Heyulâ bir vakitse zorlayan zincirini
Kalender meşreplerin pusu kurma vaktidir.
Çağın Züleyhâ’ları bırak salsın kirini!
Yusuf’ça asâletin dimdik durma vaktidir.
Sakın ha! Sen yazarsan mühlet yanar, an yanar
Adl-i İlahî susar; sırat ve mizan yanar
Edebi, edebsize tam duyurma vaktidir;
Yoksa hırs tezgâhında usûl ve erkân yanar!
Sözde asâletlerden irin akan kurnalar
Rahmânî dimağlara kokuşmuşluk sunuyor.
Âşifte nefeslerin üflediği zurnalar
“ Bahsi belâgat “ diye kürsüden okunuyor.
Elhak! Âhir zamandır…Dengeler tersyüz bugün
Bir geçmişin mirası nasılsa tuz buz bugün
Anlıyorum kalemim kanına dokunuyor;
Paha biçemediğin ne varsa ucuz bugün!
Sabrı gem yapamazsan asla atta nal kalmaz
Bırak çiğ nâra düşsün soyu nâkıs âhına!
Kim ki bunca ibreti görüp hâlâ ders almaz;
Hem kendine güldürür hem de tüm ervahına
Elbet nihâyet bulur hâli kuşatan fetret
Tevazu havanında rahmete döner nefret
Mutlak ulaşacaktır her gece, sabahına
Saat şafağı vurdu; gel sabret, sabret, sabret!..
Oflu / Mehmet Emin Türkyılmaz
İstanbul - 01 / 02 / 2011
( Not: Her sitede adımın
ve şiirlerimin olmasını istemediğim için; yazılı izin alınmaksızın şiirlerimin
tek tek ya da blok olarak kendi kayıt ettiğim sitelerin dışında yayımlanmasına
izin vermiyorum.)