emanet bana
Sunuluncaya kadar...
...
Tüm hücrelerime dağılmış
Şefkat damlaları ile,
Şimdi bende
Evlatlarımın tutan eli ,
Konuşan dili
Yürüyen ayağıyım....
Sencileyin..Senin gibiyim...
Ve elbette kederleri ile üzülüp,
Sevinçleriyle sevinen biriyim.....
...
Sen yedi taneyi sunarken bu hayata;
Ben iki tomurcuğumla
Yılları yorgun deviriyorum....
Ne yaparsam yapayım
Ödeyemiyeceğimi bildiğim hakkını
Helal et ANNEM...
Satırlara dökülüyor yağmur gibi yaşlarım;
Sen bir yerlerden görüyorsun biliyorum,
Ne çok şeyi sensiz göğüslüyorum..
Tek sen destek olsan yeterdi bana,
SENİ ÇOOOK ÖZLÜYORUM....
İMKANSIZ ŞEYLER / Ümit Yaşar Oğuzcan
İmkansız olan şeyler vardır bilirsin
Yaşlanmamak gibi, ölmemek gibi
Ve seni sevmemek çigan gözlüm
Mümkün değil ki
Çıkarıp atamam içimden
Neyleyim yer etmişsin bir kere
Ne zaman elime bir kağıt alsam
Siner güzelliğin kelimelere
Yumsam gözlerimi seni seyrederim
Devamlı bir musiki kulaklarımda sesin
Mevsimler seninle başlar, seninle biter
Yıl oniki ay benimlesin
Ne zaman bir gemi görsem limanda
Alıp başımı seninle gitmek isterim
Umurumda değil bu oyunlar, bu düzenler
Anlasana; seni arıyor ellerim
İmkansız düşünmemek gecelerce seni
Ve sevmemek ömür boyunca, bir gün değil
*Başka çaremiz yok, beni unut* demiştin
Mümkün değil çigan gözlüm, mümkün değil.
***Dikkat çeken dizeler;
İmkansız olan şeyler vardır bilirsin (Ümit Yaşar)
İmkansız şeyler vardır bilirsiniz; (Vuslat05)
Yaşlanmamak gibi, ölmemek gibi ((Ümit Yaşar)
Yaşlanmamak gibi, ölmemek gibi(Vuslat05)
- - - - -
4)
( http://www.edebiyatdefteri.com/siir/237134/-------u-m-u-t--------.html )
.......U M U T......../ Esra Derel
Merhametsiz karanlıklar içindeyim;
Soğuk..nemli...kimsesiz...
Kederli kaldırımlarda
Geceler sessiz...
..
Bir hayal bile yok konuşacak;
İsterdim sıcak bir somun gibi
Acıları paylaşmak...
Ve sevinçleri birlikte kucaklamak.
Dolu dizgin yaşamak heyecanları
Soluk soluğa kalmak...
...
Bir çocuk kadar masum,
Bir bebek kadar muhtaç;
Sevgiye ruhum..
Gelsen bana ,umutla bekliyorum,
Gözlerine sevgiyle bakmak diliyorum..
Kollarında uyuyup geceleri
Sabahlara birlikte çıksak diyorum....
BILDIGIM BIR SARKI VAR / Ümit Yaşar Oğuzcan
Merhametsiz karanlık içindeyim
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarkı var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarkı var onu söylüyorum
Bütün şarkılar gibi kederli
Sokaklar, caddeler, evler bomboş
Yokluğun sırtıma saplandı bir bıçak gibi
Yokluğun sırtıma saplandı bir bıçak gibi
Akıtır taşa, toprağa kanımı
Dünya seninle aydınlık ve güzeldi
Şimdi bin güneş doğsa götürmez karanlığımı
Şimdi bin güneş doğsa götürmez karanlığımı
Yanmaz elinin değmediği ışıklar
Gel, o şarkıyı beraber söyleyelim
Tut ellerimden beni aydınlığı çıkar
Tut ellerimden beni aydınlığa çıkar
Yumdum gözlerimi seni düşünüyorum
Mavi denizlere, mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarkı var onu söylüyorum
***Dikkat çekenler:
Merhametsiz karanlık içindeyim( Ümit Yaşar)
Merhametsiz karanlıklar içindeyim; (Vuslat05)
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
5)
http://www.edebiyatdefteri.com/siir/246676/-----s-u-r-g-u-n-l-e-r-d-e-y-i-m---------.html
Sürgünlerdeyim / Esra Derel
Acı, yüreğimden beynime sızarken....
Tekrar sevmek, aşık olmak mümkün mü?
Seni kendime fazla bağlamamak içindir
Çırpınışlarım anlasana...
Yakıp, yıkmak değil asla sevgili...
Yoksa zor değil tutmak,
Sevgiyle uzanan bir eli...
