Şarkım İntihar Etmiş / Ömer ÖNER
ŞARKIM İNTİHAR ETMİŞ
Notaların bağrında dizildi hep hüzünler
Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi
Rintlerin kucağında büzüldü hep düğünler
Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi
Fasl-ı bahar örerken, ağrılar çiçek açtı
Hislerime toy kurup, geceme kasvet saçtı
Umudumun kuşları, hüsranlarla hep uçtu
Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi
Gözlerimde biriken, yağmur değil sellerdi
Hicranımı yığdıran, kızıl yüklü dillerdi
Ocağımı yıktıran, çile döken ellerdi
Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi
Zamanın denizinde, boğuluyor başlarım
Mersiyeler çoğaltıp, acı yükler kışlarım
Yürek tutuldu sanki, cevher dökmez yaşlarım
Şarkım intihar etmiş, yanmıyor aşk şûlesi
Ömer ÖNER
Öncelikle bu şiirin beş kıt’adan az olmamasını
tercih ederdim. Elbette şiiri yazanın tercihidir kıt’a sayısını düşünmek ve
ayarlamak ama huysuz bir okuyucu olarak beş kıt’adan az olan şiirlere nedense
daha az emek ürünüdür gözüyle bakıyorum.
7+7 hece ölçüsü ile kaleme alınmış bu şiirde kafiye
hatası görülmemekle birlikte kullanılan kafiyelerin basit kafiyelerden tercih
edilmesi bir zaafiyet olarak önümüzde duruyor.
İlk kıta’daki “ hüzün / düğün “ ü saymazsak “ açtı –
saçtı - uçtu / sel – dil – el / baş – kış – yaş “ gibi kafiyeler oldukça çok
kullanılmış ve ilk akla gelen kafiyeler olduğu, ayrıca, ayakların kafiyesiz
olarak sadece redif / nakarat tekrarı da buna ilave edildiğinde bu çalışmayı
ancak vasat noktasına getirebilecek bir çalışma kategorisinde
değerlendirilmesini gerektiriyor kanaatimce. Yabancısı olduğum beste / güfte
kaygısı taşımayan ve çok özel olmayan durumlarda şiirde kalite adına ayakların
mutlaka kafiyeli olmasını tercih ederdim.
İlk kıt’a, ilk ve üçüncü mısralardaki; âdeta ikinci
bir kafiye şeklinde duran “ dizildi / büzüldü “ kelimeleri keşke daha değişik,
( eğer kafiye olarak düşünülmüşse gereksiz ) “ Hep “lerin tekrarı da keşke olmasaydı.
Dört kıt’a bir şiirde bile bu tekrarlar göze batarken aynı kıt’ada üstelik
kafiyelerden hemen önce olması daha çok göze batıyor.
“ Fasl-ı bahar örerken, ağrılar çiçek açtı”
“ Fasl-ı bahar ” ın ilkbahar olduğunu biliyoruz. (
başka anlamını bilmiyorum bu yazılışıyla) O zaman ördüğü ne? Burası boşlukta
kalmış galiba.
Mesela şöyle kullanıldığını biliyoruz;
Vakti geçip gider fasl-ı baharın
Dökülür şükufen var mı çınarın ( Şemî )
“ Hicranımı yığdıran, kızıl yüklü dillerdi “
“ Kızıl yüklü dil “ ne anlama geliyor?
“ Yürek tutuldu sanki, cevher dökmez yaşlarım “
“ Yaşın cevher dökmesi “ de pek anlaşılmayan bir
durum.
Aslında kelime seçimlerinde seçicilik, düzgün cümle
kurulması ve anlamın kalıp ve kafiye kaygısından sıyrılıp şairin inisiyatifine
geçmesi şiirlerimizi daha kaliteli yapacaktır diye düşünüyorum. Belki biraz
daha çok emek ve üzerinde düşünüp çalışmak gerekecek.
Ve, hece bunu hak ediyor bence…
Başarı dileklerimle,
Oflu / Mehmet Emin TÜRKYILMAZ
Yorumlar
Henüz yapılmış yorum yok
|