Oflu Şiirleri / Bilmemek Değildir; Söylememek!
Bilmemek değildir;
söylememek!
Sesimin çıkmayışı zannetme cehaletim;
Yarını, gecesinin akışından tanırım!
Tarihim; tecrübemdir, teşhisim; kehânetim
Riyakârı, kaçamak bakışından tanırım!
Gök, siyahtan sıyrılıp kasvetini atsa da
Bulutlar, enginlere boynunu uzatsa da
Öncesinde sükûnet her yanı kuşatsa da
Fırtınayı, şimşeğin çakışından tanırım!
İhsan, ikram bâbında irdeleyip niyeti
Kendime de, ele de dilemem eziyeti
Yapılan iyiliğe biçilecek diyeti
Sâhibinin, başıma kakışından tanırım!
Ne süsüne düşkünüm ne efsununa râmım
Bilirim kime helâl kime neden haramım
Dellâlın bestesine girmese de meramım
Zehiri, kupasının nakışından tanırım!
Kimse başka bir fikir sezmesin amacımda
İki ruh, ikiyüzlü istemem yamacımda!
İster annemde olsun ister kızım, bacımda
İhlâssızı, yazmayı takışından tanırım!
Leylâ mı Leylâcık mı; payı olmaz tasamda
Aslına zıt sûretler yer bulamaz masamda
Fıtratımın gereği Mecnûn olamasam da
Has sevdayı, gönlümü yakışından tanırım!
Zâlimin içtihadı karartsa da mefhumu
Adâletsiz terazi mahkûm etmez mahkûmu
Âhı arşa değecek en günahsız mazlumu
Boynunu, mahzun mahzun büküşünden tanırım!
Usta dense ne olur ya da sanatın piri
Eseri ele verir şişirilmiş mahiri
Şiir yazamasam da; şair olan şairi
İlk mısrayla meydana çıkışından tanırım!
Hakk’ı aldatmak muhal; aldatsa da insanı?
Âyineler belirler yalan yanlış lisanı
Kalpte gizli olsa da; kâmil olan imanı
Bir bedenin, secdeye çöküşünden tanırım!
Olmasam da yâreni, sırdaşı, arkadaşı
Hiç bilmesem hayatla giriştiği dalaşı
Meyhanelerin gülü, hem; ödüllü ayyaşı
Kadehini, soluksuz dikişinden tanırım!
“ İçi başka bir iklim, dışı başka bir âlem “
Olanın tasvirini resmetmezmiş ya kalem!
Vallahi! Her yanından fışkırsa da bin elem
Münafığı, gözyaşı döküşünden tanırım!
Kalbindeki kinini değdirmesin diline
Varsın “ sağdığı sütü doldursun mendiline ”
Gerek duymam bakmaya hâinin zembiline
Nifakı, usul usul ekişinden tanırım!
Hasat’ı iflâh etmez ürün; şek’li ürünse
Neye yarar kelaynak tavus gibi görünse?
Kırk hamamda kırklansa, ihramlara bürünse
Aslı dönme olanı kokuşundan tanırım!
Hangi süslü isimler adını donatsa da (!)
Hangi makbul sıfatlar pâye, değer katsa da(!)
Aydın/lıklar(!), aydın/lar(!) koşup aydın/latsa da
Cemaati, bireyin rüküşünden tanırım!
Susuzluğu gidermez yüz dereden su verse
Kral, kendi düşünsün; eğer ona yaverse
Ömür boyu yüzünü göstermesin isterse
Çakalı, ceylanların sekişinden tanırım!
Zaman zaman arayıp sevsem de mâcerayı
Kendime yoldaş etmem edebten fukarayı
Hangi kılıkta olsa doğuştan zamparayı
Süzüşünü, hizaya sokuşundan tanırım!
Varsın karanlık densin haset ile, kin ile
Varsın ona yüklensin eziyet; çile çile
Dünya kıyama dursa bütün uğraş nâfile
Güneşi, şafağının söküşünden tanırım!...
Oflu / Mehmet Emin Türkyılmaz
İstanbul
– 23 Temmuz 2010
( Not: Her sitede adımın
ve şiirlerimin olmasını istemediğim için; yazılı izin alınmaksızın şiirlerimin
tek tek ya da blok olarak kendi kayıt ettiğim sitelerin dışında yayımlanmasına
izin vermiyorum.)
Yorumlar
İçerik yoruma kapalıdır.
|