Can Yücel / Hayatı
(1926 – 1999)
Yergici anlatımı ve kendine özgü dil örgüsüyle çağdaş Türk Şiiri’nde özgün bir
yer edinen, eski milletvekili ve bakanlardan Hasan Ali Yücel'in oğlu Can YÜCEL,
1926'da İstanbul'da doğdu. Fakat kendisini Datça’lı kabul eden ünlü şairin
mezarı Datça'dadır. Son üç kitabını da Datça üzerine yazmış, yarımadanın
güzelliklerini, şiirinin güzellikleriyle buluşturmuştur. Bu yüzdendir ki, Can
Yücel'i okumak, Datça havasını solumak duygusu verir insana. Taze...
şaşırtıcı... farklı... düşündürücü...
Orta öğrenimini Ankara Erkek Lisesi'nde, yüksek öğrenimini Ankara Üniversitesi
Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi ile İngiltere'de Cambridge Üniversitesi'nde
tamamlayan Yücel, askerliğini Kore'de yaptı. Uzun süre Paris'te ve İngiltere'de
kalan Yücel, BBC Radyosu Türkçe Yayınları Bölümü'nde spiker olarak da çalıştı.
Ancak hayatında hep ilk sırada şiir yer aldı. İş dünyasında çok az zaman
geçiren şair meslek olarak kendisine şairliği seçtiğini söyledi hep.
1962'de İngiltere'de, 1709'da Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir
Türkçe dilbilgisi kitabını bulması geniş yankı uyandırdı. Ertesi yıl yurda
dönünce bir süre Bodrum'da turist rehberliği yaptı. Sonra İstanbul'a yerleşti.
Çeviriyi uğraş edindi. Ve bir çevirisi nedeniyle 12 Mart döneminde hüküm giydi.
1974'te aftan yararlanarak serbest kaldı.
Yazın yaşamına üniversitede öğrenciyken yayımladığı şiirleriyle girdi. Şiir,
yazı ve çevirileri 1945'ten itibaren Yenilikler, Seçilmiş Hikayeler, Dost, Şiir
Sanatı, Yön, Papirüs, Yeni Dergi, Yazko Edebiyat, Yeni Düşün, Vatan, Demokrat
vs. dergi ve gazetelerde yayımlandı.
Şiirlerinde argo ve müstehcen sözlere çok sık yer veren, bu nedenle zaman zaman
dikkatleri üzerine çekip koğuşturmaya uğrayan Yücel'in 1974'te çıkan "Bir
Siyasinin Şiirleri" kitabı, o döneme kadarki şiir macerasının dengeli bir
bileşimi olarak görüldü. Bu şiirlerinde hapishaneden dışa ve orada yaşayanlara
dönük izlenim, gözlem, duygu ve düşüncelerinin toplamını, kendi politik
kimliğinin sorgulamasıyla birlikte verdi. Tarihsel olaylarla günlük olayları iç
içe işleyen Yücel, günceli, taşlama yüklü bir ifadeyle, politik eleştiri
düzeyinde ele aldı. Toplumsal olanı yansıtmada gülmece, şiirinin en önde gelen
öğesi oldu.
Şiirlerinde, toplumcu bir bakış açısından yola çıkarak daha iyi bir dünyanın
kurulması amacını savunan Yücel'in, sözcük oyunlarıyla ulaştığı dil ustalığı,
şiirini "yeni anlam boyutlarıyla donatarak" etkili kıldı. Halk
kaynaklarına, halk ağzına, daha çok da halk türkülerinin deyişlerine de
yaslanan Yücel'in kullandığı günlük söylem, yöresel deyişler, deyimler ve argo
sözcükler, şiirini etkili kılan diğer öğelerdir. Diyaloglar, atasözleri,
benzetmelerle kendisine has bir üslup oluşturdu.
Yazma'dan başlayarak tüm şiirleri incelendiğinde Yücel'in şiirinin ironiden
başka yönleri olduğu farkedilecektir. Örneğin, yoğun bir duygusallık ve sevgi
arayışı; ustalıkla doruğuna ulaşmış bir dil işçiliği, entellektüel düzeye
varmış bir biçim arayışı; yanlışa, haksıza karşı, yerleşik nizamdan öç
alırcasına öfkeli ve bir o kadar da acılı bir direniş... bir başkaldırı...
En ağdalı ifadelerden, en acılı ağıtlara; en sert sokak ağızlarından en yoğun
sevda ve sevgi şiirlerine; zeka parıltılarından en yalın, en sade söyleyişlere
kadar her şeye yer verdiği şiiri, bir 'vazifeye adanmışlık' şiiridir onun.
Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Weiss ve Brecht gibi yazarlardan yaptığı
çevirilerde, yapıtları neredeyse yeniden yazarak değişik bir çeviri anlayışı
getirdi edebiyat dünyasına.
Kitapları: Can Yücel'in şiir alanındaki başlıca yapıtları arasında
"Yazma" (1950), "Sevgi Duvarı" (1973), "Bir Siyasinin
Şiirleri" (1974), "Ölüm ve Oğlum" (1976), "Şiir Alayı"
(1981), "Rengarenk" (1982), "Gökyokuş" (1984) ve
"Beşibiryerde" (1985), "Canfeda" (1986), "Çok Bi
Çocuk" (1988), "Kısa Devre ve Kuzgunun Yavrusu" (1990) yer
alıyor.
Şiirin
Ustaları ve Halk Ozanları sayfaları için kaynaklar: Turkedebiyat.net - Antoloji.com - Turkceciler.com - wikipedia.org - ansiklopedikbilgi.com
Yorumlar
İçerik yoruma kapalıdır.
|