Şeyhülislâm Yahyâ Efendi / Hayatı
Zekeriyâzâde Yahyâ Efendi İstanbul'da
1552 (hicri 960) yılında doğmuştur. Babası III. Murat devrinde şeyhülislamlık
yapmış olan Bayramzade Zekeriya Efendi olup 1592de ölmüştür. Babasının adı
dolayısıyla Zekeriyâzâde Yahyâ Efendi olarak da bilinmektedir. Şeyhülislam
Yahyâ çok mükemmel ve başarılı bir medrese eğitiminden sonra, devlet görevinde
üstün zekası ve derin bilgisi sayesinde hızla yükselmiştir. Hicri 994 yilinda
babası ile birlikte hacca gitmiştir. Döndükten sonra Hicri 995'de Atik Ali Paşa
Medresesi, Hicri 998de Haseki Sultan medresesinde müderrisliğe atanmıştır.
İstanbul'da daha başka medreselerde müderrislikten sonra Hicri 1004de Halep
Kadısı tayin olunup İstanbul'dan ayrılmıştır. Sonra sırasıyla Şam, Bursa ve
Edirne kadılığı görevlerini ifa etmiştir. Hicri 1012de İstanbul Kadılığına
atanmış; ertesi yıl azlolunmuş ise de o yıl Anadolu Kazaskeri görevine atanmış;
sonra da Rumeli Kazaskerliğine getirilmiştir. Rumeli Kazaskeri görevini
aralıklarla Hicri 1018 ve Hicri 1026da ikinci ve üçüncü defa da ifa etmiştir.
Sultan I.
Mustafa'nın ikinci sultanlığının son yılında 1622 (Hicri 1031)de ilk defa
şeyhülislamlık makamına getirilmiştir. Bu arada I. Mustafa'nin ikinci defa
saltanatı sırasında Sadrıazam olan Mere Hüseyin Paşa'nin azledilip edilmemesi
meselesine karışmıştır. Ancak bir yıl sonra yeni Sadrıazam olan Kemankeş Ali
Paşa ile geçinmediği için bu makamdan azledilmiştir. İki yıl sonra 1624 (Hicri
14 Saban 1014)de Sultan IV. Murad'in velayet altında olduğu devirde ikinci defa
şeyhülislamlık makamına atanmış ve 7 yıl bu makamda hizmet etmiştir. 7 Subat
1632de Sadrıazam Hafız Ahmed Paşa aleyhinde yapılan komplolar sonucu ortaya
çıkan kargaşalıkta binlerce kişi Topkapı Sarayı'na yürümüş ve aralarında
Sadrazam, Yeniçeri Ağası ve Şeyhülislam Yahya Efendi'nin ismi de bulunan 17
kişilik bir listeyi idam edilmeleri isteği ile padişaha sunmuşlardır. Sadrazaman
Hafız Ahmed Paşa'nın hunharca öldürülmesi ile durulan bu ayaklanma dolayısıyla
Şeyhülislam Yahya Efendi görevinden çekilmek zorunda kalmıştır. Fitne durulduktan
sonra Sultan IV. Murad şaire iltifat ederek "Bunlar seni azlittiler amma
ben azl etmedim. Çiftliğine git, bize dua ile meşgul ol. Padişahın padişah
olduğu vakit sen de kemakan müfti olursun" dediği bildirilmiştir. Şair
önce Sultan Selim civarındaki konağına ve sonra da Topkapı'daki çiftliğine
çekilmiştir. 1633 (hicri 1043)de Sultan IV. Murad yeni bir ayaklanmayı şiddetle
bastırıp eski ayaklanma elebaşılarını ve onları kişkırtan devlet adamlarını
ortadan kaldırıp devlet idaresini kendi eline aldıktan sonra, Yahya Efendi
üçüncü defa şeyhülislamlık makamına atanmış ve bu kez ölümüne kadar bu makamda
kalmıştır. Ölümü İstanbul'da 1644 (hicri 1053)dedir.
Şeyhülislam
Yahya Efendi 92-93 yıl yaşamış ve 20 yıl süre ile üç defa şeyhülislamlık
makamında bulunmuştur. Çağdaşları tarafından hoşsobhet, nüktedan, mütevazı,
kerim bir zat olarak tanınmıştır. Özellikle Sultan IV. Murad tarafından son
derece sevgi ve saygıya layık görülmüş; hatta padişah Şeyhülislam Yahya
Efendi'nin elini bile öpmüştür. Bu Sultan döneminde alışılmış geleneklerin
aksine Şeyhülislam Yahyâ Efendi, uğur getirir inancı ile, IV. Murad'ın Revan
Seferi ve Irak Seferi (ve Bağdat'in Fethine) iştirak ettirilmiştir. Bir şair ve
iyi bir insan olarak halk tarafından da sevildiği cenaze namazındaki çok büyük
bir kalabalık ile anlaşılmaktadır.
Edebî
Kişiliği
Şeyhülislam
Yahyâ Efendi çağının gerçek gazel ustalarından biri olarak
değerlendirilmektedir. Dili zarif ve temiz, hayali zengin, ifadesi ince ve
nükteli bir şairdir. Günlük zevkleri, duyguları, aşkları, samimi bir eda ile
işlemiştir. Sanatlara düşkün değildir. Aşıkane, kalenderane, rindane ve bazan şûh
bir edası vardır.
Ünlü
İngiliz Türkologu Gibb Yahya Efendi'yi "Bir taraftan Baki'ye, bir taraftan
Nedim'e" el veren büyük bir şair olarak tarif etmiştir. Zamanının
şairleri, (Nef'i, Şerif Sabri ve Naili Kadim) onu övmüşlerdir. Daha sonraki
nesillerden Nedim ve Ziya Paşa özel mısralarla Şeyhülislam Yahyâ Efendi'nin
şairliğini açıkca belirtmişlerdir.
Ancak
kökten dinci softalar, örneğin Fatih Camii vaazı olan Hurşid Çavuşoğlu,
Şeyhülislam Yahyâ Efendi'nin şiirlerinden hoşlanmamışlar ve hatta onu
kafirlikle suçlamışlardır. Diğer taraftan Nefinin Şeyhülislam Yahyâ Efendi aleyhindeki
hicviyeleri de çok ünlüdür.
Şiirin
Ustaları ve Halk Ozanları sayfaları için kaynaklar: Turkedebiyat.net - Antoloji.com - Turkceciler.com - wikipedia.org - ansiklopedikbilgi.com
Yorumlar
İçerik yoruma kapalıdır.
|