..........
Gündüz geceye karışmışken,
Vazgeçmiş gönül
Hem bahardan,hem sevdadan..
Her adını anışta
Titrerken gönül teli;
Bilirim göyaşımı
Şefkatle silen ellerini
Öpmek...
Sanırım,
Sevdaların en güzeli...
...
Düşmesin rüyalarına hayalim..
Bilirsin,
Acınası hayatım,
Ne vahimdir ahvalim
Ah olmasaydı bana
Geç kalmışlığın..
O zaman belki çarpardı yürek
Deli-deli...
Sürgünlerde bu yürek
Bilmesende sen
Gittin gideli....
Yüreğimin güzel yüzü; İlknur İpek
Belki yazılacak hiç bir şey yok,belki de yaşanmamışlıklara adanacak binlerce
satır var yüreğimde.Mutluluğu anlatmamı istedin benden,oysa mutluluğu artık
satırlara bile yansıtmaktan uzak bir yaşam sürmeye başladım ben.Geçen günlerden
birinde birisine sordum mutluluk nedir dedim.Adımsız bir yolculuktur dedi.Ve
ben adım atmadan yürüyemem...Sonra bir kelebek kondu omzuma,evime hangi açık
pencereden girebilmeyi başardı diye düşündüm,dokunsam incitirdim belki de zaten
kısa olan ömrünü ellerimde sonlandırırdım.Sadece baktım,evimdeki varlığı
derinlerde bir yere gizlenmiş mutluluğu hissettirdi bana.Mutluluk yaşamı
oluşturan her şeyde gizliydi,biliyordum.Yüreğimin uzaklıklar söylencesindeydi
mutluluk uzun bir yolculuktu.Tanrının kıvılcımını hissettiğim her duyguda
vardı.Ağlayabilmekti,özleyebilmekti,hasretti,yokluktu,ölümdü mutluluk.Soğuk bir
yük gibi omzumda taşıdığım ayrılıklardaydı,mutluluk.Suskunlukların kanadığı
yerde gizli bir yaraydı mutluluk.Sonsuz bir yalnızlıkta,sonsuz bir ıssızlıkta
bile yüreğimin bir köşesinde gizli gizli kanardı,sevmek derdi buna...
Bir dost sesi,karanlığı bölüp gülümseyiş çizdiğinde dudaklarıma,yağmurun
ıslaklığı tenime dokunduğunda içimde ki ürpertiydi mutluluk.Gece sokaklara
düşen yüreğimin, belki bu son gece derken duyumsadığı,hiç
büyümemişlikti,mutluluk.Hayatı duymaktı yorgunluğumda.Düşe kalka yürümekti bilinmez
yarınlara.Dudaklarımda ki sessiz çığlıkta saklı yakarışlardı yaradana..Acı
yüreğimden beynime sızarken kavuşmaz uzaklardan gelen bir selamdı...Bir sürgüne
sevdalanmaktı...Ölümü taşıyan her nefesti mutluluk..Mutluluk yaşamaktı
kısacası...
Yine de sen bilmediğim bir şeyler söyle, mutluluğu anlat mesela....
İlknur İpek
***Dikkat çekenler:
Acı yüreğimden beynime sızarken( İlknur İpek
Acı yüreğimden beynime sızarken (Vuslat05)
- - - - -
6)
( http://www.edebiyatdefteri.com/siir/253987/-------g-o-z-y-a-s-l-a-r-i-m-----------.html
)
.......G Ö Z Y A Ş L A R I M........... Esra Derel
Bir sitem şarkısı olsa;
Çocuk kadar masum,
Uzun uzun söylerdim sana..
....
Bulutlar uzak kalsa;
Güneşi alıp yollasam kapına,
Sıcacık ne güzeldir bilirsin..
Açar mısın perdeni;
Isıtır mısın duygularını?
Hani sıfır derecede
Donmuş umutlarını...
.....
Yanmak varken
İri gözlerinde güneşin;
Kuytuların hazin gamzelerinde,
Üşümesin yüreğin..
Bir sahilden daha ıslak
Kirpiklerin..
Ve kumsallardan
Daha yanık bağrın..
Düşünsene kim duyar seni?
Hüzün dolu hayat hikayeni,
Yazabilir mi kalemin?
...
Korkularını sakladığın kalbinde..
Bilmem..Bir dua eder misin?
....
Sen iyisin..
İyi birisin..
Fedakarlık vefadan,
Ders alıyor yıllardır..
Bak şimdi pencerene,
Camlarına vuran;
Yağmur değil inan
Gözyaşlarımdır!
Bir Dua / Arzu Çetin Ermiş
(http://www.antoloji.com/bir-dua-10-siiri/)
Bir güvercin şarkısı olsa
En az çocukluğum kadar uzun
Bulutlar öyle uzak kalsa
Güneşi alıp yollasam sana
Duâlar ne güzeldir, bilir misin?
