Pîr Sultan Abdal / Eserleri


KITAPLAR


Pîr Sultan Abdal üzerine ilk önemli çalışmayı 1929'da Sadettin Nüzhet ERGUN yapmış, 105 şiir yayımlayarak, şair üzerine bilgiler verilmiştir: XVII Asır Saz Şairlerinden Pîr Sultan Abdal.

Konuya ikinci önemli yaklaşım Pertev Naili BORATAV ile Abdülbâki GÖLPINARLI'nın birlikte hazırladıkları, 1943'de yayımlanan Pîr Sultan Abdal adlı kitaplar olmuştur.

Diğer yayınlar:


Pîr Sultan Abdal, Abdülbâki Gölpınarlı, Varlık Yayınevi
Pîr Sultan Abdal, Cevdet Kudret, Yeditepe Yayınevi
Pîr Sultan Abdal, Cahit Öztelli, Milliyet Yayınevi
Sabahattin Eyüboğlu'nun, ölümünden önce hazırlayıp bitiremeden bıraktığı bir seçmeler kitabı, dostlarınca tamamlanıp Cem Yayınları arasında basıldı.


SANATI


Halkın benimsediği, destan kahramanı durumuna getirdiği şairlerin alınyazısını Pîr Sultan da paylaşmıştır.Uzmanlar yazmalarda gördükleri ya da ağızdan ağıza sürüp gelen Pîr Sultan şiirlerinden hangilerinin gerçekten onun olduğunu, hangilerinin onun adına başkalarınca söylendiğini ayırmakta  güçlük çekiyor, çaresiz kalıyorlar. Görünüşe bakılırsa, halkımız Pîr Sultan'ın şiirlerini çoğaltma çabasını günümüzde bile sürdürüyor.

On altıncı yüzyılda yazıldığı bilinen bir yazmadaki, genellikle eski yazmalardaki Pîr Sultan şiirleriyle sonradan bulunanlar arasında, gerek dil, gerek söyleyiş yönünden büyük ayrılıklar olduğu gerçektir.

Bu durumu göz önünde tutan uzmanlar, Pîr Sultan'ın sanatı üzerine konuşurken, özellikle eski yazmalardaki şiirlerinden, onun söylediğine kesin diye bakılan şiirlerden yola çıkıyorlar. Görüşleri söyle özetlenebilir:

Pîr Sultan Halk edebiyatı geleneklerinden hiç ayrılmamış, ölçü, uyak, biçim, dil, söyleyiş özellikleriyle, bir halk ozanı görünümünü hep sürdürmüştür. Şiirlerin genellikle hece ölçüsünün 11'li (4+4+3 ve 6+5) ya da 8'li (4+4 ve 5+3) kalıplarıyla yazmış, arada 7'li kalıbı da kullanmıştır. Aruz ölçüsüyle şiiri yoktur. Yalnız, gene heceyle yazdığı bir şiirinde gazel düzenini denemiştir. Bunun dışında şiirleri hep dörtlükler biçimindedir, koşma ya da semaî biçiminde... Çoğu zaman yarım uyak kullanmış, ses azlığını rediflerle giderme yoluna da sık sık başvurmuştur.

Şiirlerinden Pîr Sultan'ın saza bağlılığı açıkça anlaşılıyor. İyi bir çalgı ustası olduğu da düşünülebilir.

Konularını yalnızca dinsel inançlardan, mezhep ya da tarikat inançlarından almamış, yaşamın çeşitli yönleri üzerine kesinlikle din dışı şiirler de söylemiştir. Tarikat şiirlerinde ise, Ali, On İki İmam gibi genel konuların yanı sıra, kendi kavgasını, yaşadığı günlerdeki çatışmaları, ayrıntılarıyla yansıtmış olması çok ilginçtir. Kurumsal konulara, örnekse Tasavvufun derin sorunlarına girmemiş, yaşam karşısında hep somut, hep dışa dönük kalmıştır. İnançlarının, kavgasının yılmak bilmez, sözünü sakınmaz bir propagandacısıdır.

Onun şiirlerini okurken Anadolu'nun toplumsal tarihi üzerine bilgiler ediniriz. devlet düzenini bozukluğunu, mezhep ayrılığından doğan iç kavgaları, bu yüzden Alevîlere yapılan zulümleri, kadıların haram yediğini, müftülerin yalan yanlış fetva verdiğini, Şiilerin karşılaştığı güçlüklerin Sünnî halktan değil, Sünnî Osmanlı Devleti'nden geldiğini öğreniriz. Alevî Türkmenlerin, yönetimi durmadan bozulan, dinsel hoşgörüden uzaklaşan Osmanlı’lardan nasıl kopup, Mehdî diye, kurtarıcı diye İran Şahlarına sarıldıklarını, siyasal kaygılara nasıl araç edildiklerini görürüz. Bu bağlanışın altındaki çaresizlikleri, giderek bu bağlanışın yarattığı umut kırıklıklarını sezeriz.

Pîr Sultan din dışı konular işlerken halk ozanlarının kalıplaşmış sözlerini kullandığı gibi, zaman zaman bunlardan bütünüyle uzaklaşmış köy yaşamını tertemiz, katkısız bir gözlem gücüyle yansıyan şiirler de söylemiştir. İnsan, hayvan, doğa sevgisiyle örülmüş şiirler...

