Şarkım İntihar Etmiş / Ömer ÖNER


ŞARKIM İNTİHAR ETMİŞ

Notaların bağrında dizildi hep hüzünler
Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi
Rintlerin kucağında büzüldü hep düğünler
Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi

Fasl-ı bahar örerken, ağrılar çiçek açtı
Hislerime toy kurup, geceme kasvet saçtı
Umudumun kuşları, hüsranlarla hep uçtu
Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi

Gözlerimde biriken, yağmur değil sellerdi
Hicranımı yığdıran, kızıl yüklü dillerdi
Ocağımı yıktıran, çile döken ellerdi
Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi

Zamanın denizinde, boğuluyor başlarım
Mersiyeler çoğaltıp, acı yükler kışlarım
Yürek tutuldu sanki, cevher dökmez yaşlarım
Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi
 
Ömer ÖNER
 
 
( 30/11/2010 Tarihinde Edebiyat Defteri sayfalarına düşen bir şiir.)
 
 
Öncelikle bu şiirin beş kıt’adan az olmamasını tercih ederdim. Elbette şiiri yazanın tercihidir kıt’a sayısını düşünmek ve ayarlamak ama huysuz bir okuyucu olarak beş kıt’adan az olan şiirlere nedense daha az emek ürünüdür gözüyle bakıyorum.
 
7+7 hece ölçüsü ile kaleme alınmış bu şiirde kafiye hatası görülmemekle birlikte kullanılan kafiyelerin basit kafiyelerden tercih edilmesi bir zaafiyet olarak önümüzde duruyor.
 
İlk kıta’daki “ hüzün / düğün “ ü saymazsak “ açtı – saçtı - uçtu / sel – dil – el / baş – kış – yaş “ gibi kafiyeler oldukça çok kullanılmış ve ilk akla gelen kafiyeler olduğu, ayrıca, ayakların kafiyesiz olarak sadece redif / nakarat tekrarı da buna ilave edildiğinde bu çalışmayı ancak vasat noktasına getirebilecek bir çalışma kategorisinde değerlendirilmesini gerektiriyor kanaatimce. Yabancısı olduğum beste / güfte kaygısı taşımayan ve çok özel olmayan durumlarda şiirde kalite adına ayakların mutlaka kafiyeli olmasını tercih ederdim.
 
İlk kıt’a, ilk ve üçüncü mısralardaki; âdeta ikinci bir kafiye şeklinde duran “ dizildi / büzüldü “ kelimeleri keşke daha değişik, ( eğer kafiye olarak düşünülmüşse gereksiz ) “ Hep “lerin tekrarı da keşke olmasaydı. Dört kıt’a bir şiirde bile bu tekrarlar göze batarken aynı kıt’ada üstelik kafiyelerden hemen önce olması daha çok göze batıyor.
 
“ Fasl-ı bahar örerken, ağrılar çiçek açtı”
“ Fasl-ı bahar ” ın ilkbahar olduğunu biliyoruz. ( başka anlamını bilmiyorum bu yazılışıyla) O zaman ördüğü ne? Burası boşlukta kalmış galiba.
 
Mesela şöyle kullanıldığını biliyoruz;
 
Vakti geçip gider fasl-ı baharın
Dökülür şükufen var mı çınarın ( Şemî )
 
 
“ Hicranımı yığdıran, kızıl yüklü dillerdi “
“ Kızıl yüklü dil “ ne anlama geliyor?
 
“ Yürek tutuldu sanki, cevher dökmez yaşlarım “
“ Yaşın cevher dökmesi “ de pek anlaşılmayan bir durum.
 
Aslında kelime seçimlerinde seçicilik, düzgün cümle kurulması ve anlamın kalıp ve kafiye kaygısından sıyrılıp şairin inisiyatifine geçmesi şiirlerimizi daha kaliteli yapacaktır diye düşünüyorum. Belki biraz daha çok emek ve üzerinde düşünüp çalışmak gerekecek.
 
Ve, hece bunu hak ediyor bence…
 
Başarı dileklerimle,


Oflu / Mehmet Emin TÜRKYILMAZ







Yorumlar
Henüz yapılmış yorum yok




Yorum Yapın

Ad Soyad: Yorumunuz:
E-posta:
Tarih:
23.11.2024 09:30:32
 


 
 

 
 

 
 
 
 
 
 




Bu site Kişisel Yazar Web Tasarım projesi ile oluşturulmuştur.