Yanmak var ya hazin gamzelerde
Bir sahilden daha ıslak kirpiklerim
Ve kumsaldan daha yanık bağrım
Duâm var ya senden başka,
Duâlarım var ya ruhuma tanık.
En olmayan arzuların peşinde
’Amin! ’ dediğim içli nefesin içinde.
Kalbleri tanımayanların öldüğü
Ve yine dualarla gömüldüğü.
Bir kutlu sevda başlar boz tepelerde
Bilmem bir duâ daha olur mu serde?
Asil gölgeliklerin perdesinde
Yitmemiş sevda kim bilir nerede?
Duâlar ne güzeldir oysa, bilir misin?
Gece gibi bakar mısın yıldıza,
Peki, annem gibi ağlar mısın?
En uzak çocukluğa dahi düşse seher
Bir duâ da sen okur musun?
Bir duâm da sen olur musun?
***Dikkat çeken dizeler;
Bir güvercin şarkısı olsa ( Arzu Çetin)
Bir sitem şarkısı olsa; (Vuslat05)
Bulutlar öyle uzak kalsa ( Arzu Çetin)
Bulutlar uzak kalsa; (Vuslat05)
Güneşi alıp yollasam sana ( Arzu Çetin)
Güneşi alıp yollasam kapına, (Vuslat05)
Duâlar ne güzeldir, bilir misin? ( Arzu Çetin)
Sıcacık ne güzeldir bilirsin (Vuslat05)
- - - - -
7
(http://www.edebiyatdefteri.com/siir/252227/------o-k-y-a-n-u-s-l-a-r---k-a-d-a-r--------.html
)
......O K Y A N U S L A R K A D A R........../ Esra Derel
Fırtınalı deniz misali ,
Yüreğim kabar kabar..
İçimde denizliğini yitirdi yokluğun;
Artık okyanuslar kadar...
..
Ve..Hergün belki bin gemi,
Açılıyor yokluğuna sonsuzun.
Ruhum ben olmaktan usanmış sanki,
Bir yolculuğa çıkıyor uzun mu uzun..
..
Yokluğunun okyanuslarında batan,
Her ümit gemisiyle boğuluyorum..
Anladım yitirdi denizliğini,
İçimde okyanuslar kadar yokluğun!
Bilerek Yaşıyorum / Zübeyde Gökbulut
( http://www.antoloji.com/bilerek-yasiyorum-siiri/)
--Yok başka çıkar yolu,
--Yüreğim ana dolu.
--İnsan olan her kulu
--Bilerek yaşıyorum.
--Sabır ekmeğim aşım,
--Bırak aksın gözyaşım.
--Kaynatırım bir taşım
--Pişerek yaşıyorum.
--Yüreğim kabar kabar,
--Gazeli ettim bahar.
--Bundan öte yol mu var?
--Taşarak yaşıyorum.
Dikkat çeken;
Yüreğim kabar kabar,(Zübeyde Gökbulut)
Yüreğim kabar kabar..( Vuslat05)
- - - - -
Sonuç itibarıyla şunu hissettim. Hemen her şiirde bu türde; bazen mısraın /
dizenin tamamı, bazen bir iki yer değişimi ile mısra / dize, bazen can alıcı
bir imge, bazen şiirin ruhu hanımefendi tarafından araklanmış!
Bunu normal karşılayabilir miyiz?
Ben karşılamam ve karşılayamam!
Çünkü sehven olmuş şeyler değil bunlar. Olayın adına ŞİİR HIRSIZLIĞI yapana ise
HIRSIZ denir!
Ve, bunca sâbıkadan sonra sağda solda hâlâ kendin temize çıkarmak ve
başkalarını suçlamak adına onca uğraş veren bu hanımefendi aynaya baktığı zaman
acaba ne görüyor?
Ya siz?
Referansını gerek semâvî dinlerden alsın gerekse insan kaynaklı olsun âdil olma
iddiasındaki her hukuk sistemi iddia için delil ister ve iddianın ispatı
yanında suçlanan kişinin kendini savunmasına müsaade eder. K.Kerim bu konuda
Hucurât Sûresi 6. âyette bizleri uyamıştır. “ Emin olmayan kişi size bir haber
getirdiğinde sonradan pişman olacağınız şeyler yapmamak için o haberi iyi
araştırın “ Hakkımdaki söylentileri duyup araştırma gereği duymadan hüküm veren
arkadaşların yarın âhirette yüzleri kızarmasın ve bana borçlu kalmasınlar diye
yaptığım bu izahı ciddiye alacaklarını ümit ediyor, önyargısız olanlara hakkımı
helal ediyorum.
