|
Kadı Burhaneddin / Hayatı
Kadı
Burhaneddin {1345-1398} Türk devlet adamı ve Divan Edebiyatı
şairi.
Asıl ismi Burhaneddin Ahmeddir. 1345 (hicri 754) yılında Kayseri'de
dünyaya gelmiştir. XIII. yüzyıl başlarında Harzem'den Anadolu'ya göç eden Oğuzlar'ın
Salur Boyu'na mensup Kayseri Kadısı görevinde bulunan Şemseddin Mehmed'in oğlu
idi.
Kadı Burhaneddin eğitimine 4 yaşında iken babasının yanında başlamış;
kısa sürede Arapça ve Farsça'yı öğrenmiş olup devrin orta eğitim kurumlarinda
okunan lûgat, sarf, nahif, maânî, beyan, arûz, hesap, mantık ve hikmet gibi
bilimleri bilir duruma gelmiş ve hatta öğretmenlik yapmaya başlamıştır. 1358
yılında 14 yaşında iken babası ile birlikte Mısır'a gitmiştir. Orada öğreminine
devamla fıkıh, usûl-i fıkıh, ferâiz, hadis, tefsir, heyet ve tıp gibi bilim
derslerini takip ederek dört mezheb (Hanefî, Şâfiî, Mâlikî, Hanbelî) hakkında
bilgi edinmiştir. 1362 yılında Şam'a geçip; orada 1,5 yıl Mevlânâ Kutbedin
Râzi'nin derslerine devam etmiştir. Oradan babası ile hacca gitmis; Hicaz'dan
dönerken babasını kaybetmiştir. Sonra Burhaneddin 1 yıl Halep'te kalıp orada
öğrenimini sürdürmüştür.
Burhaneddin 1364 yılında Kayseri'ye dönmüştür. Kayseri o zaman Selçuklu
Devleti'nin yıkılmasından sonra kurulan ufak beyliklerden biri olan Sivas ve
çevresinde kurulmus olan Eretna Beyliği idaresi altındaydı ve hükümdar
Giyasettin Mehmed Bey'di. Burhaneddin babasının eski görevine tayin edilmede
önce güçlük çekmiştir. Ama 1365 hükümdar Eretna Oğullarından Giyasettin Mehmed
Bey tarafından Kayseri Kadısı olarak göreve atanmıştır. Kadı Burhaneddin bu
hükümdarın yakın danışmanlığını yapıp ve hatta kızı ile evlenip damadı
olmuştur. Kısa süre sonra Giyasettin Mehmed öldürülmesiyle Eretna Beyliği
hükümdarlığına oğlu Alâeddin Ali Bey geçmişti. Kadı Burhaneddin, başında olan
eniştesi Alâeddin Ali Bey hükümdarlığı zamanında da giderek politik güç
kazanarak kadılık görevine devam etmiş ve 1378de vezirlik görevini
yüklenmiştir. Kadı olarak ve vezir olarak çok haksever tutumu, başarılı
hükümleri ve adaletli idaresi ile halka kendini sevdirmiştir. Bu sıralarda Eretna
Beyliği devletin iç olaylarına, siyasetine ve hatta silahlı çatışmalarına
karışmıştır.
1381de Alâeddin Ali Bey vebadan vefat etmiş ve Eretna Beyliği hükümdarlık
tahtı 7 yaşındaki oğluna kalmıştır. Önce emirlerden Kılıç Aslan devlet
naipliğine getirilmiştir ama emirler arasındaki siyasi güç rekabeti sürekli
karışıklıklar ortaya çıkartmıştır. Kadı Burhaneddin, halkın da isteği ve ısrarı
üzerine, beyliğin bu zayıflığından istifade edip 1381de naip Kılıç Aslan'ı
öldürüp onun yerine beylik naibi olmuştur.
Hemen sonra, aynı yıl 1381de Sivas'ta istiklalini ilan ederek kendi adına
hutbe okutup Sultanlık makamına geçip Kadı Burhaneddin Devleti adını taşıyan
bir devlet kurmuştur. Bu devletin hükümdarlık makamında 18 yıl hüküm sürmüştür.
Bir yandan kendi devletinin iç bütünlüğünü sağlayıcı politikalarla uğraşırken
diğer taraftan komşu beylik ve devletler olan Akkoyunlular, Osmanlılar ve
Memlûklular ile uğraşmak zorunda kalmıştır. 1392de Kastamonu seferine çıkan
Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezıtin eyalet askerinden kurulu öncü ordusu Yıldırım
Bayezitin büyük oğlu olan Şehzade Ertuğrul komutası altında, Kadı Burhaneddin'in
askeri güçleri ile Çorum yakınlarında Kırkdilim mevkinde savaşa girişmiş; bu
öncü Osmanlı ordusu yenik düşmüş ve Şehzade Ertuğrul bu savaşta ölmüştür. Bu
galibiyetten sonra Kadı Burhaneddin'in Moğol asıllı akıncı kuvvetleri Osmanlı
topraklarını talana başlamıştır. Yıldırım Bayezid Macar saldırıları önlemek
maksadiyla Rumeli'ye gitmek zorunda kaldığı için, 1393 baharında Anadolu geniş
bir savaş ortamına dönmüştür. Türkmen Beyleri ve kent hakimleri ya Yıldırım ya
da Kadı Burhaneddin odaklı bağlaşmalar kurmuşlar ve yer yer savaş haline
geçmişlerdir. 1393de Yıldırım'ın Amasya, Merzifon, Turhal ve Tokat kalelerini
fethi ve bu bölgeye büyük yetkilerle oğlu Mehmed Çelebi'yi vali tayin etmesi
sonucu bir barış dengesi sağlanabilmiştir. Kadi Burhaneddin 1398 yılında ise Akkoyunlu
hükümdarı Kara Yülük Osman Bey ile savaşa girişmiş; bu savaşı kaybedip esir
düşüp Akkoyunlular tarafından öldürülmüştür. Kadı Burhaneddin Devleti de onun
öldürülmesiyle birlikte son bulmuştur.
Kadı Burhaneddin çok yanlı bir kişi olup, oldukça macera ve uğraş dolu
bir hayat sürmüştür. Bilgin, adil, zeki, cesur ve lâfını esirgemeyen bir devlet
adamı olduğu rivayet edilmiştir.
Kaynak:
- Cengiz,
Halil Erdoğan: Divan Şiiri Antolojisi, Bilgi Yayınevi Ankara 1972
- Soysal,
M. Orhan: Eski Türk Edebiyatı Metinleri, Millî Eğitim Basımevi,
Ankara, 2002.
- Yücel,
Yaşar: Anadolu Beylikleri Hakkında Araştırmalar. 2. Ankara 1989
- Radikal
Gazetesi, 15 Mayıs 2008, Hakkı Devrim köşe yazısı ("Bir Mısra"
başlığı için).
Yorumlar
İçerik yoruma kapalıdır.
|
|