Gölgeden Güneş Doğuran Erdem / Şükran AY


GÖLGEDEN GÜNEŞ DOĞURAN ERDEM
 
 
            Yüz küfü ruha haset ruh aynaya düşmandır
            Seni billûrdan pınar hangi nazar ki kılar
            Aksin asla görünmez o suretin pişmandır
            Yosunlu yüreklerde ateş yanmaktan yılar
            Aşkın feyz kadehinde sabrın rengi saklanır
            Yudumladıkça azar azar ziftler aklanır
 
            Gök mavisi tufanlar kopar ardı sıralar
            Şimşeğinden sakınan nefaset nerde hani?
            Rızıksız insanlığa vurur koyu karalar
            Çorak topraklarında bereket nerde hani?
            Gözyaşıyla yıkanan gönül ömrü vecd eder
            Bereketli her damla ihyasıyla mesd eder
 
            Gölgesinden güneşler doğuran nurlu erdem
            Suretinden ay vuran pür melektir fazilet
            Kanat çırparken uyku o karanlıklar müphem
            Zindanda tutukluya gece baki emanet
            Zühre doğar aniden fetretin başı kurban
            Nefsine söz geçirip yakarsan duman duman
 
            Seçkin, nurdan ruhunun can atı seferidir
            Dizgini ram edeptir sille vurur gaflete
            Yönünü dönse parça ziyanın neferidir
            Mutluluk gölge verir bütünden rehavete
            Aynadır gönlün göze ne görürse onu der
            Arınmamışsa eğer pak olanlar hep heder
 
Şükran AY
 
 
( 02/02/2010 Tarihinde Edebiyat Defteri sayfalarına düşen bir şiir.)
 
 
 
Eğer bir insana; “ anlaşılması mümkün olmayan “ ya da “ ne anlattığınızın anlaşılamayacağı “ bir şiir yaz deselerdi sanırım en güzel modellerden biri olurdu bu şiir..

Bir “ görüntüleme merkezine “ sokup Tomografi ve ayrıntılı MR çektiğimizde belirginleşen ama Bronkoskopi ve Endoskopi ile çok daha net bulgulara ulaşabileceğimiz bir edebî Check-up yaptığımızda vaziyetin hiç iç açıcı olmadığını görmekteyiz. Oysa şairenin iyi şiirlerini de okumuştuk.

Hece ölçüsünün müsait, kafiye örgüsünün ise (+2 lerle birlikte) elverişli olmasına rağmen içine girişteki sıkıntının dolanmalarla giderilemediğini, çıkış kapısını bulmaktaki zorluğun çıkışı perdelediğini ve çıkıldı gibi görünse de çıkılamadığı bir şiirle karşı karşıyayız.

Henüz ilk iki mısradaki;

Yüz küfü ruha haset ruh aynaya düşmandır
Seni billûrdan pınar hangi nazar ki kılar

Yanlış ve muamma seçim aslında tasarım aşamasında bir sıkıntı olduğunun ipuçlarına verse de;

Aşkın feyz kadehinde sabrın rengi saklanır

Mısrası ile bir ara ümitlenir gibi olurken cümle kurmadaki yanlış kelime tercihlerinin mısraları çok çok olumsuz etkilemesi şiirin mısra tekniğindeki anlaşılmazlığa vurgu üstüne vurgu yaparak hevesimizi kursağımızda bırakmıştır.

“Yudumladıkça azar azar ziftler aklanır”
Azar azar yudumladıkça mı, azar azar ziftler mi aklanır?
Yoksa yudumladıkça bir azgınlaşma mı söz konusu?
İç durak ve noktalama işaretleri de bunu bize açıklamıyor.

“Yüz küfü…” ne demek?
Görünen ve görünmeyen anlamı ile neyi hatırlatıyor ve anımsatıyor?
Sayı olarak mı yüz, sîma olarak mı yüz?
Nasıl ruha hasret?
Ruhun nesine hasret
……………….

“ Seni billûrdan pınar hangi nazar ki kılar “
???
Ne kılar?
Nasıl kılar?
Namaz kılmaktaki kılmak mı, vaaz edilişteki kılmak mı?
“ Nazar kılar ki “ bile seçilmemiş..
Cümle yarım, cümle eksik, yerleri anlamı dağıtacak şekilde değişmiş..



“ Aksin asla görünmez o suretin pişmandır “

Burada “o “ nun ne işi var?
Sırf hece için mi?
Hiç olmazsa “….suretin bin pişmandır “ gibi bir seçim yapılsaydı..


Yosunlu yüreklerde ateş yanmaktan yılar
“ Yosunlu yürek”
Ne anlama geliyor?


“ Gök mavisi tufanlar kopar ardı sıralar “
Hem tufan hem gök mavisi?

“ Şimşeğinden sakınan nefaset nerde hani? “
“ Nefaset “ narsisizm’in nerede ise eş anlamıdır.
Nefsilik, benlik..
O nasıl bir şimşekten sakınır.
Hangi şimşekten?

“ Rızıksız insanlığa vurur koyu karalar “
??


“ Suretinden ay vuran pür melektir fazilet “
Pür melek…?

“ Zühre doğar aniden fetretin başı kurban “
Fetretin başı?

“Seçkin, nurdan ruhunun can atı seferidir”
Can atı?

“Dizgini ram edeptir sille vurur gaflete”
Dizgini ram edeptir?

“Yönünü dönse parça ziyanın neferidir”
??

“Mutluluk gölge verir bütünden rehavete”
??
“Arınmamışsa eğer pak olanlar hep heder “
Arınan mı pak, heder olanlar mı?
İç durak nerde?
……………………..

Sahi, ne anlattınız?

Mesaj, ses ,duygu, anlam, mısra tekniği, tasarım …./
Bittiğinde akılda kalan bir şey ..
Bence çok zayıf bir çalışma!

Üzgünüm Şükran hanım,
Üzgünüm!

Eyvallah..
 

Oflu / Mehmet Emin TÜRKYILMAZ







Yorumlar
Henüz yapılmış yorum yok




Yorum Yapın

Ad Soyad: Yorumunuz:
E-posta:
Tarih:
20.4.2024 16:07:25
 


 
 

 
 

 
 
 
 
 
 




Bu site Kişisel Yazar Web Tasarım projesi ile oluşturulmuştur.