“ – Söyle bana arkadaşını söyleyeyim seni “ diye büyüklerin söylediği bir söz
vardır hani. Bu cihette kiminle yakın olduğumuza, muhabbet ettiğimize, bir
arada göründüğümüze ve kimi savunduğumuza çok dikkat etmeliyiz ki, onun yaptığı
yanlışlarla anılmayalım!
Saygı ile...
Oflu / Mehmet Emin Türkyılmaz
Yorumlar
25.10.2011 14:14:49
Merhaba, Saygıdeğer Mehmet Emin Bey,
Sıkça ve düzenli girişler yapamadığım internet paylaşımım esnasında sitenize yaptığım bir ziyaret sonucunda okuduğum bilgilendirici uyarınız karşısında şaşkınlık ve üzüntü ile dolu olarak ne diyeceğimi, nasıl diyeceğimi bilemiyorum! Okuma sırasında oldukça etkilendim. Edebiyat Defterine aralıklarla girip çıktığımdan ve tabii daha detaylı bir paylaşımlarda bulunamadığımdan, bu konuda ne yazık ki bilgi sahibi değildim. Ancak, şimdi sayenizde öğrendim ve bir o kadar da duyarlı yanımla incindim; emeğe, öze saygı adına. Başkasına ait bir şeyi izinsiz, gönülsüz almak elbette çalmakla eşdeğerdir. Ve kişinin bunu bile bile yapması onur kırıcı, vicdanı örseleyici bir eylem ve aynı zamanda ciddi bir kişilik sorunudur. Eğer kişi bunu çokça yapıyorsa, burada iyi niyetten söz edemeyiz! Ve yine eğer, kişi bilerek yapıyorsa, yine burada o kalem, o niyet sorgulanmalı derim. Zira, tesadüf veya benzerlik veya esin ya da başka bir şey diyelim adına; bir olur, iki olur, üç olur...Ama bu kadar da olamaz! İnsan bazen bilmeden ya da iyiniyetle bir şey yapar/yapmaya çalışır fakat o yapılan karşıya zarar verir, incitir vs. Kişi bunu anladığı anda fazlasıyla üzülür, acı çeker, utanç duyar! Bilerek yapmamasına, hatta iyilik yapma adına eyleme geçmesine rağmen! Hal böyleyken; bile bile kendi özü kadar karşısındakine de zarar ziyan veren kişinin bu tavrı sonucu hissiyatını, düşüncesini doğrusu bilmek isterdim! Zaman zaman esinleniriz, bazı minik ölçüde paylaşırız, bazı da etkilendiğimiz dizelere nazire yazmak isteriz; öncesinde muhatabını bilgilendirerek, gerektiğinde izin alarak. Bazen yazdığım dizelerdeki imge veya söylemlerin neredeyse tamamına yakınını görürdüm paylaşım platformlarında okuduğum şiirlerde.Ve şöyle bir saflık derecesinde iyiniyetle üzerinde durmazdım: "Aaa! Benim yazdığıma ne çok benziyor!" ya da; "...aynısı! Hayret..." gibi şaşkınlık ünlemleriyle geçiştirerek... Bu son derece önemli ve bilgilendirici yazınızı okuduğum sırada, ilk anda aklıma gelenlerdi bunlar. Demek ki, henüz köklü ve ciddi bir araştırmada bulunmadığımız bu tür durumlarda, her on şairden en az yedi sekizi muhakkak ki sizin yaşadığınız bu tür sıkıntılara maruz kalabilmekte. Ortak paylaşım sitelerinde bulunmaktan ve isimlerine aşinalıktan başkaca tanışıklığımın olmadığı bu tür durumlarda, doğrusu, gönül rahatlığıyla paylaşımlarda bulunmanın zorluğu da ortada! İnternetin sağladığı bir çok kolaylıkların yanında ne yazık ki, insanlık onuru; çıkarcı, kolaya kaçan, yaratıcılık ve erdem yoksunu zihniyetlerin kirliliğiyle örselenmekte, yara almaktadır. Sizin de vurguladığınız gibi; insan hangi renkte, hangi inançta ve kim olursa olsun; hak etmediği, emek vermeden/alnının teriyle üretmeden elde ettiği şey ya da şeylere tamah etmemeli! Birazcık olsun ilkeli, doygun ve onurlu olabilmeli ki; yazdıkları da bir o kadar insanlık renkleriyle insana ve hayata bir şeyler katabilmeli! Ben, bu oldukça önemli paylaşımınıza teşekkürlerimle, şahsınıza ve bu anlamda sorun yaşamış diğer dostlarımıza geçmiş olsun derken; diliyorum ki, son derece üzücü, yüz kızartıcı bu tür sorunlar hiç bir yerde ve hiç bir şekilde yaşanmasın!
Refika Doğan
|
|