Yenilikci Düşünce ve Şairler / Guillaume Apollinaire
Yenilikci
Düşünce ve Şairler
Şair, yeni coşkular keşfeden kimsedir; bu yeni coşkulara katlanmak güç de
olsa. Her alanda şair olunabilir; yeter ki insan serüvenci olsun ve bulup
çıkarmayı göze alsın.
Sanatın malzemesi
ve araçlarını meydana getiren şey için, düşlenemeyecek bir bolluğun özgürlüğü
içinde olduğumuzu umut elebiliriz. Şairler bugün, bu ansiklopedik özgürlüğün
çıraklık dönemini yaşıyorlar. Esin alanında özgürlükleri; bir tek sayfada en
çeşitli malzemeleri ele alıp işleyen, en uzak ülkelerde at koşturan günlük bir
gazetenin özgürlüğünden daha az geniş değildir. Telefonun, telsiz telgrafın ve
uzay karşısında artık çekingenliği kalmayan havacılığın var olduğu bir çağda,
şair hiç olmazsa aynı özgürlüğe niçin sahip ve zorunlu olmasın sorusunu kendi kendimize
sormalıyız.
Evren gibi, topluluk gibi, millet gibi karmaşık varlıkları, çabukluk ve
kolaylıkla tek kelimeyle anlatmayı alışkanlık haline getirmiştir düşünceler.
Oysa çabukluk ve kolaylığın şiirde çağdaş anlamda karşılıkları yoktur. Şairler
bu boşluğu doldurmak zorundadırlar ve onların yapay şiirleri, ortaklaşa
terimler gibi bir araya getirilmiş plastik bir değere sahip olan yeni
kendilikler yaratır.
İnsan, makina denen şu şaşırtıcı varlıklarla içli dışlı oldu. Sonsuz
derecede küçük olanların alanını didik didik etti. Yeni alanlar da insanın
imgeleminin etkinliğine açılıyor. Bu da sonsuz olarak büyüğün ve olacağı haber
vermenin alanlarıdır.
Yenilikçi düşüncenin karmaşık, durgun, yapay ve donmuş olduğunu
sanmayınız. Doğanın düzenini bile izleyen şair, şişirilmiş boş laflardan
bütünüyle kurtuldu. Artık içimizde Wagner Almanyası’nm o dev gibi
coşumculuğunun bir yana bırakılmış eski giysisini kendilerinden uzağa
atıverdiler; onun göz aldatan parlaklığına, aldanarak, Jean Jacques Rousseau
kadar değer vermiştik.
Sanat ancak, günün birinde evren aynı iklim altında yaşarsa, insanlar
aynı biçimde yapılmış barınaklarda otururlarsa, aynı söyleyişi taşıyan aynı
dili konuşurlarsa, ulusal olmaktan kurtulacaktır; bu da hiçbir zaman
olmayacaktır. Etnik ve ulusal farklılıklar edebî anlatımın çeşitliliğini
doğurur ve korunması gereken de işte bu çeşitliliktir.
Çağdaş bir şair bir uçağın homurtularını kaleme aldığında, her şeyden
önce, zihnini gerçeğe alıştıran şair arzusuna sahip olmak gerekir. Şairin
hakikat tutkusu onu neredeyse bilimsel denebilecek notlar almaya iter; eğer
şiir olarak ortaya koymak istiyorsa bunlar her zaman gerçeğin gerisinde
kalacak, diyelim ki kulak aldatıcı olacaktır.
Yenilikçi düşünce, insanı, bir gelecekten haber vericinin çabası içine
girmeye zorluyor.
İşte bunun içindir ki yenilikçi düşünceye göre tasarlanmış eserlerin
çoğunda gelecekten haber vericiliğin izlerini bulabiliyorsunuz. Hayatın ve
imgelemin tanrısal oyunları yepyeni bir şiirsel etkinliği bütünüyle serbest
bırakıyor.
Şiir ve yaratı, olsa olsa tek bir şeydir öyleyse; insanın yaratabildiği
ölçüde, icat eden, yaratan kişidir diye şairi adlandırmak gerekiyor. Şair, yeni
coşkular keşfeden kimsedir; bu yeni coşkulara katlanmak güç de olsa. Her alanda
şair olunabilir; yeter ki insan serüvenci olsun ve bulup çıkarmayı göze alsın.
Çağdaş şairler yaratıcı, keşfedici ve gelecekten haber vericidirler;
sahip oldukları ortaklaşmanın en büyük yararı için konuştukları zaman
söylediklerinin araştırılmasını isterler. Platon’a doğru dönerler ve ona
yalvarırlar; Cumhuriyet’ten sürüp çıkarılsalar bile hiç olmasa onlara kulak
verilir.
Yenilikçi düşünce, her şeyden önce, formüllerin estetizminin ve bütün bir
züppeliğin düşmanıdır. Böylesi bir okula karşı savaşmaktan yana değildir. Çünkü
kendisi bir okul olmak istemez ama simgecilikten ve doğacılıktan bu yana bütün
okulları kapsayan büyük akımlarından biridir edebiyatın. Çağının aydınlık
kavrayacılığı için; evrenin içi ve dışı konu-sunda yeni görüşler getirmek için,
ön ayak olucu düşüncenin yerleşmesi için savaşır...
Yenilikçi düşünce, yaşadığımız çağın yenilikçi düşüncesidir aynı zamanda.
Şaşırtıcılıklar konusunda verimli olan bir çağ. Şairler, gelecekten haber
vericiliğe; şu bir türlü evcilleştirilemeyen ele avuca sığmaz kısrağa benzeyen
şeye boyun eğdirmek niyetindeler.
Guillaume
Apollinaire
Çeviri: Eray Canberk
Yorumlar
İçerik yoruma kapalıdır.
|