Kullandığı dil çağının konuşma dilidir. Yabancı sözcükler, din, mezhep, tasavvuf, tarikat aracılığıyla yasadığı günlerin konuşma diline girdiği oranda onun şiirlerine de girmiştir.

KAYNAK: MEMET FUAT
Pîr Sultan Abdal
Yasamı Sanatçı Kişiliği Yapıtları
DE Yayınevi 1977

 

ESERLERİ


" Alçakta yüksekte yatan erenler / Yetisin imdada aldi dert beni"
" Ben dervişim diye göğsün gerersin / Hakk'ı zikretmeye dilin var midir"
" Beni görüp yönün öte döndürme / Yine gitmez meylim sendedir sende"
" Bir güzelin âşığıyım erenler / Onun için tasa tutar el beni "
" Bir nefescik söyleyelim / Dinlemezsen n'eyleyelim "
" Bu yıl bu dağların kari erimez / Eser bâd-ı sabâ yel bozuk bozuk "
" Dostun bahçesine bir hoyrat girmiş / Korudur hey benli dilber korudur "
" Emek çektim bir ev yaptım erenler / Yine bu güzele bildiremedim"
" Gel benim sari tamburam / Sen ne için inilersin"
" Gelmiş iken bir habercik sorayım / Niçin gitmez Yıldızdağı dumanın"
" Hayır edem derken islerim ser oldu / Elimden bir kaza çıktı erenler"
" Allah Allah desem, kalksam yürüsem / Acep su dağları asamam mola"
" Kul olayım kalem tutan eline / Kâtip ahvalimi Sah'a böyle yaz"
" Mevlâ'm çün yarattı Ahmed'i nurdan / İnsan olan gelir nura çevrilir"
" Seher vakti kalkan kervan / İniler de zârılanır"
" Serseri girme meydana / Aşıktan ahval isterler"
" Yürü bire yalan dünya / Yalan dünya değil misin"
" Ademoğlu şu dünyaya gelince / Yeni açmış güle benzer misali"
" Ali Ali deyip ne inilersin / İnilersin dolap derdin ne senin"
" Amanın eyle mürüvvet / Gördüğüne tapma gönül"
" Anamdan ayrıldım yamandır halim / Adettir aşıkın hali böyl'olur"
" Be yarenler be kardaslar / Gör neyledi zaman bizi"
" Bir yavru yolladım gurbet ellere / Emaneti sana boz atlı Hızır"
" Bülbül olsam varsam gelsem / Hakkin divanında dursam"
" Cem-i çiçeklerin hası / Ag-gül ile kırmızı-gül"
" Çektiğim çevr u cefayı / Çekerim senden ötürü"
" Deli gönül inil inil inleme / Kadir Mevlam hasretime sal beni"
" Derdim çoktur hangisine yanayım / Yine tazelendi yürek yarası"
" Hayalin gönlümde elif lam yazar / Dem gelir geçer de devran eğlenmez"
" Sendin buraların şanlı ağası / Talan oldu gitti Harran ovası"
" Dünyanın üzerinde kurulu direk / Emek sayılmadan, sızlar bu yürek"
" Geçemezsin deli gönül geçilmez / Bir tuzağa tutulursun öpsem dur"
" Gitme giden gitme sual sorayım / Ya ne bu dünyanın üstünde durur"


İKRAR SEMAHI,

" Yol ininde yol ararsan / Yol Muhammed Ali'nindir”

" Döndün mü benden yüzü dönesi / Verdiğin ikrara saldım ben seni"
" Isıtıp avazım ben de varayım / Eğlen uçup gitme konadur bülbül"
" Koca başlı koca kadı / Sende hiç din iman var mı"
" Koyun beni Hak askına yanayım / Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan"
" Meyil verme mala murdar olursun / Dünya kadar malun olsa ne fayda"
" Ötme bülbül ötme, sen değil bağım / Dost senin derdinden ben yana yana"
" Sabahtan uğradım ben bir figana / Bülbül ağlar ağlar güle getirir"
" Sefasına cefasına dayandım / Bu cefaya dayanmayan gelmezin"
" Seyyah olup su alemi gezerim / Bir dost bulamadım gün aksam oldu"
" Sordum sari çiğdeme / Sen nerede kışlarsın"
" Sultan suyu gibi, çağlayıp akma / Erilir gam yeme divane gönül"
" Su kanlı zalimin ettiği işler / Garip bülbül gibi zareler beni"
" Su karşıki karlı dağı gördün mü / Rüzgarını bulmuş eriyip gider"
" Uyur iken uyardılar / Diriye saydılar bizi"
" Yine mihman gördüm gönlüm saz oldu / Mihmanlar siz bize sefa geldiniz"









Yorumlar
İçerik yoruma kapalıdır.


Yorum Yapın

Ad Soyad: Yorumunuz:
E-posta:
Tarih:
23.11.2024 10:01:11
 


 
 

 
 

 
 
 
 
 
 




Bu site Kişisel Yazar Web Tasarım projesi ile oluşturulmuştur.