Halikarnas Balıkçısı / Hayatı


Girit'te doğmuştur (1886). Asıl adı Cevat Şakir Kabağaçlı olup Abdülhamid dönemi devlet adamlarından Şakir Paşa'nın oğludur. Çocukluğunun bir bölümünü babasının büyükelçi olarak bulunduğu Atina'da geçirmiş, İstanbul'da Büyükada Mahalle Mektebi ile Robert Kolej'de okumuştur (1904). Daha sonra İngiltere'ye giderek Oxford Üniversitesi'nde "Yeni Çağlar Tarihi" okumuştur (1904). Cevat Şakir yurda döndükten sonra, çeşitli dergilerde yazılar yayımlamağa, çevirilen yapmaya başlamıştır. Bu arada Diken, İnci, Resimli Hafta, Resimli Ay, Resimli Gazete gibi dergilere resim, karikatür ve yeni bir tarzla "tezhip" ler de yapmış, öyküler yazmıştır.

Cevat Şakir'in Resimli Hafta'da yayımlanan (1925) "Hapishane İdama Mahkum Olanlar Bile Bile Asılmağa Nasıl Giderler?" başlıklı yazısı "Asker kaçaklarının yargılanmadan kurşuna dizildiklerini" öne sürdüğü gerekçesiyle İstiklâl Mahkemesi'nce sakıncalı görülmüş ve Cevat Şakir üç yıl Bodrum'da "kalebentliğe" mahkum edilmiştir (1925).

Cezasının bitiminden sonra Bodrum'da kalan Balıkçı, 1947 yılında İzmir'e yerleşmiş, gazetecilik ve turist rehberliği yapmıştır. Kendisine 1971 yılında Kültür Bakanlığı'nca Devlet Kültür Armağanı verilen Halikarnas Balıkçısı 1973 yılında İzmir'de ölmüş, vasiyeti üzerine Bodrum'da bir tepeye gömülmüştür.

YAZIN YAŞAMI

Cevat Şakir, daha Robert Kolej'in son sınıfında iken İkdam gazetesinde yazmaya başlamış, çeviriler yayımlamıştır (1904). İngiltere'den döndükten sonra yazı ve çevirilerini sürdüren Cevat Şakir'in ilk öyküleri heyecan öğesini öne çıkaran magazin öyküleridir. Kendisi şöyle demektedir:

"İsmini cismini unuttuğum bir çok yerlere de yazılar yazıyor, resim ve karikatürler yapıyordum. Fakat bunların çoğu istediğim gibi değildi. Kendi gönlüme göre yazdıklarım için, bunları halk anlamaz diyorlardı. Benim istediğim gibi değil, başkalarının istediği gibi yazmanın tadı kalmıyordu."

Cevat Şakir, yazar kimliğini de düşünce adamı kimliğini de asıl anlamda Bodrum'da kalebentliğe mahkum edilmesinde sonra bulacaktır. 1926 yılından itibaren Halikarnas Balıkçısı imzasıyla yazmaya başlayacak olan Cevat Şakir, Bodrum'a varışından sonra kendisinde meydana gelen bu dönüşümü şöyle anlatmaktadır: "Heyy! Açılan kapı, birdenbire gözlerime ve gönlüme açık denizleri, kıyı ve adaları verdi. (...) Çocukluktan beri ilk defa çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlayarak! Şükran! Kıyamet kopuyor. Parmaklarımı yosunlara, kumlara daldırdım. Güzel dünyanın kumlarını, deniz çakıllarını, başıma avuç avuç akıttım.(...) Dizüstü düşmek, bir çeşit fırlamak, havalanmaktır. Babıâli yokuşunun boyunduruğuna vurulmuş olan Cevat, boş bir kalıp olarak yerde yığıla dururken, onun ortasında- içinde bir milyar kuş sanki sevinçle cıvıldaşarak- Halikarnas Balıkçısı irkilip, dikilmeye koyuluyordu. Yerde bir kalıp kalıyordu. Onun içinden başka bir insan kalkıyordu."

Bu başka insan, hem o günlere kadar yazınımızda hemen hiç görülmeyen denizi, deniz insanlarını benzersiz bir şiirsellikle anlatacak bir öykücü / romancı hem de sonraki yıllarda Mavi Hümanizma diye nitelenecek bir hareketi başlatan bir kültür adamı olacaktır. Onun Anadolu uygarlığına ilişkin ilginç görüşleri ve sonraki yıllarda turistik nitelik kazanacak olan "Mavi Yolculuk" gezileri dolayısıyla Bodrum, uluslar arası bir üne kavuşacaktır.




Şiirin Ustaları ve Halk Ozanları sayfaları için kaynaklar:

Turkedebiyat.net - Antoloji.com - Turkceciler.com - wikipedia.org - ansiklopedikbilgi.com









Yorumlar
İçerik yoruma kapalıdır.


Yorum Yapın

Ad Soyad: Yorumunuz:
E-posta:
Tarih:
29.4.2024 19:59:59
 


 
 

 
 

 
 
 
 
 
 




Bu site Kişisel Yazar Web Tasarım projesi ile oluşturulmuştur.