Uzun Şiir - Kısa Şiir / Melih Cevdet Anday
Uzun
Şiir - Kısa Şiir
Geçende bir ozan arkadaşım, yeni
yazdığı dört beş dizelik güzel bir şiirini okudu
bana; o şiir üzerine konuşurken, uzun şiir-kısa
şiir konusuna değindik. Şunu merak ediyordum ben : Arkadaşımın, o
dört beş dize ile verdiği, vermek
istediğinin tümü müydü? Başka bir
değişle, onu bu dört beş
dizeyi yazmaya iten düşünce daha da
geliştirilmeye elverişli değil miydi?
Bir ozan, niçin kimi zaman
düşüncelerinin ardına takılıp gidebildiğince gidiyordu da, kimi zaman az
sözle yetiniyordu? Konuların (salt
anlaşma kolaylığı sağlamak için kullandığım bu sözcükten ötürü
bağışlanmamı dilerim, yoksa konulu şiir değildir sorunumuz)
geliştirilmeye elverişli olanı, olmayanı mı vardı ve bunlar ne yoldan
ayırd edilebilirdi? Konuşmamızın sonunda anlaşıldı ki o ozan
tanıdığım, sadece çok vakti olmadığı için kısa kesmiş, dört beş dize ile
yetinmişti. Demek kısa şiirler, vakitsizlikten ötürü kısa şiirdiler.
Bunun gibi, tembellikten ötürü, yorgunluğuna katlanamamaktan
ötürü geliştirilmeden bırakılmış şiirler bulunduğunu
da düşünebiliriz. Bütün bunların
dışında kısa şiiri,
salt kısa şiir için
yazmak diye anlatabileceğimiz bir tutum da var ki, bu
tutum, "Şiir kısa olur!" savını içinde taşımaktadır.
(...) Bugün bizim kısa
şiirleri uzun şiirlere, ya da uzun şiirleri kısa şiirlere
yeğlememizin ne gibi nedenlere dayandığı sorusu kolay
kolay çözülemez. Uzun bir şiiri, kısa bir
şiir gibi sevmemize hiçbir engel yoktur. Ama
daha ileri gidersek, "Uzun şiir nedir,
kısa şiir nedir?" sorusunu sormak
gerekir; kaç dizeye kadar kısa
şiir de kaçıncı dizeden sonra uzun şiir başlar?
İşte bu soruyu karşılamadan konuyu aydınlatamayız sanırım.
Edgar Allan Poe, 31
Ağustos 1850'
de yayımlanan, From the Poetic Principle
adlı yazısının bir
yerinde şöyle diyor : "Şu kanıya
vardım ki, uzun şiir diye bir şey yoktur. Uzun
şiir sözünün sadece apaçık bir çelişki olduğunu ileri
sürüyorum."
Uzun şiire karşı
ilk başkaldıran Edgar Allan
Poe'dur, diye düşünmekte büyük bir yanlışlık olmasa gerektir.
Başka bir deyişle, kısa şiiri, yeni bir
şiir anlayışı olarak ortaya
süren çağdaş şiirdir ve onun babası sayılan da Edgar Allan
Poe' dur. Ancak Poe' nun, sözgelişi Raven şiiri 108
dizeliktir. Şimdi 108 dizelik bir
şiiri kısa şiir mi sayacağız, uzun şiir mi?
Burada yapılacak ilk iş,
konuyu dize sayısına bağlı görmekten
kurtulmak olmalıdır, sanıyorum. Çağdaş şiir
anlayışı, şiirden öyküyü atmak amacından doğmuştur, denilebilir; bu ise
sözgelişi, Homeros'un, Dante' nin, Fransız klasik
ozanlarının ve bir anlamda romantik
ozanlarının şiir anlayışına
karşı çıkmak demektir. Gerçekten de, Homeros'
u alırsak, o iki büyük koçaklamanın
onca uzun olması, bütün ayrıntıları
ile bir savaşı
ve bir deniz yolculuğunu
anlatmasından, giderek bir parçayı önce
ozanın, sonra kişilerden birinin diliyle, daha sonra da başka bir
kişinin diliyle olmak üzere birkaç kez anlatmasındandır. Öyküyü, tarihi, dini,
ansiklopedik bilgileri çıkarıp atınca, yeni şiir ister istemez, eski
şiire bakarak kısa olacaktır.
Bu açıdan bugün
uzun şiir - kısa şiir
tartışması, bana gelir ki, baştan başa
gereksizdir. O tartışma, yeni şiirin, çağdaş şiirin ortaya
çıkışı sırasında, yüz yıl önce gerekliydi. Bugün kısa şiir
sözünden, beş altı dize içinde dönüp durmayı anlamak,
bu bakımdan , sadece yanlış olmakla kalmaz, bir şiirin
geliştirilmesine, bu yoldan görütlemeye de karşı durmak olur,
vakit darlığından ya da değil, tembelliği yerleştirir, fantaziyi
nükteye indirir ve ozanlığı kolay göstererek
şiirin eğitimsel yanını çürütür.
Melih
Cevdet Anday
Yorumlar
İçerik yoruma kapalıdır.
|