Korkuyu Yenmek / Afet KIRAT


KORKUYU YENMEK
 
    Temiz suyla karmıştı topraktı ilk mayası
    Kızıl sırla sarmıştı ustasının ayası
    ---Dokunmak istemezdi taşlardan çok korkardı
    ---Tak demişti canına bir gün kükredi esti
    ---Muhtaçtı akan suya kalkıp pınara vardı
    ---Kana kana su içti taştan ürkmedi testi.
    Farketti ki sebepsiz yalan dünyaya yası
    İmkânsızdı kaçması engel oldu hayâsı.
 
 
    Gerekirse kırılır ama hiç eğilmezdi
    Vakurdu şimdiye dek yılmadan dimdik gezdi.
    ---Ruhunda taşıyordu ustanın emeğini
    ---Boyun eğmek taşlara olacaktı ihanet
    ---Üstünden çıkartmadan kızıl sır gömleğini
    ---Duada gibi boynu göğe bakmalı elbet.
    Geç kalmış olsa bile kendi gücünü sezdi
    Taşlarla oynaşarak yersiz korkuyu ezdi.
 
    Kaskatı olmalıydı dünya olsa da kara
    Elbette kapanacak bir gün kanayan yara
    ---Dik durmaktı gayesi küçük sırlı testinin
    ---Gücü kalmasa bile gururla bakacaktı
    ---Vakti bitene kadar vuslata koşan tinin
    ---Hasret ile yanarken bağrına akacaktı.
    Ustasının gücüyle sabretmeliydi nâra
    Muhtaçtı yaşadıkça korksa bile pınara.
 
    AFET KIRAT
 
 
( 06/03/2010 Tarihinde Edebiyat Defteri sayfalarına düşen bir şiir.)
 
 
 
Aynı kıtada, alt alta gelen mısralarda da önemlidir ama özellikle yan yana getirilen kelimelerdeki ses bir şiir için çok çok önemlidir. Bu kelime seçimleri âdete bir ses mühendisliği gibi üzerinde çok düşünülmesi gereken bir teknikle sağlanmalıdır. Bu yüzdendir ki bir şiirin yüksek sesle okunarak ( defalarca) kontrol edilmeden bitirildi sanılarak kayıt edilmesi bizi hep yanıltır..

Değerli Kırat zaten öyle bir konuyu şiirleştirdi ki; onu oluşturan harflerin bazıları yazının icadından beri birbirleriyle cenk halinde! “ ts ”

Yetmedi; “ sırla sarmıştı , kükredi esti, kalkıp pınara, taştan ürkmedi testi, kızıl sır, Muhtaçtı yaşadıkça, Üstünden çıkartmadan, karmıştı sarmıştı…” gibi ancak zaruret hâlinde yan yana gelebilecek kelimeleri bir araya getirdi. Telaffuz edilirken zorlanılacak ya da birbirleriyle karışacak kelimeleri seçmek okuyucuya ( gerçek okuyucuya..resme bakana değil ) bir eziyettir.
Ses karıştı!

Bu kafiye örgüsü bu şiir için ideal bir örgü değil. Şiiri boğdu ve mesajı net veremedi. Bir berraklık yok şiirde. İyi ki üç bölümle sınırlanmış. Ayrıca bir kafiyenin ilk bölümle üçüncü bölümde tekrar edilmesi şık durmamış. “ testi / testinin “
Örgü uygun düşmedi!

İfade biçimini oluşturan kelimelere yüklenen anlam ise ayrı bir konu.
Ben bazı mısralarda ne anlatılmak istendiği anlayamadığım gibi hangi mısra hangisinin devamı olduğu da çok belli değil.

“Kaskatı olmalıydı dünya olsa da kara”
Dünya neden kara?

“ Vakti bitene kadar vuslata koşan tinin “
Tin hangi vuslata koşuyor?

Yani, sanki kafiye kaygısı anlamı geriye itti gibi bir görüntü verdi şiir.

Afet hanımın son günlerdeki yoğunluğu ve zamansızlığı muhakkak önemlidir ama ondan beklenen şiirler i üretmeyecekse biraz az yazması daha makul bence..

Animasyon görüntüsü güzeldi..

Eyvallah!
 
Oflu / Mehmet Emin TÜRKYILMAZ







Yorumlar
Henüz yapılmış yorum yok




Yorum Yapın

Ad Soyad: Yorumunuz:
E-posta:
Tarih:
26.4.2024 12:46:14
 


 
 

 
 

 
 
 
 
 
 




Bu site Kişisel Yazar Web Tasarım projesi ile oluşturulmuştur.